Mutabakat var ancak bağlayıcı değil

Mutabakat metninde, gelecek yılın sonuna kadar üzerinde uzlaşılan konulara yasal bağlayıcılık getirilmesinin ele alınması önerisi yer alıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KOPENHAG - Kopenhag'da yapılan BM İklim Zirvesi, küresel sıcaklık artışının 2 dereceye ulaşmamasını amaçlayan çalışmalar ve gelişmekte olan ülkeler mali yardım yapılmasını öngören "Kopenhag Mutabakatı" ile sona erdi.

Mutabakat metninde, gelecek yılın sonuna kadar üzerinde uzlaşılan konulara yasal bağlayıcılık getirilmesinin ele alınması önerisi de yer alıyor.

Yasal bağlayıcılığı bulunmayan ve daha çok 'uzlaşı' niteliği taşıyan "Copenhagen Accord" başlıklı mutabakat metninde küresel ısınmada etkili olan sera gazı salınımının önemli oranda kısıtlanması gereğinin bilimsel açıdan da desteklendiği vurgulanarak, "bu çerçevede küresel sıcaklık artışının 2 dereceden daha az olmasını sağlamak amacıyla gaz salınımında kısıtlama yapılması gerektiği" ifade edildi.

Metinde az gelişmiş ülkelere yapılacak yardım konusu ise, "gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelerin adaptasyon çalışmaları için yeterli, öngörülebilir ve sürdürülebilir finansal kaynak, teknoloji ve kapasite geliştirme desteği sağlayacaktır" ifadesiyle yer aldı.

Özellikle okyanus adası bazı ülkelerle Afrika'daki en az gelişmiş ülkelerin desteğe ihtiyacı bulunduğu vurgulanan metinde, "gelişmiş ülkelerin ihtiyacı içindeki gelişmekte olan ülkelere 2020 yılına kadar 100 milyar dolarlık yardım yapmasının amaçlandığı, söz konusu yardımın kamusal ve özel, ikili ve çok taraflı kaynaklardan sağlanabileceği" kaydedildi.

Mutabakat metninde söz konusu yardım programı için 2010-2012 yıllarını kapsayan kısa vadeli dönemde Avrupa Birliğinin 10,6 milyar dolar, Japonya'nın 11 milyar dolar ve ABD'nin 3,6 milyar dolar vadettiği de belirtildi.

Gaz salınımı

Gaz salınımıyla ilgili konular mutabakat metninde "gelişmiş ülkelerin hedefleri" ve "önde gelen gelişmekte olan ülkelerin gönüllü vaatleri" şeklinde iki ayrı ek olarak yer aldı.

Salınımın denetlenmesi, özellikle Çin'in uluslararası denetime karşı çıkması nedeniyle zirve süresince üzerinde en fazla tartışma yapılan konular arasında yer aldı. Mutabakat metni, gelişmekte olan ekonomiye sahip ülkelerin bu alandaki çabalarının yine kendileri tarafından  gözlemlemesini ve gözlem sonuçlarını iki yılda bir BM'ye iletmesini öngörüyor. 

Ban: İşlemsel bir etkisi olacak

BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, BM İklim Konferansı'nın, ABD Başkanı Barack Obama'nın Çin ve diğer dünya güçleriyle vardığı mutabakatı tanımayı kabul etmesinin ardından "bir anlaşmaya vardıklarını" söyledi.

Ban, bunun, sera etkisi yaratan gazların emisyonlarının azaltılması konusunda bağlayıcı bir anlaşma sürecinde "sadece başlangıç olduğunun farkında olduğunu" belirtirken, Kopenhag Anlaşması'nın "derhal işlemsel bir etkisinin olacağını" kaydetti.

Bolivya, Küba, Sudan ve Venezuela gibi gelişmekte olan ülkeler, karbon emisyonlarının azaltılmasıyla ilgili belirli hedeflerden yoksun olduğu nedeniyle söz konusu mutabakatın kabul edilemez olduğunu söyleyerek, mutabakatı protesto etmişti.

Amerikalı yetkililer, ABD ile Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika arasında, küresel ısınmaya yol açan sera etkisini yaratan gazların atmosfere salınımının sınırlandırılması çerçevesinde varılan bu anlaşmayla gaz salınımında kısıtlama yapılıp yapılmadığının nasıl kontrol edileceği konusunda bir yöntem üzerinde uzlaşıldığını söylemişti.

Ayrıca her ülke, bir diğerine, küresel ısınma konusunda ciddi bir gaz salınımıyla sonuçlanabilecek her tür eylemin listesini sunmayı kabul etti.