"IMF ile 'borç garantisi' anlaşması güveni güçlendirir"

'Fon ile anlaşma tavsiye' eden Moody's, Türkiye'nin kredi notunu ve ekonomik görünümünü değiştirmiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

NEW YORK/ANKARA - Türkiye'nin kredi notu ve ekonomik görünümünü aynen korumaya devam eden uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, IMF ile doğrudan mali destek içermeyen ancak, gerektiği durumda mali destek alabileceği bir anlaşma yapmanın piyasalardaki güveni güçlendireceğinin altını çizdi.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye analisti Kristin Lindow, gazetecilerin küresel ekonomi ve bunun Türkiye ekonomisine yansımalarına ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye ekonomisinde, kısa ve orta vadede belirli bir risk olduğunun altını çizen Lindow, ancak bu riskin, halen ''Ba3'' olan kredi notunu değiştirecek düzeyde olmadığını vurguladı.

Küresel likidite sorununun ekonomileri etkilediğini altını çizen Lindow, bu nedenle bu krizin, piyasalardaki kırılganlığı artırdığını ve dünya genelinde, krediye bağımlı tüm piyasaları etkileyeceğini kaydetti.

"Acil anlaşmadansa şimdi anlaşmak daha iyi"

IMF ile normal koşullarda bir anlaşma yapmanın sıkıntısını anladıklarını belirten Lindow, Türkiye'nin, son iki Stand-by programını zorlu da olsa başarıyla tamamladı, bundan sonra tekrar IMF'nin rehberliğinde hemen yeni bir anlaşmaya girmek istememesini anladıklarını vurguladı.

Lindow, Türkiye'nin bu durumunu anlamalarına rağmen, küresel koşulların değiştiğini, Türkiye dışında ortaya çıkan bu krizin Türkiye ve diğer ülkeleri de etkilediğini ve küresel kredi koşullarını zorlaştırdığını ifade etti.

Kristin Lindow, piyasaların, acil bir durumda IMF ile anlaşma yapılmaktansa, sıkıntının olmadığı şu ortamda bir anlaşma yapılmasını tercih edeceğinin de altını çizdi.

Ödeme kapasitesi sorun olabilir

Moody's Türkiye analisti Lindow, Türkiye'nin, IMF ile doğrudan mali destek içermeyen ancak, gerektiği durumda mali destek alabileceği bir anlaşma yapması piyasalardaki güveni güçlendireceğini söyledi.

Şu aşamada böyle bir anlaşma aciliyetinin olmadığını belirten Lindow, ancak anlaşma yapılmasının da iyi olacağını, dış likidite göstergelerinin çok olumlu olmadığını kaydetti.

Türkiye'de borcun GSYH'ye oranı açısından bir sorun olmadığını vurgulayan Lindow, ödeme kapasitesinin sorun oluşturabiliceğini söyledi.

Lindow, kısa ve orta vadeli bazı makro ekonomik hedeflerin de olumsuz etkilenebileceğini ifade etti.