”Adada yapılan açıklamaların yasal önemi yok”

Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Kiprianu, ortak açıklamaların "olduğundan fazla bir şey olarak değerlendirilmemesi gerektiğini" belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, Adada iki lider arasında devam eden müzakere süreciyle ilgili olarak yapılan ortak açıklamanın "olduğundan fazla bir şey olarak değerlendirilmemesi gerektiğini" belirterek, "ortak açıklamanın bugün ne durumda olunduğunu, bugüne dek neler yapıldığını, neler olduğunu saptayan, yasal bir önemi bulunmayan bir açıklama" olduğunu söyledi.

Rum bakan Kiprianu BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüşmesinin ardından önce Yunan ve Rum gazetecilere Rumca açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı, ardından Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı.

BM Genel Sekreteri Ban ile son derece yapıcı ve dostça bir görüşme yaptıklarını belirten Kiprianu, Kıbrıs sorununu çözmek için devam eden müzakerelerle ilgili olarak Rum tarafının tutumlarını, görüşlerini, endişelerini ve umutlarını Genel Sekretere anlattıklarını söyledi.

Adada bugün ortak açıklama yapıldığını anımsatan Kiprianu, "Görüşmede bu açıklamanın bir ara anlaşma değil, ya da olduğundan fazla bir şey olarak değil, olduğu gibi sadece bir ortak açıklama olarak değerlendirilmesinin son derece önemli olduğunu belirttik, çünkü müzakerelerin felsefesi, her şey üzerinde anlaşılana kadar hiçbir şey üzerinde anlaşılmamış olmasıdır" diye konuştu.

"Türk hükümetinin de aktif ve yapıcı rol oynaması çok önemli"

Kiprianu görüşmede müzakerelerin gelecek safhasındaki zorluklara ve zor konulara da değindiğini belirterek, "Özellikle bu süreçte Türkiye'nin çok önemli rolü üzerinde durdum" dedi. Bu süreçte tarafların yapıcı olması ve iki bölgeli, iki toplumlu federasyon hedefini desteklemelerinin önemli olduğunu kaydeden Kiprianu, "Ama aynı zamanda Türk hükümetinin de aktif ve yapıcı rol oynaması çok önemli. Özellikle de gelecek safhada ele alınacak güvenlik, toprak düzenlemeleri gibi konularda" diye konuştu.

Genel Sekreterle görüşmesinde Maraş konusunu da gündeme getirdiğini anlatan Kiprianu, "Maraş konusunun Kıbrıs sorunundan ayrı tutulması gerektiğini" iddia ederek, bu konuda BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Parlamentosunun da kararları olduğunu söyledi.

Kiprianu şöyle konuştu:

"Maraş konusu direkt olarak Türk hükümetinin sorumluluğunda olan bir konu, Kıbrıslı Türklerin değil. Bu yüzden Genel Sekreterden Türkiye'yi, BM uzmanlarının Maraş'a (mühendislik, mimari çalışmaları başlatarak daha sonra orada yaşayanların dönmelerini sağlamak üzere) gitmelerine izin vermesi konusunda ikna etmek için yardım etmesini istedik. İlk adım son 36 yıldır hayalet kent olan Maraş'a BM uzmanlarının gitmesine izin vermektir. Bu siyasi bir konu değil, insani bir konudur. Bu Türk hükümetinin sorumluluğundadır ve Genel Sekreterden Türkiye'yi bu konuda olumlu davranması için cesaretlendirmesini istedik."

Kiprianu bir soru üzerine, bugün Adada yapılan ortak açıklamanın "bugün ne durumda olunduğunu, bugüne dek neler yapıldığını, neler olduğunu saptayan bir açıklama" olduğunu belirterek, "Açıklamanın yasal bir önemi yoktur, tabii iki liderin müzakerelerle ilgili olarak toplumlarına daha detaylı bilgi verebilmesine imkan tanımaktadır" dedi.

Kiprianu, 18 Nisanda KKTC'de yapılacak seçimler öncesinde iki lider arasında yeni bir görüşme olup olmayacağının sorulması üzerine ise "yeni bir görüşme olmayacağını" düşündüğünü, bundan sonraki ilk görüşmenin KKTC'deki seçimden sonra, yeni Türk liderinin seçilmesinin ardından, yani Nisan ortasından sonra olacağını söyledi.

Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın müzakerelerle ilgili Rum toplumuna daha detaylı bilgi veren bir açıklama yapıp yapmayacağıyla ilgili bir soru üzerine ise şu anda bu konuda bilgisi olmadığını, buna daha sonraki aşamada karar verileceğini, gelecek hafta Rum Ulusal Konseyinin toplantısı olacağını ve Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile görüşüleceğini söyledi.

"Görüşülen başlıklarda hala uyuşmazlık var"

Kiprianu bir soru üzerine, "Yönetim ve Güç Paylaşımı" "AB konuları" ve "Ekonomi" başlıklarında ortak açıklamada da belirtildiği gibi iki tarafın tutumlarında yakınlaşma olduğunu, ancak hem bu 3 başlıkta hem de görüşülen diğer başlıklarda hala uyuşmazlık olduğunu da kaydetti. Kiprianu, ortak açıklamanın "ilerleme sağlandığını belirten cesaretlendirici bir mesaj olduğunu, ama aynı zamanda da ortak açıklamanın kapsamlı bir anlaşmaya ulaşılması için hala gidilecek uzun bir yol olduğunu ve yapılacak çok şey olduğunu belirttiğini" de ifade etti. Kiprianu "Yani daha gidecek uzun bir yolumuz var" diye konuştu.

Türkiye'nin süreçteki rolünü yapıcı bulup bulmadıklarının sorulması üzerine ise Kiprianu, "Türk hükümeti şu ana kadar daha çok gözlemci gibi davranıyor. Türk hükümeti müzakere masasına oturmasa da biz onun bu sorunun bir tarafı olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden Türk hükümetinin daha olumlu mesajlar göndermesini, daha olumlu tutum takınmasını istiyoruz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Rum ve Yunan gazetecilere verdiği mülakatların "cesaretlendirici sinyaller" olduğunu kaydeden Kiprianu, "Ama asıl geçerli olan mülakatlarda söylenilenler değil, müzakerelerde söylenenlerdir. Biz bu sinyallerin müzakerelerdeki tutuma yansımasını istiyoruz" ifadesini kullandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın seçilmemesi durumunda ne olacağının sorulması üzerine "Bu hiç kuşkusuz işleri karmaşıklaştıracaktır, işler zorlaşacaktır" dedi. Seçimlere giren iki adayın farklı yaklaşımları olduğunu belirten Kiprianu, Talat'ın seçilmemesi durumunda Türkiye'nin rolünün daha da çok önem kazanacağını söyledi.

Kiprianu bir soru üzerine, KKTC'deki seçimlerin ardından müzakerelerin devam edeceği konusunda hem Adadaki iki tarafın hem de Türk hükümetinin taahhütleri olduğuna işaret ederek, müzakerelerin iki toplum arasında yapıldığını, BM'nin kolaylaştırıcı rol oynadığını söyledi. Rum bakan, 18 Nisandaki seçimin sonucunun alınmasının ardından müzakerelere iki liderin "bugün" kaldığı yerden devam edilmesini görmeyi arzuladıklarını da ifade etti.

Derviş Eroğlu'nun seçilmesi durumunda müzakerelere devam edeceğini söylediğinin hatırlatılması üzerine, Kiprianu bunun olumlu olduğunu, ancak kendisinden müzakerelerin temeline yaklaşımıyla ilgili net bir tutum göremediklerini, bu yüzden endişeli olduklarını belirtti.

Bu konularda ilginizi çekebilir