'Mikrop haritaları' şehirlerin geleceğine rehberlik edecek

New York metro hattının mikrop haritası hazırlandı. Yaklaşık 637 bakteri, virüs, mantar ve mikroskobik hayvana rastlandı. Elde edilen örneklerin % 48’i bilinen türlere ait değil. Bu da mikroplarla ilgili hala büyük ölçüde bilinmezlik olduğunu gösteriyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

New York merkezli Weill Cornell Medical College’de genetik bilimci olan Christopher Mason bundan bir kaç sene önce sekiz aylık kızını bakıcıdan aldığında, küçük kızın plastik bir oyuncağı ağzına soktuğunu gördü. Daha sonra aynı oyuncağı bir başka çocuğun ısırdığını fark etti. Ve daha sonra da bir başka çocuğun. Mason bunun üzerine, mikropların farklı insanlar arasında nasıl taşındığını düşünmeye başladı. New York şehrine baktığında ise, mikropların, insanların dokunduğu her yerde yaşadıklarını fark etti. Özellikle de metrolarda. Mason’un mikroplar ve şehir ilişkisine yönelik bu düşüncesi 2013 yılında bir projeye dönüştü. New York’un metrolarından “mikrop toplamak” amacıyla üniversite mezunları ve bazı araştırma görevlileri ile çalışmaya başladı. Metroların metal tutacakları, bilet makineleri ve insanların elledikleri tüm alanlardan 18 ay boyunca örnek toplandı. Bu örnekler sayesinde New York metro hattının mikrop haritası hazırlandı. Buna PathoMap adı verildi. Her gün 5.5 milyon insanın metro kullandığı bir şehirde, bu harita önemli hem sağlık uzmanları hem de şehir planlayıcıları için bir referans oluşturdu. Haritaya göre, mikropların büyük bir bölümü insan sağlığı için yararlı; ya da peynir, yoğurt gibi gıdalarla bağlantılı. Yani Mason’un dediği gibi “New York sağlıklı bir şehir”. Yapılan araştırma kapsamında en az 637 bakteri, virüs, mantar ve mikroskobik hayvana rastlandı. New York Times’da yer alan habere göre, elde edilen örneklerin yüzde 48’i bilinen türlere ait değil. Bu da mikroplarla ilgili hala büyük ölçüde bilinmezlik olduğunu gösteriyor. Mason, “İnsanların yaşadığı çevrelerde mikropların yüzde 80-90’ını tanıdığımızı zannediyorduk. Oysa daha keşfedilecek çok şey olduğunu gördük” diyor. 

Benzer mikrop haritaları şehirlerin tarihi ve geleceği açısından oldukça önemli. Hatta bazı uzmanların belirttiği gibi kamu sağlığının geleceği için belirleyici bir rol ürtleniyor.

mikrop_.jpg

Probiyotik ürünler için yol gösterici olacak

Mason’un haritasına benzer haritalar, “probiyotik” olarak tanımlanan ürünlerin geliştirilmesinde yol gösterici olabilecek. Mason’un takımında yer alan araştırmacılar metrolarda buldukları bakteri türlerinin bazı kimyasalların temizlenmesinde etkili olacağını ifade ediyorlar. Bazı bakteriler ise bağışıklık sistemi için yaşamsal önem taşıyor. Bugün için araştırmacıların en büyük hayallerinden birisi; mikropların davranış biçimlerini anlamak ve bu doğrultuda yararlı mikropların yaşamak isteyeceği mekanları yaratabilmek. Geçtiğimiz Kasım ayında, Hong Kong’da yaşayan bir grup araştırmacı şehrin metro sisteminde yaşayan mikropları araştırdı; fakat PathoMap’tan farklı olarak, yüzeyler üzerinde değil, havada yaşayan mikropları incelediler. Yani Mason’un araştırması dokunabildiğimiz mikroplara yönelik iken, bu araştırma nefes yoluyla yuttuğumuz bakterilere yönelikti. Mason’un bir sonraki hedefi dünya genelinde en kalabalık 20 metro ağı için benzer haritalar oluşturmak. Araştırmacılar Paris, Sao Paolo ve Şangay metrolarından örnekler toplamaya başladılar. Metrolar aslında, şehirler hakkında çok fazla bilgi veren yerler. Mason’un dediği gibi: “Metro, toplumsal bir ekosistem. Bugüne kadar hiçbir zaman derinlemesine araştırılmadı. Biz onun içinde dolaşırken, aslında o da bizim içimizde dolaşıyor.”

10 tür deniz mikrobu bulundu

Wired dergisinde yer alan habere göre, Mason’un çalışması kapsamında South Ferry istasyonunda daha önce hiçbir yerde rastlanmayan 10 tür deniz mikrobu bulundu.Araştırmacılara göre bu mikroplar 2012 yılında meydana gelen Sandy Fırtınası’nın kalıntıları. Daha kalabalık istasyonlarda ise daha çok türde mikroba rastlandı. Mason, “İnsanların sayısı artıkça, mikrobik düzeyde de daha fazla farklılık meydana geliyor” diyor.