Metal piyasasında Çin'in yeri doldurulamayacak
Geçtiğimiz 10 yıl boyunca Çin, endüstriyel metal piyasasının arkasındaki itici güç oldu.
Fakat kentleşme yolunda hızla ilerleyen bir sonraki gelişmekte olan ülke grubunun talebinin Çin'in metal iştahını yakalamakta zorlanacağı belirtiliyor.
İSTANBUL - Çin'in gökdelenler inşa etmek ve altyapısını yenilemek amacıyla yaptığı metal alımları son 10 yılda emtia piyasasının şekillendirdi ve temel metal fiyatlarının fırlamasına yol açtı. Örneğin bakır fiyatları yüzde 100 artarken, emtiaya yüklü fon gidişi gerçekleşti. Şimdi ise Çin'de büyüme yavaşladıkça ve tüketim odaklı ekonomi modeli benimsenmeye başladıkça bazı yatırımcılar Hindistan, Endonezya, Pakistan gibi ülkelerdeki kentleşme dalgasının demir cevheri, bakır ve petrol gibi ürünlere talebi canlı tutmasını umuyor. Analistler ise gelişmekte olan ülkelerde büyük kentlere göç etmesinin metal talebini beslemeye devam edeceğini fakat bu sürecin uzun bir zamana yayılacağını ve Çin'in neden olduğu gibi fiyatlarda hızlı bir yükseliş getirmeyeceğini söylüyorlar. İnşaat sektörü ve sanayileşme ile doğrudan bağlantılı olmaması nedeniyle petrol talebinin ise daha hızlı bir artış göstermesi bekleniyor.
[PAGE]
Bank of America Merrill Lynch metal stratejisti Michael Widmer, Reuters'a yaptığı açıklamada, Çin'de meydana gelenlerin yerine koyacak bir gelişme olmasının güç göründüğünü belirterek, "Gelişmekte olan ülkeler büyümeye katkıda bulunacak ancak Çin'de gördüğümüzün benzeri bir patlama yaşanmayacak" dedi. Widmer, "İki faktör var; nüfusun büyüklüğü ve imalat sektöründeki yoğunluk Çin'de çok destekleyici olmuştu. Diğer ülkelerde bu iki unsurun aynı ölçüde bir araya geldiği itici bir güç bulunmuyor" şeklinde konuştu.
Royal Bank of Scotland emtia analisti Nikos Kavalis de, "Gelişen Asya ülkelerindeki tahminlerimiz gelecek birkaç yıl içinde sağlıklı bir büyümeye işaret ediyor. Ancak hiç biri, ne büyüme oranı ne de talep hacmi açısından yeni bir Çin olmayacak" değerlendirmesinde bulundu.
Şu an kentleşmenin en hızlı ilerlediği ülke Hindistan. Fakat analistler, artan kent nüfusuna karşın, ağır sanayiden çok hizmetlere odaklanan Hindistan'ın Çin gibi olmadığını vurguluyor. Birleşmiş Milletler'e göre, Hindistan'ın nüfusu 2015 yılına kadar beşte bir oranında artarak 1.46 milyara ulaşacak ve dünyanın en kalabalık ülkesi olarak Hindistan Çin'i geçecek. Bu süreçte ülkenin metal talebinin artış göstereceği öngörülse de, devletin altyapı projelerine güçlü bir teşvik sağlamaması halinde Çin'in büyük talebine erişilmesi mümkün olmayacak.
Bakır tüketimi Çin'in üçte biri
Toplam nüfusu 700 milyonu bulan Endonezya ve diğer gelişen Asya ülkelerinin metal talebinin de Çin'in son 10 yıldaki talebinin altında kalmaya devam edeceği tahminleri yapılıyor. Çin hariç gelişmekte olan doğu Asya ülkelerinin geçtiğimiz yıl bakır kullanımı 2 milyon ton olurken, Latin Amerika'nın tüketimi 685 bin ton olarak gerçekleşti. Yani söz konusu ülkelerin toplam kullanımı Çin'in 7.6 milyon tonluk talebinin neredeyse üçte birinde kaldı.
Gelişen ülkelerin petrol talebin ise daha belirgin bir artış göstermesi bekleniyor. Hindistan'ın 2008 ve 2035 yılları arasındaki petrol talebinin yılda ortalama yüzde 3.5 yükseleceği tahmin edilirken, aynı dönemde Çin'in tüketim artışı yüzde 2.9 olması öngörülüyor. Dünya nüfusunun yüzde 45'ini barındıran ve Endonezya, Filipinler, Nijerya, Vietnam, Bangladeş gibi ülkeleri kapsayan NEDS (New Economic Dynamos- Yeni Ekonomik Dinamolar) ülkeleri küresel petrol talebindeki artışın yarısını gerçekleştiriyor.