AB, başkan ve dışişleri bakanlarını görüşüyor
Liderlerin yarın sona erecek zirvede, başkan adayları konusunda resmi olmayan istişarelerde bulunması, nihai kararın gelecek ay düzenlenecek olağanüstü zirvede alınması bekleniyor
BRÜKSEL - AB devlet ve hükümet başkanları, yürürlüğe girmek için Çek Cumhuriyeti'nin onayını bekleyen yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'nda öngörülen AB Konseyi Başkanlığı ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği (Dışişleri Bakanı) koltuklarına yapılacak atamaları görüşmek için toplandı.
Lizbon Anlaşması'nı imzalamak için Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekleyen AB karşıtı Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'un 3 Kasımda beklenen olumlu kararın ardından vakit geçirmeyeceği taahhüdünde bulunması, AB liderlerini rahatlatsa da zirvede resmi bir dayanaktan yoksun olması nedeniyle AB Başkanı ve Dışişleri Bakanı atamalarında şimdiden bağlayıcı bir karar çıkması öngörülmüyor. Liderlerin yarın sona erecek zirvede, başkan adayları konusunda resmi olmayan istişarelerde bulunması, nihai kararın gelecek ay düzenlenecek olağanüstü zirvede alınması bekleniyor.
Klaus'un, Lizbon Anlaşması'nı imzalamak için şart koştuğu, Çek Cumhuriyeti'nin AB Temel Haklar Sözleşmesi'nden muaf tutulması talebine AB Dönem Başkanı İsveç olumlu yaklaşmıştı. Klaus, Temel Haklar Sözleşmesi'nden muafiyeti II. Dünya Savaşı'nın ardından eski Çekoslovakya'dan sürülen etnik Almanların el koyulan mülklerinin iadesine yönelik AB mahkemelerinde dava açılmamasını garantiye almak için istiyor.
AB Temel Haklar Sözleşmesi'nin, Çek Cumhuriyeti'ni kapsamaması durumunda aynı tavizin eski Çekoslovakya'nın diğer üyesi Slovakya'ya da tanınması öngörülüyor.
Lizbon Anlaşması müzakerelerinde Temel Haklar Sözleşmesi'nden çalışma hukukunu etkileyeceği gerekçesiyle İngiltere ve eşcinsel evliliği meşrulaştıracağı gerekçesiyle Polonya 2007 yılında muaf tutulmuştu.
Başkan adayları
Lizbon Anlaşması'na göre AB'de 2 buçuk yıl süreyle zirveleri yönetecek AB Konseyi Başkanlığı için yaklaşık 10 eski ve mevcut devlet ve hükümet başkanının ismi geçiyor.
İsmi Brüksel'de aylar öncesinden tartışılmaya başlanan eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, Irak savaşına destek vermesi yanında ülkesinin ortak para Avro'ya geçmemesi ve ortak vize alanı Schengen'e katılmaması nedeniyle taraftar bulmakta zorlanıyor. Blair'in en büyük avantajı ise AB'nin büyük bir üyesinden gelmesi ve şimdilik diğer büyük üyelerin itirazıyla karşılaşmaması.
Fransız ve Alman medyasına eş zamanlı yaptığı açıklamalarla AB Başkanlığına adaylığını açıklayan 490 bin nüfuslu Lüksemburg'un Başbakanı ve Maliye Bakanı Jean-Claude Juncker ise dünya liderlerince fazla ciddiye alınmayacağı gerekçesiyle umduğu desteği alamadı. AB içinde derinleşmeye ve entegrasyona en fazla destek veren lider olarak tanınan Juncker'in İngiltere başta olmak üzere birçok üye tarafından veto edilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
AB içinde uzlaşmacı kişiliğiyle tanınan Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende, AB Başkanlığına adaylığını açıklamasa da İtalyan Dışişleri Bakanı Franco Frattini tarafından önerildi. Balkanende'nin Brüksel'de güçlü bir başkan görmek istemeyen üye ülkelerin desteğini alabileceği ve başkanlık yarışının tıkanması halinde uzlaşma adayı olarak öne çıkabileceği belirtiliyor. Hollanda'nın 16,5 milyonluk nüfusuna rağmen AB bütçesine en fazla katkı yapan ilk 3 ülke arasında bulunması Balkenende'nin şansını artırıyor.
Görevini gönülsüz yaptığı izlenimini veren Belçika Başbakanı Herman van Rompuy'un da Balkanende kadar güçlü ihtimal olmasa da uzlaşma adayı olarak öne çıkabileceği değerlendiriliyor.
İspanya'da 1982-1986 yılları arasında başbakanlık yapan Felipe Gonzales (67), bazı kesimlerce AB Başkanlığı görevi için yaşlı bulunuyor. AB Komisyonu Başkanlığına Portekizli Jose Manuel Barroso'nun yeniden atanması yanında Gonzales'in AB Konseyi Başkanlığına getirilmesinin AB'de İber Yarımadası ağırlığını artırarak dengeleri bozacağı belirtiliyor.
Eski Finlandiya Başbakanı Paavo Lipponen'in şansını ise İskandinav ülkeler blokundan NATO Genel Sekreterliğine getirilen eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen azaltıyor.
Litvanya'nın da desteğiyle Letonya Başbakanı Valdis Dombrowskis tarafından önerilen ülkesinin eski Cumhurbaşkanı Vaira Vike-Freiberga'nın (71) yaşı nedeniyle zaten az olan şansını Avrupa Parlamentosu Başkanlığına Polonyalı Jerzy Buzek'in getirilmiş olması köreltiyor.
Genişleme başta olmak üzere ülkesinde AB politikalarına kamuoyu desteğinin düşük olması, eski Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel'in AB Başkanlığa atanmasını zorlaştırıyor.
Eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson AB Başkanlığı yarışında olmadığını açıklasa da Brüksel'de üst düzey görevlerde kadınlar aleyhine dengesizliği gidermek isteyen çevrelerden büyük destek görüyor. AB Başkanlığına ismi geçenler arasında eski İrlanda Başbakanı Bertie Ahern de bulunuyor.
Dışişleri bakan adayları
Bazı çevrelerin geniş yetkileri nedeniyle AB Başkanlığından daha önemli gördüğü AB Dışişleri Bakanlığının yoğun pazarlıklara konu edilmesi kaçınılmaz görünüyor.
Brüksel kaynakları, AB dış politikasında etkili olmak için kendilerine yakın bir Dışişleri Bakanı atanmasını hedefleyen Fransa ve Almanya'nın bu stratejiye uygun olarak Avrupa Parlamentosu başkanlığının bir Polonyalıya ve AB Komisyonu başkanlığının yeniden İspanya destekli bir Portekizliye gitmesine yeşil ışık yaktıklarına ve Blair'in AB Başkanlığı adaylığına şimdiye dek itiraz etmediklerine dikkati çekiyor.
Lizbon Anlaşması'nda, dış politikada tek seslilik için getirilen AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, AB dışişleri bakanları toplantılarına başkanlık edecek. Aynı zamanda AB Komisyonu başkan yardımcılığı görevini üstlenecek olan Yüksek Temsilci, "AB'nin dış eylemlerinin eş güdümünü" sağlayacak.
Yetki ve sorumlulukları henüz kesinleşmeyen Yüksek Temsilci'nin yine Lizbon Anlaşması'nda öngörülen AB dışişleri teşkilatı (Avrupa Dış Eylem Servisi) için bütçe ve personel önerebilmesi, AB polis ve gözlemci misyonlarını ve AB barış gücü operasyonlarını yönetmesi ve AB üyeleri arasında bilgi ve istihbarat paylaşımını hızlandırması bekleniyor.
AB'de bu görev için ismi geçenler arasında İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Fransız eski bakan ve Avrupa Parlamentosu Üyesi Michel Barnier, İngiliz Dışişleri Bakanı David Miliband, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, AB Komisyonu'nun eski İngiliz Üyesi Chris Patten, eski NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, eski Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik ve eski Yunan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis bulunuyor.