İran kaderini oyluyor
Nükleer programı ve Irak ile Suriye’deki Şii yönetimlere verdiği destek nedeniyle, dünya güçlerinin yakından izlediği İran’da halk bugün cumhurbaşkanlarını seçmek için sandığa gidiyor.
Aydın ŞAHİNALP
İranlılar 12’nci dönem cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başında. Adaylık müracaatında bulunan bin 600 kişi arasından Muhafız Konseyi altı kişinin adaylıklarını onayladı. Adaylardan önce Muhammed Bakır Kalibaf çekildi. Ardından reformist siyasetçi İshak Cihangiri, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani lehine yarıştan çekildiğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Ruhani ılımlıları İbrahim Reisi de muhafazakârları temsil ediyor. Geriye kalan iki aday Mir Selim ve Haşimi Taba iddiasız adaylar. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ülkenin kaderini çizecek seçimi kazanmaya daha yakın olduğu belirtiliyor. İran’da güvenilir bir seçim anketi bulunmuyor. Devlete bağlı İran Öğrenci Araştırma Grubu tarafından 9 Mayıs’ta yapılan bir ankete göre Rouhani’nin oyların yüzde 42’sini Reisi’nin ise yüzde 27’sini alacağı öngörülüyor. Ancak İran’ın 77 yaşındaki dini lideri Ali Hamaney, Meşhed kentindeki İmam Rıza Türbesi ve Külliyesi Vakfı Başkanı İbrahim Reisi’yi destekliyor. Reisi’ye gelen bu önemli destek muhafazakârları bir araya getirdi. 1979’daki İran İslam Devrimi’nden bu yana hiçbir cumhurbaşkanı ikinci dönem seçimini kaybetmedi. Hamaney’in Reisi’yi desteklemesi, favori gösterilen Ruhani’nin ikinci dönem seçimini kaybetmeye yakın olabileceği ihtimalini yükseltiyor.
‘Birçok bakımdan önemli bir seçim’
Tahran’ın merkezindeki mitingde on binlerce kadın arasından Bloomberg kanalına konuşan 50 yaşındaki Zahra , “Ben sadece en üstteki dini liderimizi takip ederim. Ve dini liderimizin Reisi’yi desteklediğine inanıyorum. Onun kazanacağına eminim” diye konuştu. İngiltere’nin Durham Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Anoush Ehteshami de “Birçok bakımdan bu çok önemli bir seçim. İran şu anda ülkenin geleceği ile ilgili çok önemli kararlar alıyor” diye seçimlerin önemine vurgu yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin İran dışındaki ülkelere etkisinin çok az olacağı görünüyor. Her iki aday da nükleer anlaşmayı sürdüreceklerini söylüyor. İran’ın Suriye’deki ya da Ortadoğu’nun diğer bölgelerindeki müdahaleci politikalarını değiştireceğine inanmak için pek az sebep bulunuyor. Ruhani’nin İran’ı yabancı yatırımlara açma sözü, Batılı bankaların ABD yaptırım cezası tehdidi ile sınırlı kalıyor. Reisi ise tekrar kapıları kapatmakla tehdit ediyor. İran’ın Irak, Suriye, Yemen ve bölgedeki diğer ülkelerdeki müdahalelerinin de değişmesi pek olası görünmüyor. İskoçya’daki St. Andrew Üniversitesi’nde İran tarihi Profesörü Ali Ansari seçimin İran’ın kaderini belirleyeceğini belirtiyor. Ve ekliyor:
“Bence bu seçim bir sonraki dini liderin kim olacağını belirlemek açısından da önemli. Aksi takdirde pek önemi yok gibi. Reisi’nin yerine geçmesinin ardından Hamaney emin biçimde hayata veda edebilir. İnsanlar onun mirası için endişeli olduğunu söylüyor. Onun sözünü ettiği miras da İran Devrimi’nin korunmasıdır.”
EKONOMİ SEÇİM VAATLERİNİN MERKEZİNDE
Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın izlediği popülist politikalar ve o dönemdeki ekonomik yaptırımların tetiklediği derin ekonomik resesyon İran’ın işçi sınıfının gözlerini açmasına neden oldu. Ancak birçok yaptırımın kaldırılmasından sonra ülkenin petrol ihracı ikiye katlanırken, nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesinden beri ekonomik büyüme yeniden yükseliyor. İran’da dört yıl önce yüzde 40’ın üzerindeki enflasyon yüzde 9,5’a düştü. Fakat ülkedeki genç işsizlik oranı yüzde 26 seviyelerinde. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre İran’da kişi başına düşen gelir on yıl öncesine oranla hiç değişmedi ve yoksulluk giderek artıyor. Sonuç olarak da ekonomi yürütülen seçim kampanyalarının ana gündem maddesi oldu. Ruhani’nin rakibi İbrahim Reisi seçim kampanyalarında devlet yardımlarını üç katına çıkaracağını vaat ediyor. Nükleer anlaşmanın mimarı Ruhani ise Reisi’nin seçimden zaferle çıkmasının ülkenin Ahmedinejad dönemindeki gibi bir ekonomik kaosa sürükleneceği korkusunu yayıyor. Korku faktörü orta sınıf seçmenleri seferber edebilir. İranlıların büyük çoğunluğu kritik seçimlerin “kötü” ve “daha kötü” arasında bir seçim olduğunu söylüyor.