Felaketin yaraları hala sarılamadı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Dünyanın en sanayileşmiş ve ileri ülkelerinden biri olmasına karşın 2011'deki felaketin yaralarının hala sarılamadığı Japonya'da halk, 2 yıl önce meydana gelen deprem ve tsunamide yitirdiği yakınları için gözyaşı döküyor.
 
 
11 Mart 2011 saat 14.46'da meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından oluşan tsunamide hayatını kaybeden yaklaşık 19 bin kişi için başkent Tokyo ve diğer kentlerde anma törenleri düzenlendi.
İmparator Akihito ve İmparatoriçe Michiko'nun da katıldığı törenlerde felaketin kurbanları anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Kıyı kentlerinde ise halk, deniz kenarında toplanarak dev dalgalar arasında kaybolan yakınları için mumlar yaktı, suya çiçekler bıraktı ve dua etti.
Bazı Japonlar ise deprem ve dev dalgaların radyoaktif sızıntıya yol açmasının ardından Çernobil'den 25 yıl sonra dünyanın en büyük ikinci nükleer felaketine sahne olan Fukuşima Santrali çevresindeki girilmez alanı çevreleyen dikenli tellerin önünde toplandı.
Yaşadıkları büyük travma, gelecekle ilgili belirsizlikler ve özellikle çocuklarının sağlıkları için duyduğu kaygılar, Japon halkının giderek daha da karamsar olmasına yol açıyor.
Resmi rakamlara göre 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından oluşan 40 metrelik dalgalar, 15 bin 881 bin kişinin ölümüne 2 bin 668 kişinin kaybolmasına neden oldu.
 
Hükümet değişti, sorunlar değişmedi
11 Mart'ta tarihinin en büyük felaketini yaşayan Japonya'da, geçen iki yılda hükümetten, siyasete, enerji stratejisinden halkın psikolojisine kadar birçok şey değişti.
Fukuşima krizindeki tutumu nedeniyle halkın büyük tepkisini çeken Başbakan Yoshohiko Noda, 16 Aralık'ta yapılan seçimlerde hezimete uğradı. Seçimi küresel ekonomik kriz ve deprem felaketin ardından tarihinin en büyük durgunluklarından birini yaşayan Japon ekonomisini yeniden canlandırma sözü veren Liberal Demokratik Parti'nin (LDP) lideri Şinzo Abe kazandı.
Eski hükümeti eleştiren ve 12 günlük seçim kampanyasını Fukuşima'dan başlatan Abe, halktan ilk tepkisini Fukuşima'daki nükleer felaketin ardından kapatılan reaktörleri yeniden açmak istediğini ima ettiğinde aldı.
Abe'nin açıklamasının ardından binlerce kişi, başkent Tokyo'da sokağa dökülerek nükleer santralleri protesto etti.
 
Enerji sorunu
Felaketin ardından Fukuşima santrali çevresinde 20 kilometrelik bir alan yasak bölge ilan edildi. Bölgede yaşayan 150 bin kişi tahliye edilmiş ve 50 reaktör, geçici olarak kapatılmıştı. Geçen 2 yılda bu reaktörlerden sadece ikisi tekrar açıldı.
Reaktörlerin kapatılması, ülke elektriğinin üçte birinin nükleer enerji ile sağlandığı Japonya'da büyük ekonomik kayba neden oldu. Japonya'da elektrik üretimi, felaketin ardından yüzde 40 oranında düştü.
Halk, 2030 yılına kadar nükleer enerji kullanımının sona erdirilmesini istiyor.
Hükümet ise henüz yeni bir enerji stratejisi belirleyemedi.
Depremin vurduğu kuzeydoğu bölgesi, dünyanın üçüncü en büyük ekonomisi kabul edilen Japonya'nın ekonomisinde yüzde 10'luk paya sahipti.
Dünya Bankası, Japonya'daki üçlü felaketin yaklaşık 250 milyar dolarlık bir zarara yol açtığını ve Japonya'nın depremin yaralarını sarması için en az 5 yıla ihtiyaç duyacağını öngörüyor.
Dünya Bankası, 1995'te Kobe'yi vuran ve 6 bin kişinin ölümüne, 100 milyar dolarlık hasara yol açan 7,2 büyüklüğündeki Büyük Hanşin Depremi'nin yaralarının bile ancak 7 yılda sarılabildiğine işaret ediyor.
Japon ekonomisinin tam da 20 yıllık bir durgunluktan çıkmaya başladığı bir anda vuran felaket, otomotiv ve elektronik sektörlerine büyük darbe indirdi. Aralarında Sony'nin de bulunduğu 22 şirket fabrikalarını kapattı.
İşsizlik oranı depremin ardından yüzde 4,8'e yükseldi. Aralık 2012'de 4,3'e düşen işsizlik, halihazırda yüzde 4,2.
Japon ekonomisinin, 230 milyar dolarlık imar fonlarının yardımıyla gelecek aylarda felaket öncesi döneme dönmesi bekleniyor.
 
Evsiz kalanlar, mahkemeye başvuruyor
Aralık'ta iktidara gelen Abe, felaket bölgesini birkaç kez ziyaret etti ve uzun vadede bölgenin imarı için ayrılan bütçeyi 200 milyar dolardan 262 milyar dolara yükseltmeye söz verdi.
Ancak felaketin üzerinden 2 yıl geçmesine ve hükümetin değişmesine karşın hala binlerce kişi, geçici olarak yerleştirildikleri konutlarda yaşıyor.
Yaklaşık 800 kişi, felaketin yıl dönümünde hükümete ve Fukuşima santralini işleten TEPCO'ya dava açtı. Davacılar, nükleer santralden sızan radyasyon tamamen temizlenene kadar her bir kurban için aylık 625 dolar tazminat talep ediyor.
Davacıları temsil eden avukat Izutaro Managi, mahkemeye sunduğu dilekçede "Felaketin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala sorumluluklarının farkına varmayan hükümet ve TEPCO, halkın uğradığı zararı karşılamak için yeterince çaba göstermedi" dedi.
10 bin kişinin daha hükümete karşı dava açması bekleniyor.
Konutların inşası ve bölgenin imarının sürekli gecikmesinde, hükümet ile yerel yetkililer arasındaki fikir ayrılıkları büyük rol oynuyor.
Bazı bölgelerde yeni konutların inşası için hala yer belirlenemedi.
Fukuşima civarında oturan ve evlerini terk etmek zorunda kalanlar ise bir daha evlerine dönüp dönemeyeceklerinin belli olmasını istiyor.
 
Radyoaktif ayrımcılığı
Fukuşima yakınlarında yaşayanların çilesi bununla da bitmiyor.
Halk, yaşadığı güçlüklere bir de ayrımcılığın eklenmesinden şikayet ediyor.
İnsanların radyoaktif olduklarını ileri sürerek, yanlarına yaklaşmadığını belirten Fukuşima sakinleri, tecrit edildiklerini ifade ediyor ve gelecekte çocuklarının çok daha büyük bir ayrımcılıkla karşılaşabileceğinden, evlenemeyeceğinden kaygı duyuyor.
 
Göğe uzanan enkaz yığınları
190 bin evin yıkılmasına, milyonlarca aracın hurdaya dönmesine yol açan felaket, ardında kaldırılmayı bekleyen 50 milyon ton enkaz bıraktı.
Enkazın büyük bir kısmı hala, devasa yığınlar halinde temizlenmeyi bekliyor.
Yeterli eğitimi olmayan ve gerekli teçhizata sahip olmayan temizlik işçileri, güvenlik düzenlemelerini hiçe sayarak radyoaktif atıkları diğerleri ile birlikte atıyor.
Hükümet, temizlik işçilerine diğer işçilerden çok daha yüksek ücret ödediği için enkazın temizlenmesi, çeşitli suç grupları tarafından da çıkar kaynağı olarak görülüyor. Yetkililer, bazı işçilerin çetelerle anlaştığını, kendilerini işe sokmaları durumunda ücretlerinin üçte birini haraç olarak verdiğini ifade ediyor.
Çevre Bakanlığı, enkazın temizlenebilmesi için 20 milyar dolara ihtiyaç olduğunu öngörüyor.