”Orta Doğu'da barış dayatılamaz”

İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail ve Filistin'in anlaşmaya varabilmek için görüşmeler yapması gerektiğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

WASHINGTON- İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Orta Doğu'da barışın dayatılamayacağını söyledi.

Netanyahu, Amerikan ABC televizyonuna verdiği demeçte, İsrailliler ve Filistinlilerin anlaşmaya varabilmek için görüşmeler yapması gerektiğini belirtti.

Barışın kendiliğinden olması, tarafların bir masada anlaşmazlıklarını gidermesi gerektiğini belirten İsrail Başbakanı, barış görüşmelerine başlamadan son verilemeyeceğini, görüşmelere hemen başlanmasından yana olduğunu ifade etti.

AFP'ye göre Netanyahu'nun bu sözleri, ABD Başkanı Barack Obama'nın yeni barış planını açıklamaya hazırlandığına ilişkin söylentilere cevap niteliği taşıyor.

"İsrail'in başka bir halkı yıllarca daha yönetmesi istenmiyor"

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak,  "Dünya, İsrail'in bir başka halkı on yıllarca daha yönetmesini istemiyor" sözleriyle dünya ülkelerinin İsrail'in Filistinliler üzerindeki hakimiyetine daha uzun yıllar boyunca müsamaha göstermeyeceğini söyledi.

Ehud Barak'ın sözleri, uzunca bir süredir barış sürecinde yaşanan tıkanma nedeniyle ABD ile İsrail hükümeti arasında baş gösteren ciddi sürtüşmenin ardından geldi.

Geçen hafta ABD Başkanı Barack Obama, barış süreci ile ilgili değerlendirmesinde, on yıllardır süren çatışmalarının sona ermesi için gerekli tavizlere yanaşmıyorlarsa ülkesinin, İsrail ve Filistinlilere kendi iradesini zorla kabul ettiremeyeceğini söylemişti.

"ABD'yle artan yabancılaşma, İsrail'in hayrına değil"

Barak ise İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, Netanyahu hükümetinin, iki halk için iki devlet vizyonunu kabullenmek ve yeni yerleşimler inşasına sınır getirmek gibi, "doğasında olmayan" işler yaptığını belirttikten sonra, "Ama yine de kendimizi aldatmayalım; Bizle ABD yönetimi arasında artan yabancılaşma, İsrail Devleti'nin hayrına değil" diye konuştu.

Ehud Barak, iki taraf arasında ortaya çıkan uçurumu daraltmanın yolunun, İsrail ile Filistinlileri ayıran tüm köklü sorunlara çözüm arayışından kaçınmayan, diplomatik bir inisiyatif başlatmak olduğunu söyledi. Barak, bu sorunların başında Kudüs'ün tartışmalı statüsünü, nihai sınırlar konusunu ve İsrail'e 1948'de bağımsızlığını kazandıran savaşın yerlerinden ettiği Filistinli göçmenlerin durumunu sıraladı.

İsrail Savunma Bakanı, kısa süre önce Washington'da ortaya atılan, ABD tarafından empoze edilecek bir çözüm formülünü reddetmekle birlikte, İsrail'in askeri bakımdan güçlü olmasının yanı sıra uluslararası planda meşruluğa gereksinimi olduğu uyarısında bulundu. Barak, "Dünya, İsrail'in bir başka halkı on yıllarca daha yönetmesini kabul etmek istemiyor; Biz de bu durumu 2010 içinde değiştirebilecek değiliz" dedi. "Bu dünyanın başka bir yerinde rastlayabileceğiniz bir durum değil" diyen Barak, "Filistinliler kendi devletlerini istiyorlar; hoşlansanız da hoşlanmasanız da kendi kendilerini yönetmelerine izin vermekten başka çıkar yol yok" şeklinde konuştu.

Barak, Netanyahu Hükümeti'nin en ılımlı ortağı olan İşçi Partisi'nin Başkanı.

"Kudüs'te yaptığımız inşaatlar için özür dilemeyiz"

Öte yandan, İsrail'in 62. kuruluş yıl dönümü nedeniyle Kudüs'te düzenlenen resmi devlet töreninin açılışında konuşan Knesset (İsrail parlamentosu) Başkanı Reuven Rivlin (Likud), "Başkentimiz Kudüs'te yaptığımız inşaatlar için özür dilemeyiz" diye konuştu.

Konuşmasında daha çok Kudüs ve kentteki bölünmeler üzerinde duran Rivlin, kültürel açıklıkların yaşandığı bir dönemde, her grubun kendisini dört duvar arasına hapsettiği tehlikeli bir süreç yaşandığının gözlemlendiğini belirtip, bunun kültürel ve politik bir kutuplaşma yarattığını vurguladı.

Rivlin, kentteki "gettolar" halindeki bölünmüşlüğe işaret ederken "Bakınız son on yılda Kudüs ne hale geldi...Laikler ve dinciler; Yahudiler ve Araplar için ayrı mahalleler, ayrı kamu taşımacılığı, ayrı alışveriş merkezleri var" dedi, kentte insanları birbirinden ayıran bu sosyal duvarların yıkılması gereğine işaret etti.

Bu duvarlar boyunca Arap olsun veya aşırı dinciler olsun, "öteki"nden duyulan korkunun Siyonizmin ruhuna aykırı olduğunu vurgulayan Rivlin, İsrail'in Siyonist karakterini sürdüreceğini ve bunun için bir özür dilemek durumunda olmadığını belirtti. Rivlin, "Hata yapmayalım, ülkenin Siyonist kimliğini geriletmek isteyenlerle işbirliği olmaz. (Kudüs'teki) Katamon'u, (Tel Aviv'deki) Yaffo'yu ve Safed'i aldığımız, Hebron'u (El Halil) özgürleştirdiğimiz ve başkentimiz Kudüs'te inşaat yaptığımız için özür dilemeyiz" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir