KKTC İsrail Turizm Fuarı'nda

TEL AVİV - İsrail'de geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Akdeniz Turizm Fuarı'nda bu yıl ilk kez KKTC de yer aldı. KKTC, fuarda "Kuzey Kıbrıs" adıyla lanse edilirken, KKTC'nin fuara katılımını boykot eden Kıbrıs Rum kesimi, son ana dek tepkisini sürdürdü ve fuar yetkililerini KKTC'nin katılmaması konusunda ikna edemeyince, 15 yıldır yer aldığı fuarı boykot etti.

KKTC yetkilisi Savaş Uğurlu ise fuarda kendilerini "şaşırtacak ölçüde" ilgi gördüklerini belirtirken, "Böyle birşey beklemiyorduk" dedi.

Tel Aviv'de bugün başlayan fuarda, Türkiye ile KKTC'nin standları yanyana düzenlendi.

Edinilen bilgiye göre Kıbrıs Rum kesimi, KKTC'nin fuarda yer almasına büyük tepki gösterdi. Güney Kıbrıslı yetkililer, fuar yönetimini bu konuda etkileyerek KKTC'nin katılımını önlemek için her türlü çabayı gösterdiler. Ancak fuar organizatörleri, Rumlar'ın bu konudaki isteklerine karşı çıktılar ve KKTC'nin İsrail'de bir ticaret ve turizm ofisiyle temsil edildiğini, buna ülke yasalarınca da izin verildiğini hatırlatarak, "Burası demokratik bir ülke, biz de ticari amaçlı bir fuar düzenliyoruz. Siyasetle ilgimiz yok. KKTC'nin de her ülke gibi, fuar koşullarına uyması durumunda katılmasında sakınca bulunmuyor. Bizim bunu engelleme hakkımız da yok" diye yanıt verdiler.

Ayrıca Kıbrıs'ın her iki kesiminin Berlin ve Londra'daki uluslararası fuarlarda da yer aldığı hatırlatıldı.

Rum yetkililer bu sabah standlarını düzenlemek için bir TIR dolusu malzemeyle fuar alanına geldiler ve organizatörleri "KKTC varsa biz yokuz" sözleriyle ikna etmeye çalıştılar, ancak organizatörlerden isteklerine yine olumlu yanıt alamayınca, malzemelerini indirmeden geri çektiler.

Kıbrıs Rum kesiminin fuarı boykot etmesine karşılık, bu kesimden turizm firmaları fuara katılmaktan geri kalmadı.

KKTC ekibi İsrailliler'in ilgisini şaşırtıcı düzeyde buldu

Fuar için İsrail'e gelen KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanlığı yetkilisi Savaş Uğurlu da AA muhabirine yaptığı açıklamada, "politik nedenlerden dolayı fuarda KKTC isminin kullanılmasına izin verilmediğini" belirterek, fuarda "Kuzey Kıbrıs Turizm Merkezi" adıyla yer aldıklarını kaydetti.

Uğurlu, bu nedenle üzerinde İngilizce veya Türkçe bile olsa, isim kartları dahil hiçbir belge-broşürde KKTC inisiyalini kullanmalarına izin verilmediğini kaydetti. Bu konuda kendilerinin de fuar organizatörlerine söz verdiklerini belirten Uğurlu, "Biz de ülkemizi İsrail vatandaşlarına tanıtmak ve KKTC'yi İsrail'in turizm hedeflerinden biri durumuna getirmek istiyoruz" dedi.

İsraillilerin yoğun ilgisini "şaşırtacak düzeyde" sözleriyle tanımlayan Uğurlu, şöyle devam etti:

"Böyle birşey beklemiyorduk. Ayrıca, burada KKTC'yi pazarlamak isteyen çok sayıda tur operatörüyle karşı karşıya kaldık. Normalde KKTC'ye ulaşımda sıkıntımız var. Türkiye üzerinden uçuyoruz ve fiyatlar da ona göre belirleniyor. Ama nisan ayında Hayfa'dan Gazimağusa'ya feribot seferleri başlatıyoruz. Feribot lüks, içinde eğlence merkezleri ve duty free mağazaları var. Ayrıca bir kumarhane de olacak."

İlk kez geldikleri İsrail'de, İsrailliler'in Türkler'i çok sevdiklerini gözlemlediklerini de vurgulayan Uğurlu, "Onlar da bizi turizmde gidilecek ülke olarak seçeceklerini söylediler" derken, Güney Kıbrıs'ın tepkisiyle ilgili soruya, "Bizim işimiz politika değil. Ama şunu belirtmek gerekir ki Güney Kıbrıslı yetkililerin bizi karalama çabaları, fuar yetkilileri üzerinde tam tersi etki yaptı. İsrailliler bize çok ilgi gösterdiler" yanıtını verdi.

2010 konsepti fuarda

Türkiye bu yıl fuar standını, "İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti" konsepti çerçevesinde hazırladı. Stand, İstanbul'un simgesi Boğaziçi Köprüsü dizaynıyla ve 2010 Kültür Başkenti logoları kullanılarak düzenlendi. Köprü simgesiyle, Türkiye'nin egzotizmle modernizmin, Doğu ile Batı'nın bir bileşimi olduğu vurgulandı.

Türkiye ile İsrail arasında, Gazze'de süren 22 günlük "Dökme Kurşun" operasyonu sırasında yaşanan siyasal gerginliğe ve kimi İsrailli turistlerin Türkiye gezilerini iptal ettiği yolundaki haberlere karşın fuarın halka açıldığı öğleden sonra Türk pavyonu, İsrailliler'in her yılki alışılmış ilgisinden yoksun kalmadı. Hatta, pavyonu ziyaret edenlerin pek çoğu, görevli Türk yetkililerle, gerginliğin nasıl giderilebileceği konusunda fikir alışverişi yaptı, çoğu bu konuda ellerinden gelen birşey varsa yapmaktan çekinmeyeceklerini dile getirdi.

59 yaşındaki Sagy Yeşihu, bir zaman Türkiye'de görev yaptığını ve Adana'da çalıştığını hatırlatarak, "Türkiye benim ikinci vatanım oldu. Ben, ikinci vatanımı yitirmek istemiyorum. İlişkilerin düzelmesi konusunda üzerime ne düşerse yaparım" dedi.

Nitsa Bahar (38) ise "İki ülke ilişkilerinin düzelmesi için dua etmekten başka elimden birşey gelmez. Ama bunun için çok dua ediyorum" diye konuştu.

Amnon Kalafi (36), bir çok kez İzmir'e ve Bodrum'a gitmiş bir İsrailli bilgisayar mühendisi. İzmir'i "dünyanın en güzel kentlerinden biri" diye tanımlayan Kalafi, "Türkiye'de çok dostluk ve arkadaşlık gördüm. Tekrar tekrar gitmek istiyorum" dedi.

Beni Levi de sık sık Türkiye'ye giden İsrailliler'den biri ve aradaki gerginliğe çok üzüldüğünü söyledi. "En iyi yemekleri, en güzel konukseverliği Türkiye'de gördüm" diyen Levi (43), "Bu yıl çok fazla İsrailli Türkiye'ye gitmeyebilir. Ama gelecek yıl yine gideceklerdir. Biz hepimiz Akdeniz ülkesi insanlarıyız. Birbirimize benziyoruz. İsrailliler, Türkiye'de bulduklarını başka bir ülkede göremezler" diye konuştu.

Fuardaki Türk standında, İsrailli Türk Yahudisi Ramiz'in dönerleri, tulumba tatlısı ve lahmacunlarının önünde uzun kuyruklar da oluştu.