AB'den serbest fon transferi adımı
Avrupa Birliği, 27 üyeli bloktaki ulusal bankacılık regülatörlerine üye ülkeler arasında serbest fon akışını önleyen politikaları tespit etmelerini istedi. Talep finansal parçalılığı aşmak isteyen AB'den gelen ilk resim adım olarak nitelendi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Avrupa Birliği sınırları içinde fonların serbest hareketi için harekete geçti. Wall Street Journal'ın (WSJ) haberine göre AB 27 üyeli bloktaki ulusal banka regülatörlere üye ülkeler arasında serbest fon akışını önleyen politikaları izah etme çabasında bulundu. Talep AB yetkililerinin ekonomik bölgedeki finansal piyasaların parçalılığına karşı ilk resmi adım olarak nitelendi. AB yürütme organı Avrupa Komisyonu'nun bu amaçla geçen cuma üye ülkelerin bankacılık regülatörlerine mektup gönderdiği ortaya çıktı.
Adım ulusal bankacılık denetleme ve düzenleme organlarının Euro Bölgesi'nin zarar görmüş ve parçalı durumdaki finansal piyasalarının yavaş da olsa toparlanmasını tehdit ettiğine dair işaretlerin Brüksel'de arttığı şeklinde yorumlandı. AB Komisyonu'nun dikkati operasyonları birden fazla AB üyesinde bulunan bankacılık gruplarına yönelik bazı ulusal regülatörlerin koyduğu kısıtlamalara odaklanıyor. WSJ'ye ulaşan mektubun taslak metnine göre bu kısıtlamalar arasında bir bankacılık grubunda sermayenin başka bir gruba aktarımını önleyen ulusal operasyonlar, banka şubelerinin ana şirketlere kar transferinin yasaklanması ve grup içi kredi sağlamanın kısıtlanması
Kaygı duyulan söz konusu kısıtlamalar genellikle Avrupa'nın borç krizini en fazla yaşayan çevre ülkelerde yer alan bankaların, durumu iyi olan kuzey Avrupa'daki operasyonlarını küçültmeyi önlemeyi amaçlıyor. Avrupa Komisyonu'nun mektup taslağında, "Komisyon bu tarz muhtemel önlemlerden çok kaygı duyuyor. Komisyon, sermayenin serbest hareketliliğini dikkate alıyor. Tek Pazar'ın muazzam potansiyelinden özellikle ulusal düzeyde finansal istikrarı muhafaza etme gayesiyle alınan orantısız ve koordine edilmemiş önlemler uğruna taviz verilmemesi gerektiği belirtildi. Avrupa Komisyonu ulusal bankacılık denetleme kuruluşlarından bu ayın sonuna kadar yanıt beklediğini açıkladı. WSJ geçtiğimiz aralıkta komisyonun soruna dair yasal işlem yapmayı düşündüğünü açıklamıştı. Bu yasal sürecin Avrupa Adalet Divanı'nda sonuçlanabileceği de kaydediliyordu. Ancak gazeteye göre komisyon, sorunun merkezi Londra'da bulunan ve ulusal banka regülatörlerini koordine eden Avrupa Bankacılık Otoritesi sınırları içinde çözümünden yana. Avrupa Komisyonu eğer bu önlem daha radikal önlemler alınacak.
İngiltere kendi denetimini şart koştu
AB'yi özellikle bazı olaylar ve uygulamaların kaygılandırdığı belirtiliyor. Bunlardan birinin İngiltere'nin bu ülkede faaliyet gösteren yabancı sermayeli bankalardan şube operasyonlarını bankacılık tabi şirketlerine dönüştürmesini istemesi oldu. İngiltere'deki yabancı sermayeli bankaları mevcut halde yabancı sermayeli bankanın ana merkezinin bulunduğu ülkedeki denetim kuruluşlarına tabi oluyor. Ama İngiltere'deki bankalar tabi şirketlere dönüştüğünde o zaman bu kuruluşlar İngiliz regülatörlerin denetimine tabi oluyor. İkinci durumda yabancı sermayeli bankaların İngiltere'deki operasyonlarının kendi sermayelerini ve nakit varlık rezervlerini finansal sıkıntıda olsun olmasın ana bankacılık şirketlerinden ayrı olarak muhafaza etmeleri isteniyor. İngiltere'nin Mali Hizmetler Otoritesi geçen yıl bu ülkedeki iki büyük Güney Kıbrıs bankasının şube operasyonlarını bağlı şirket statüsüne dönüştürmelerini istemişti. Bu talep İngiliz yetkililerinin geçen yıl Yunan devlet tahvillerinin yeniden yapılandırılmasının Güney Kıbrıs bankacılık bilançolarında kara delik yaratmasına dair kaygılarını yansıtmıştı. İki Güney Kıbrıs bankasından Bank of Cyprus, İngiltere'nin istediği dönüşümü gerçekleştirdi. Cyprus Popular Bank ise geçen yıl yaptığı açıklamada dönüşümü gerçekleştirme sürecinde olduğunu ifade etmişti.
Almanya ve İtalya arasında tartışma
WSJ'nin haberine göre bir başka anlaşmazlık Alman ve İtalyan regülatörler arasında yaşandı. 2011'de İtalyan bankacılık devi UniCredit SpA Almanya'daki operasyonlarından milyarlarca euro mevduatı İtalya'ya taşımak isterken Almanya'daki denetim organlarının itirazlarıyla karşılaştı. O dönem İtalya'nın bir kurtarma paketine ihtiyaç duyabileceğine dair endişelerin de etkisiyle alman regülatörler İtalya'ya transferleri engellemek istedi. Çünkü bu şekilde UniCredit'i desteklemek için Almanya'nın daha fazla kaynak ayırmak zorunda kalacağından endişe ettiler. Anlaşmazlık UniCredit'in İtalya'ya mevduat transfer hacmini azaltma taahhüdüyle aşılmıştı.
Geçtiğimiz aylarda yatırımcılar Euro Bölgesi'ndeki çevre ülkelerin mali sıkıntılarının azalmasıyla İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan ve İrlanda'ya dönüş yapmaya başlamışlardı. Yatırımcı ilgisinin yeniden artmasıyla bu ülkelerin tahvil getirileri inişe geçmişti. Fakat bankalar yoluyla para transferine yönelik ulusal sınırlamaların halen daha düşük devlet borçlanma maliyetlerinin reel ekonomiye akmasını önleyebileceği ve bunun da Euro Bölgesi ekonomisini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. AB'ye üye ülkeler arası bankacılık sıkıntılarının aynı zamanda geçen yaz Avrupa'da tahvil faizlerinin aşırı arttığı ve Euro Bölgesi'nin parçalanacağına dair endişelerin yükselmesi gibi daha keskin vakaları alevlendirdiği bildiriliyor. Avrupa Merkez Bankası'nda yer alacak yeni bir Euro Bölgesi bankacılık denetim organının oluşturulmasının Euro Bölgesi'ndeki ulusal regülatörler arasındaki anlaşmazlıkları azaltması gerekiyor. Bununla birlikte AB Komisyonu, kurulacak Euro Bölgesi denetim organının kapsamayacağı İngiltere gibi euronun dışındaki AB üyesi ülkelerle denetleme koordinasyonun gerekli olduğunu belirtiyor.
Commerzbank 720 milyon euro zarar etti
Almanya'nın ikinci büyük bankası Commerzbank geçen yılın dördüncü çeyreğinde 720 milyon euro net zarar ettiğini açıkladı. StarMine'a göre, analistlerin ortalama tahmini bankanın 295 milyon euro zarar edeceği yönündeydi. Açıklamaya göre banka, 2012'nin son çeyreğinde ertelenmiş vergi yükümlülükleri için 560 milyon euro, Ukranian Bank Forum adlı birimin satışından dolayı da 185 milyon euroluk ödemeyle karşılaştı. Banka ayrıca, 2016'ye kadar 4,000-6,000 kişinin işten çıkarılması planına bağlı olarak 2013'ün birinci çeyreğinde yaklaşık 500 milyon euroluk yeniden yapılanma maliyeti beklediğini de açıkladı.
Büyük Yunan bankalarını kamulaştırma korkusu sardı
National Bank of Greece gibi önde gelen Yunan bankaları, kamulaştırılmamak için yeniden sermayelendirme şartlarını gevşetmek üzere yoğun lobi faaliyetlerine başvurduğu bildirildi. Bloomberg'in haberine göre AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF'den oluşan Troyka'nın verdiği 172 milyar euroluk kurtarma paketi, ülkenin en büyük 4 bankasına 27 milyar euro enjekte edilmesini ve bunun 2.5 milyar euroluk kısmının özel sektör yatırımcıları tarafından fonlanmasını öngörüyor. Ancak hisse senedi değerlenmelerinin gerçekçi bulunmaması yüzünden bu bankaların özel sektör fonu çekmesinin güçleştiğine dikkat çekiliyor.