İİT'ten Yemen'e askeri müdahale çağrısı

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) Yemen'e askeri müdahalede bulunma çağrısı yaptı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Yürütme Kurulu'nun Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen aşırılık ve terörle mücadele konulu olağanüstü toplantısının sonuç bildirisi okundu.  

Yemen'deki siyasi ve güvenlik durumuna ilişkin büyük endişe duyulduğu aktarılan bildiride, Ensarullah (Husiler) Hareketi'nin tek taraflı adımlarının kabul edilmediği vurgulandı. 

Körfez İşbirliği Konseyinin (KİK) girişimi ve ulusal diyalog görüşmelerinin neticelerine göre, tarafları barışçıl yollarla yeniden siyasi süreci başlatmaya davet eden bildiride, Yemen'le ilgili BM Anlaşması'nın askeri müdahaleye izin veren 7. bölümünün yürürlüğe konulması çağrısında bulunuldu.    

BM Anlaşması'nın 7. bölümü, BMGK'nın uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için hava, deniz ya da kara kuvvetleri aracılığıyla gerekli saydığı her türlü girişimde bulunmasını öngörüyor.   

"İnsan hakları ihlalleri ve terör eylemleri" kınandı 

Filistin halkına yönelik insan hakları ihlalleri, İsrail'in uyguladığı devlet terörü ve Gazze ablukası ile Mısır'daki terörist eylemlerin kınandığı tebliğde, terör örgütü IŞİD'in Irak halkına karşı işlediği suçlar ile Ürdünlü pilot Muaz el-Kesasibe'yi yakarak öldürmesine sert ifadelerle tepki gösterildi. 

Boko Haram örgütüne karşı bölge ülkelerinin ortak harekete geçme kararının desteklendiği belirtilen deklarasyonda, örgütün bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit ettiği kaydedildi. 

Müslümanlara karşı ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğün artmasının İslamofobinin büyümesine neden olduğu, bu durumun ise Müslümanların insani haklarının ihlali anlamı taşıdığı ifade edilen bildiride, terörle mücadele için sadece askeri ve güvenlik yöntemlerinin yeterli olmadığı vurgulandı. 

Tebliğde, İİT Genel Sekreteri İyad Medeni'nin, üye ülkelere, başta gençler olmak üzere insanların terör örgütleri tarafından istismar edilmemeleri ve aşırılığa karşı korunmaları için çözüm üretmek üzere birlikte çalışma, terör kaynaklarının kurutulması, terörle ilişkili kişi ve oluşumlara destek vermekten kaçınılması için gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulunduğu belirtildi. 

KİK Dışişleri Bakanları da müdahaleye çağırmıştı

Geçen yıl eylülde başkent Sana'da kontrolü sağlayan Husiler ile yönetim arasında 21 Eylül'de, "3 gün içinde yeni hükümet kurulması, Cumhurbaşkanı Abdorabbu Mansur Hadi'nin hiçbir siyasi partiye üye olmayan birine başbakanlık görevini vermesi, petrol ürünlerine zamların düşürülmesi" gibi maddelerin yer aldığı anlaşma imzalanmıştı. Hadi, Ofis Müdürü Ahmed Avad bin Mübarek'i hükümeti kurmakla görevlendirmiş ancak tepkiler üzerine bu görev Halid Mahfuz Bahhah'a verilmişti.  

Hükümet ve Cumhurbaşkanı Hadi'nin ocakta istifa etmesinin ardından Husiler, 6 Şubat'ta, ülkedeki siyasi geçiş sürecini belirleyecek "Anayasa Manifestosu" adıyla bildiri açıklamıştı. Mevcut anayasanın yürürlükte kalacağı belirtilen manifestoda, 5 üyeli "Başkanlık Konseyi" ve 551 sandalyeli "Ulusal Geçiş Meclisi"nin kurulması öngörülmüştü. Husiler ayrıca feshettikleri parlamentonun üyelerini yeni meclise katılmaya çağırmıştı. 

Husilerin bu müdahalesi ise birçok kesim tarafından "darbe" olarak nitelendirilmişti.