Petrol fiyatı karşısında, tasarruf edilen her varil, büyük para ediyor

Schneider Electric'in CEO'su Jean-Pascal Tricoire, 22.4 milyar euroluk ciroya imza attı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Didem ERYAR ÜNLÜ

İSTANBUL - Schneider Electric geçtiğimiz sene 22.4 milyar euroluk ciroya imza attı; yüzde 8.3 oranında büyüdü ve 1.8 milyar euroluk net gelir elde etti.

2000 yılından bu yana iki kat büyüyen Schneider Electric, bu büyümenin yarısınıı satın almalarla gerçekleştirdi. Şirket geçtiğimiz ay üç yıllık stratejik planını açıkladı. Plan, hizmet arzını geliştirmeyi hedefliyor.
2006 yılında şirketin CEO'luk koltuğuna oturan Jean-Pascal Tricoire'ın en büyük hedefi ise, Schneider Electric'in faaliyet gösterdiği sektörlerde daha fazla çeşitlilik sağlamak. Geçtiğimiz günlerde Fransız Les Echos gazetesine görüşlerini açıklayan Tricoire'ın özellikle ön plana çıkardığı konu, enerji tasarrufu sağlayacak yeni teknolojiler.

"Japonya ve Almanya enerji tasarrufu sağlamak için farklı yollar keşfetmeye çalışıyorlar. Schneider da bu inovasyon çabasına dahil olacak, çünkü bizim mesleğimizin temeli bu. Bu derece güçlü iki teknoloji devi enerji tüketim modelini değiştirme kararı aldığında, gerçek teknolojik devrimler beklemek gerekir" yorumlarında bulunan Tricoire, "Sürdürülebilir kalkınma, asil bir yaklaşım değil, bir gereklilik: Yakın bir zaman sonra dünya üzerinde 9 milyar insan olacak, doğal kaynakların baskısı zaten hissediliyor. Herkes büyüme istiyor ve bu yüzden daha fazla tüketiyor. Bu zıtlığı dengelemenin tek yolu, verimlilik. Bunu da sadece teknolojik zıplamalar mümkün kılar" diyor.

CEO Jean-Pascal Tricore'a göre büyümenin ardındaki temel unsurlar pazarda çeşitlilik; yeni ekonomilerde varlıklarını artırma ve yenilenebilir enerji çözümleri. Tricore, şunları söylüyor: "One Schneider programını çok önem taşıyor. Pazarda çeşitliliğe gitmenin sonuçlarını görüyoruz. İkinci önemli unsur, yeni ekonomilerde varlığımızı artırmak oldu. Yükselen piyasalar bizim için önemli bir büyüme motoru. Büyümede üçüncü unsur akıllı şebekelere yönelmemiz oldu. Güneş enerjisi başta olmak üzere, yenilenebilir enerji çözümleri, büyümemizde oldukça önemli bir etki sağlayan unsurlar arasında. Bu kapsamda, binalarda, fabrikalarda, konutlarda akıllı enerji yönetimi; elektrik dağıtım ağları alanlarında önemli faaliyetlerimiz oldu. "

Jean-Pascal Tricoire'ın yorumları şöyle: 

- Çin'de yaşamanızın nedeni nedir?

2011 Ağustos'tan bu yana zamanımın yarısını Çin, Hindistan, Japonya, Güneydoğu Asya arasından geçirdiğim için ailem Hong Kong'ta yaşıyor. Ciro açısından baktığımızda, geçtiğimiz sene Çin, ABD'yi geride bıraktı. Bu ABD'deki faaliyetlerimizin azaldığı anlamına gelmiyor, tam tersine ABD pazarında da yüzde 10 büyüme kaydettik. Neden, Asya'nın çok çok hızlı büyümesi.

- Bu durum organizasyon yapısında nasıl bir değişime yol açıyor?

Grubun yayılımını yansıtançok kutuplu bir organizasyon geliştirdik. Faaliyetlerimizin dörtte birini Kuzey Amerika'da, dörtte birini Asya'da, yüzde 30'unu ise batı Avrupa'da gerçekleştiriyoruz. Yönetim yapımız da bu yönde oluşuyor. İdari komitenin üçte biri ABD'de konumlanıyor; diğer üçte biri Almanya, Fransa ve İspanya olmak üzere Avrupa'da ve geri kalan bölümü de Asya'da. Yöneticilerin hepsinin üç kıtada da ekipleri var ve küresel sorumluluklara sahipler. Bu sayede, müşterilerimize yakın bir şekilde hizmet verebiliyoruz; ortaklarımızla daha yakın konumda oluyoruz. Bu da 100 ülkede 130 bin çalışanı olan bir şirket için vazgeçilmez önem taşıyor. Çok kutuplu yapı sayesinde, her bölgenin güçlü noktalarını değerlendirmelerimize entegre etme şansımız oluyor. Örneğin otomasyon ile ilgilenen sanayi bölümü Almanya'dan yönetiliyor, çünkü küresel seviyedeki makine ve otomasyon sistemi üreticileri bu ülkede bulunuyor. Bilgi Teknolojileri bölümü ABD'den yönetiliyor. Bu sayede MIT ve önde gelen bilgisayar mühendislerine yakın oluyoruz. İnsan kaynakları ise Asya'dan yönetiliyor; çünkü en büyük miktardaki iş alımlar buradan yapılıyor. İnsanları dünya çapında veya mevcut küresel zorluklar doğrultusunda, mükemmellik kümelerine göre konumlandırmaya çalışıyorum. Avrupa'da ise, enerji ve finans bölümleri bulunuyor.

- Çin'e geri dönelim. Çin'de ekonominin yavaşlaması sizi endişelendiriyor mu?

Çin son üç senedir çok hızlı bir büyüme yaşadı. 2009 krizinin ardından, hükümet 400 milyar dolarlık ekonomi teşvik planı uyguladı. Bu da ekonomide ciddi bir hareketlenmeye yol açtı. Bugün bu teşvik programının sonuna geliyoruz. Öte yandan Çin hükümeti geçtiğimiz sene kredileri sınırlayan önlemler aldı. Bu da ekonominin kasıtlı olarak yavaşlatılması anlamına geliyor. Çin, aynı zamanda, Avrupa'da yaşanan krizin de etkilerini yaşıyor, çünkü Avrupa Çin'in en büyük müşterisi. Çinli yöneticiler, kendi ülkelerinin çıkarlarının Avrupa ekonomisinin durumuna bağlı olduğunu çok iyi anladılar. Çin, ekonomisini yeniden konumlandırmakla meşgul: Bunun için iç tüketime ve ülkenin batısını kalkındırmaya odaklanmış durumda. Tabii ki hava boşlukları olacak; fakat temeller son derece sağlam. Büyümesi planlı olmayan Hindistan için de aynı şeyleri söyleyeceğim; hatta Endonezya gibi çok daha az gündeme gelen Asya'nın diğer güneydoğu ülkeleri için de. Endonezya'nın nüfusu 240 milyona ulaşıyor. 30 yıldır bu ülkede faaliyet gösteriyoruz. Vietnam ve ya Filipinler de inanılmaz fırsatlar sunan ülkeler.

- Çin'deki planlama bahsedildiği kadar etkili mi?

Bunu en önemli kanıtı Çin'in 30 sene içinde yüzlerce milyon insanı fakirlikten kurtarmış olması. Bizim sektörümüzde önceliklerimizden birisi önümüzdeki beş sene içinde enerji yoğunluğunu yüzde 16'dan daha fazla azaltmak. Çin planında, bizi ilgilendiren bir çok konu var: Yenilenebilir enerjileri elektrik ağına bağlamak; enerji verimliliği; akıllı şebekelerin geliştirilmesi gibi. Abu Dhabi gibi enerji zengini ülkeler bile, enerji verimliliği konusunda önemli inisyatifler alıyorlar. Tüm bunların bir mantığı var: Petrolün varil fiyatı karşısında, tasarruf edilen her varil, büyük para anlamına geliyor.  

- Fukushima felaketinin ardından bir yıl sonra, büyük değişimler öngörüyor musunuz?

Japonya yaşanan gerçekten büyük bir kesinti. Yerel yönetimler çok sayıda nükleer santralin yeniden işleme konmasına karşı olduklarından dolayı, toplum daha az enerji ile yaşamaya alıştı. Elektrik fiyatı yüzde 17 oranında artış kaydetti ve hükümet enerji verimliliği sağlayan, daha az enerji tüketen inşaatlara yüzde 50 teşvik vermeye başladı. Sağlanack enerji tasarrufu bu yatırımları üç seneden az bir süre içinde tazmin edecek. Japonya ve Almanya enerji tasarrufu sağlamak için farklı yollar keşfetmeye çalışıyorlar. Schneider da bu inovasyon çabasına dahil olacak, çünkü bizim mesleğimizin temeli de bu. Bu derece güçlü iki teknoloji devi enerji tüketim modelini değiştirme kararı aldığında, gerçek teknolojik devrimler beklemek gerekir. Sürdürülebilir kalkınma, asil bir yaklaşım değil, bir gereklilik: Yakın bir zaman sonra dünya üzerinde 9 milyar insan olacak, doğal kaynakların baskısı zaten hissediliyor. Öte yandan herkes büyüme istiyor ve bu yüzden daha fazla tüketiyor. Bu zıtlığı dengelemenin tek yolu, verimlilik. Bunu da sadece teknolojik zıplamalar mümkün kılar. Teknolojilerin ulaşılabilir fiyatlara indiği bir dönemde yaşadığımız için şanslıyız. İletişim, internet, kablosuz iletişim, elektronik teknolojiler hem makinelerin daha ucuza control edilmesini, hem daha ucuza iletişime geçmelerini hem de tüketimin azalmasını sağlıyor. Bir örnek verelim: Bir güneş enerjisi santrali üretiği enerjiyi bir mesajla iletiyor. Dolayısıyla bu yeşil elektriği 'veri merkezleri' pillerinde veya elektrikli otomobillerde stoklamak mümkün olabiliyor."

Enerji Üniversitesi

Schneider Electric, enerji yönetimi konusunda farkındalığı arttırmak amacıyla, online eğitim uygulaması gerçekleştiriyor.  İnternet kullanan herkesin kolaylıkla erişim sağlayabileceği Schneider Electric Enerji Üniversitesi kursları sayesinde katılımcılar, enerji yönetimi ve verimliliği konusunda en yenilikçi bilgilere sahip olarak, belirli bir uzmanlık düzeyine ulaşıyor ve sertifika almaya hak kazanıyorlar. Enerji Üniversitesi, çeşitli uygulamalarda enerji verimliliği sağlayan çözümlerin başarıyla uygulanması için gereken temellerin sunulduğu bir eğitim ortamı oluşturuyor. Ürünlerden bağımsız olarak verilen Enerji Üniversitesi kursları ile üst düzey enerji yönetimi bilgisine sahip olmak amacıyla kritik kavramlara ve en iyi uygulamalara odaklanılıyor. Uygulama kapsamında, Enerji Verimliliğinin Temelleri, Enerji Verimliliğinin Ekonomisi, Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik Sayesinde Çevrecilik (LEED),Güvenilir Danışmanlık Programına Genel Bakış, Alternatif Enerji Üretimi Teknolojileri, Veri Merkezlerinde Verimlilik, Elektrik Enerjisi Tüketiminin Azaltılması, Enerji Verimliliği Uygulamaları için Aydınlatma Temelleri gibi kursların dahil olduğu 11 temel kurs sunuluyor. Enerji Üniversitesi'ne www.myenergyuniversity.com adresinden ulaşılabiliyor.

"Enerjinizle daha fazlası"

Elektrik tasarruflarını yüzde 30'a kadar artırabilen enerji verimliliği çözümleri sunan Schneider Electric, zihniyetini mahatma Gandhi'nin "Dünyada görmek istediğiniz değişim kendiniz olmalısınız" sözü ile özetliyor. Faaliyet gösterdiği 100'den fazla ülkede, enerji yönetimi konusunda dünya çapında bir uzman olan Schneider Electric, konut uygulamalarındaki geniş faaliyet alanının yanısıra, enerji ve altyapı, endüstri, bina otomasyonu ve data merkezleri pazarlarına liderlik konumuyla entegre çözümler sunuyor. 114 bin şirket çalışanı "Enerjinizle daha fazlası" sloganıyla hareket ederek, müşterilerine enerjinin daha güvenli, güvenilir ve verimli bir şekilde kullanılması için hizmet veriyor. 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir