Ortadoğu, Türkiye'yi "düşünüyor"

TESEV'in Ağustos ayında yaptığı "Ortadoğu'da Türkiye Algısı" başlıklı araştırmasına göre, Türkiye 2012 yılında da hakkında en olumlu düşünülen ülke oldu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA- Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfının (TESEV) Ağustos ayında yaptığı "Ortadoğu'da Türkiye Algısı" başlıklı araştırmasına göre, Türkiye geçen yıllarda yapılan araştırma sonuçlarında olduğu gibi 2012 yılında da hakkında en olumlu düşünülen ülke oldu.
 
TESEV'in 3-28 Ağustos 2012 tarihleri arasında 16 ülkeden 2 bin 800 kişilik bir örnekleme dayanarak telefon ve doğrudan görüşme metoduyla gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları yayımlandı. Araştırma, Mısır, Ürdün, Lübnan, Filistin, Suudi Arabistan, Suriye, Irak, İran, Tunus, Umman, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Yemen ve Libya olmak üzere 16 ülkede gerçekleştirildi.
Araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 26'sı "ekonomik sorunlar"ı, yüzde 10'u bölgede batının varlığı/tehdidini, yüzde 7'si "İsrail-Filistin sorunu"nu bölgelerinin en önemli konusu olarak gördüğünü belirtti. Bölge ortalamasına bakıldığında 2011 yılı ile en belirgin fark, "halk hareketleri" cevabının gerilemesi oldu. Bir yıl önce "halk hareketleri" cevabı yüzde 15 ile ikinci sırada yer alırken bu yıl yüzde 6 ile dördüncü sırada kaldı.
 
Hakkında en olumlu düşünülen ülke Türkiye
 
Katılımcılardan 18 ülke hakkında ne düşündüklerini ifade etmeleri istendi. Verilen cevaplara bakıldığında Türkiye, geçen yıllarda yapılan araştırma sonuçlarında olduğu gibi 2012 yılında da hakkında en olumlu düşünülen ülke oldu. Araştırmaya katılanların yüzde 69'u Türkiye hakkında olumlu veya çok olumlu görüşe sahip olduğunu belirtti. 2012 yılında Mısır ve Ürdün'de görülen küçük artışlar dışında olumlu yönde sıçrama yapan bir ülke olmadı. Mısır yüzde 65 ve Birleşik Arap Emirliği yüzde 62 ile Türkiye'nin ardından en olumlu değerlendirilen iki ülke oldu. Suudi Arabistan yüzde 60 ile dördüncü sırada yer aldı. Geçen yılki araştırma ile karşılaştırıldığında Türkiye'ye verilen olumlu görüş oranında 9 puanlık bir düşüş oldu.
En olumsuz görüş verilen ülkelere bakıldığında İsrail yine ilk sırayı aldı. Geçen yıl yüzde 10 olan İsrail'i olumlu bulma oranı bu yıl yüzde 5'e düştü. En sondakiler listesinde İsrail'i yüzde 30 ile ABD, yüzde 36 ile İngiltere ve yüzde 37 ile İran takip etti.
Araştırmaya katılanlara göre İslam İşbirliği Teşkilatı yüzde 51 ile en olumlu değerlendirilen kurum olarak öne çıktı. Körfez İşbirliği Konseyi yüzde 46 ile ikinci sırada yer aldı. Arap Birliği bu sonuçla Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletlerin (BM) gerisinde kaldı. Arap Birliği sadece katılımcıların yüzde 31'i tarafından olumlu değerlendirildi. NATO ise yüzde 21 ile en olumsuz değerlendirilen kurum.
 
Ortadoğu'da tehdit algısı değişmedi
 
Araştırmaya katılanların yüzde 46'sı bölgelerine en büyük tehdidin İsrail'den geldiğini belirtti. İkinci sırada verilen cevap yüzde 21 ile ABD oldu. İran yüzde 11 ile üçüncü sırada yer aldı. İsrail'i en fazla tehdit olarak algılayanlar yüzde 66 ile Libya, yüzde 63 ile Mısır, yüzde 60 ile Suriye ve yüzde 57 ile Tunus oldu. Sadece İran ve Irak'tan - katılımcılar önceliği İsrail yerine ABD'ye verdi.
Araştırmada ilk defa halkların bölgesel güç algısı ölçülmeye çalışıldı. Açık uçlu olarak yöneltilen soruda katılımcılardan dört alanda - siyasi, ekonomik, kültürel, askeri - hangi ülke veya ülkeleri bölgesel güç olarak gördüklerini belirtmeleri istendi. Cevaplara göre bölge genelinde dört ülke ön plana çıktı. Bunlar; Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Mısır. Katılımcıların yüzde 12'si siyasi güç olarak Türkiye'yi işaret etti. Türkiye'yi yüzde 9 ile Suudi Arabistan, yüzde 8 ile Mısır takip etti.
Ekonomik açıdan bakıldığında ise katılımcılar yüzde 29 ile Suudi Arabistan'a ilk, yüzde 14 ile Türkiye'ye ikinci sırada yer verdi. Kültürel liderlikte de sıralama değişmedi.
Askeri olarak bölge halkının değerlendirmesinde ise İran yüzde 14 ile ilk sırayı aldı. Türkiye yüzde 8, Mısır ise yüzde 7 oranında bölgenin askeri gücü olarak değerlendirildi. Katılımcıların yüzde 4 gibi az bir oranı İsrail'i bölgenin askeri gücü olarak işaret etti.
Bu yıl ilk kez sorulan bir diğer soru ise katılımcıların dış politikada mezhep algısı üzerine oldu. Katılımcıların mezhebe dayalı bir dış politika izlediğini en çok düşündüğü ülke yüzde 62 ile Irak oldu. Irak'ın arkasından yüzde 55 ile İran ve yüzde 53 ile Suriye geldi. Katılımcıların yüzde 37'si ise Suudi Arabistan'ın dış politikasının mezhebe dayalı olduğunu düşünüyor. Türkiye'nin mezhebe dayalı bir dış siyaset izlediğini düşünenlerin oranı yüzde 28'de kaldı.
 
Suriye'nin geleceği
 
Araştırmaya katılanlara Suriye'nin geleceğinden ne beklediklerini söylemeleri istendiğinde yüzde 32'si "istikrar", yüzde 28'i "Esad rejiminin çöküşü", yüzde 14'ü "güvenlik" cevabını verdi.
İran'ın nükleer silah geliştirmesi hakkında ne düşündüklerini ve bunu destekliyorlarsa neden destekledikleri sorulan katılımcıların yüzde 37'si İran'ın nükleer silah geliştirmesini desteklediğini belirtti. Bu oran bir önceki yıl ile hemen hemen aynı. İran'dan katılımcıların yüzde 51'i kendi ülkelerinin nükleer silah geliştirmesini destekliyor, yüzde 9'u kararsız, yüzde 35'i ise karşı çıkıyor.
İran'ın bu girişimine İran dışında en çok destek Mısır'dan geldi. Mısır'dan katılanların yüzde 43'ü İran'ın nükleer silah geliştirmesini destekliyor. 2011 yılında İran'ın nükleer silah geliştirmesini İran dışında en fazla destekleyenler yüzde 52 ile Suriye'den katılımcılar olmuştu. Araştırmaya katılanların yüzde 44'ü ise İran'ın nükleer silah geliştirmesine karşı görüş belirtti.
 
Arap baharında Türkiye'nin rolü
 
Bu yıl yüzde 47 olan Arap Baharını olumlu değerlendirme oranı 2011'de yüzde 60 iken 13 puanlık bir düşüş yaşandı. Körfez ülkeleri ve Yemen hariç katılımcıların hepsi Arap Baharının Ortadoğu'ya etkisini bu yıl daha az olumlu değerlendirdi. Körfez ülkelerinden katılımcıların değerlendirmesi sabit kalırken, Yemen'den katılımcılar Arap Baharını kendi ülkeleri için olduğu gibi bölge için de olumlu değerlendirdi. Türkiye'nin rolü katılımcıların yüzde 42'si tarafından olumlu değerlendirildi. 2011 yılı ile beraber bakıldığında Türkiye'nin rolünü olumlu bulanların oranında 14 puanlık bir düşüş yaşandı.
Türkiye'nin Arap Baharındaki rolü en olumsuz değerlendirmeleri Suriye ve İran'dan aldı. Suriye'den katılımcıların sadece yüzde 14'ü, İran'da ise yüzde 26'sı Türkiye'nin oynadığı rolü olumlu gördüğünü belirtti. İngiltere, Almanya ve NATO rolü en az olumlu bulunan aktörler oldu.
 
Ortadoğu'nun Türkiye değerlendirmesi
 
Bölge geneline bakıldığında katılımcıların yüzde 70'i Türkiye hükümetinin kendi ülkelerine dostça davrandığını düşünüyor. Türkiye hükümetinin ülkelerine dostça yaklaşmadığını düşünenler ise Suriye ve Irak.
Araştırmada Türkiye'nin Ortadoğu'da yaşanmakta olan olaylara ve değişimlere dair siyasetinin nasıl algılandığını mümkün olduğu kadar anlayabilmek için ek sorular da yöneltildi. Katılımcıların yüzde 48'i Türkiye'nin Ortadoğu siyasetini takip ettiğini belirtiyor. Takip edenlerin yüzde 64'ü Türkiye'nin izlemekte olduğu siyaseti doğru bulurken, yüzde 24'ü beğenmiyor, yüzde 10'u ise kararsız. Libya, Mısır ve Filistin'den katılımcılar Türkiye'nin tepkilerini oldukça olumlu buluyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 58'i Türkiye'nin Suriye'de yaşanmakta olan olaylara verdiği tepkiyi takip ettiğini belirtirken, yüzde 52'si Türkiye'nin tepkilerini destekledi, yüzde 36'sı ise olumsuz görüş verdi. Katılımcı ülkelerin yüzde 61'i Türkiye'nin Ortadoğu siyasetinde giderek daha etkili olduğunu, yüzde 66'sı Türkiye'nin daha büyük bir rol oynamasını istediklerini ifade etti.
Türkiye'nin etkisini arttırmasına en çok destek yüzde 79 ile Filistin'den geldi. Katılımcıların yüzde 58'i Türkiye'nin İslam ve demokrasinin başarılı bir birleşimi olduğu ifadesini destekliyor.
"Türkiye model olabilir mi" sorusuna verilen cevaplara göre ise Türkiye modeli halen geçerli. Katılımcıların yüzde 53'ü Türkiye'nin bir model ülke olduğu görüşünü savundu. Türkiye modeline en fazla destek Tunus, Libya ve Filistin'den geldi. Suriye ve İran'dan katılımcılar ise Türkiye modelini olumsuz değerlendirdi.