”Toplanılar boyunca Türkiye-IMF ilişkilerinden bahsetmeyeceğim”
Toplantılar kapsamında basın toplantısı düzenleyen Babacan, organizasyonun son rötuşlarınının yapıldığını belirtti
İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu organizasyona ev sahipliği yapmanın ayrı bir onur kaynağı olduğuna dikkat çekerek "Toplanılar boyunca Türkiye-IMF ilişkilerinden bahsetmeyeceğim" dedi.
IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları kapsamında bir basın toplantısı düzenleyen Babacan, burada yaptığı konuşmada, ABD dönüşünde, "ayağının tozuyla" İstanbul'da gerçekleştirilecek bu büyük organizasyonun son rötuşlarını yapmakta olduğunu belirtti.
Her yıl ekim ayında IMF ve Dünya Bankasının guvernorlar kurulu üyelerinin bir araya geldiği bu yıllık toplantıların, küresel ölçekte katılımın olduğu ve tüm dünyanın ilgisinin yoğunlaştığı toplantılar haline geldiğine işaret eden Babacan, bu toplantılar vesilesiyle Dünya Bankası ve IMF'ye üye 186 ülkenin ekonomi ve maliye bakanları, dünya finans camiasının önemli isimleri, sivil toplum temsilcileri, iş adamları, akademisyenlerin bu toplantılar vesilesiyle bir araya gelerek, politikalar, çözümler ve öneriler ürettiklerini anlattı.
Üç yılda bir Washington dışında gerçekleştirilen bu toplantıların bugüne kadar 21 farklı şehirde gerçekleştirildiğini kaydeden Babacan, Türkiye'nin 1955 yılında bu toplantılara ev sahipliği yaptığını ve dünyada ilk örnek olarak ikinci kez ev sahipliği yapacağını belirtti.
Babacan, "186 üye ülke olduğu ve sadece 3 yılda bir Washington dışında yapıldığını düşündüğümüzde, Türkiye'nin bu toplantılara ev sahipliği yapmasının önemli ve özel bir durum olduğunu da vurgulamak istiyorum" dedi.
2005 yılından itibaren 2009 yılı için ev sahibi olma niyetlerini açıkladıklarını ifade eden Babacan, 2006'da Singapur'da yapılan toplantılar sırasında bütün heyete beraber çaba gösterdiklerini, tek tek ülkelerden destek toplamak için çalıştıklarını, destek olarak üye ülkelerin toplam hissesinin en az yüzde 85'ini toplamak gerektiğini kaydetti.
IMF ile programla ilgili görüşmeler kesildi
Babacan, toplantılar boyunca IMF ile programla ilgili görüşmelerin kesildiğini belirterek, toplantılar bittikten sonra işin seyrine göre gerekli açıklamaları, gerekli zamanlarda yapacaklarını bildirdi.
Babacan, bu toplantılar boyunca Türkiye-IMF ilişkilerinden hiç bahsetmeyeceğini ifade ederek, "Açıkça söyleyeyim; bu konuda benden tek bir kelime bile duymayacaksınız. Çünkü bu toplantılar çok önemli. Küresel ekonomiyi ilgilendiren toplantılardır. Gündemin böyle bir dar alana hapsolmasının yanlış olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Hurda indirimi çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine Babacan, tamamen yıllık toplantılar çerçevesinde bir basın toplantısı düzenlediklerini söyledi.
Türkiye'nin IMF'deki hissesi
Ali Babacan, IMF'nin finansmanı konusunda Türkiye'nin bir artırıma gidip gitmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, şu anda üzerinde çalıştıkları önemli konulardan bir tanesinin, ülkelerin IMF'deki hissesinin ne kadar olduğu ve bu hisselerin ülkelerin gerçek ekonomik gücünü yansıtıp yansıtmadığı olduğunu vurguladı.
Babacan, IMF anlaşmasıyla ilgili bir soru üzerine, şunları kaydetti:
"Bu toplantıların Türkiye-IMF ilişkilerinin ön planda olmadığı bir toplantı serisi olmasını arzu ediyoruz. Onun gölgesi olmasın bu toplantılarda. Biz zaten bu toplantılar boyunca da programla alakalı görüşmeleri kesiyoruz IMF'yle... Burada oturup da onlarla program konuşacak durumumuz olmayacak. Özellikle biz istemiyoruz. Özellikle hiç bir şey konuşmayacağız bu konuyla alakalı. Herhangi bir açıklama ne bizden, ne IMF'den gelecek, Türkiye IMF ilişkileriyle alakalı. Bu toplantılar bittikten sonra işin seyrine göre bakarız, gerekli olan açıklamaları, gerekli olan zamanlarda yaparız."
"Hiçbir ülkenin tek başına krizin altından kalkması mümkün değil"
Babacan, dünyadaki küresel krizin büyük boyutlara sahip olduğunu belirterek, "Hiçbir ülkenin tek başına altından kalkması mümkün değil. Ancak ülkeler bir arada koordineli ve uyumlu bir şekilde strateji uygulayarak bu zor dönemi atlatabilecekler" dedi.
Babacan, IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, bu yılki toplantıların ana temasını küresel ekonomik krizin oluşturduğunu, dünya ekonomisinin, modern ekonomi tarihinin en derin krizini yaşadığını ve çok zorlu dönemden geçildiğini söyledi.
Küresel krizin farklı seviyelerde de olsa tüm ekonomileri olumsuz etkilediğinin altını çizen Babacan, "(Ben bu krizden faydalandım, bu kriz iyi ki oldu) diyebilen ülke herhalde bu ortamda kolay kolay çıkmaz" diye konuştu.
İstanbul kararları
Fakirlik ve işsizlikle mücadelenin iyileştirilmesinin toplantıların önemli bir diğer konu başlığı olacağını anlatan Babacan, toplantıların daha güçlü ve etkin bir küresel mali sistemin oluşturulması gibi meselelerin tartışılması için de önemli bir fırsat yaratacağını, bu yönleriyle yapılacak toplantıların, karar alıcılar için dünya ekonomisinin zorlu geçen son bir yılın muhasebesini yapmaları ve geleceğe daha emin adımlarla yürüyebilmek için gerekli adımları atmaları açısından önemli bir fırsat yaratacağını vurguladı.
Babacan, bu sabah itibariyle toplantılar için toplam 11 bin 740 ziyaretçinin kayıt yaptırdığını, bundan sonra da kayıtların devam edeceğini ifade ederek, misafirlere yönelik yoğun toplantılardan kalan zamanlarda kültürel turlar ve programlar hazırladıklarını, ayrıca guvernör eşleri için de sosyal programlar yaptıklarını anlattı.
"Türkiye'nin gerçekten istisnai bir pozisyonu var"
Babacan, finans ve bankacılık sektörü olarak baktıklarında Türkiye'nin gerçekten istisnai bir pozisyonu olduğunu belirtti.
Krizin sosyal boyutları olduğunu ifade eden Babacan, "Asıl bunun bir sosyal boyutu vardır; istihdam, işsizlik boyutu vardır. Belki de en önemli boyutu budur. O insani boyutu bizi belki de yoğun bir çaba gösterme konusunda motive eden en önemli faktördür. Bunun da pek çok ülke tarafından paylaşıldığını biliyorum. Burada alınacak kararlar, ortaya konacak yaklaşım dünya genelinde istihdam konusunda da önemli sonuçlar getirecektir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
SDR'nin para birimi olarak kullanılıp kullanılmamasına ilişkin bir soru üzerine Babacan, bu konuda herhalde biraz tartışma yapılacağını, İstanbul'da böyle bir kararın alınacağını beklemediğini söyledi.
"Şahıslar, patronlar, parasını yurt dışında tutuyor"
Özel sektörün dış borcu olarak gördükleri rakamın aslında ciddi bir yüzdesinin özel sektörün Türkiye'deki şirketlerinin yurt dışındaki patronlarına borçları olduğunu belirten Babacan, "Şahıslar, patronlar, parasını yurt dışında tutuyor. Buradaki şirketi yurt dışından bunu kredi olarak kullanmış" dedi.
Babacan, eli taşın altında olan kendilerinin, Türkiye'nin gerçeklerini daha iyi okuduğunu düşündüklerini, kırılganlıkların söylenildiği kadar ciddi olmadığını, yine de ödemeler dengesinin önemli bir konu olduğunu hep söylediklerini vurguladı.
Babacan, toplantılar kapsamında kendisinin hem çok taraflı hem ikili düzeyde yoğun bir temas trafiği içinde olacağını belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn ile şu an için öngörülen bir ikili temasının bulunmadığını kaydetti.
Babacan, IMF Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü Başkanı, Finans Danışmanı Jose Vinals'in, "Küresel Finansal İstikrar Raporu"nu açıkladığı toplantıda dile getirdiği, "Gelişmekte olan ülkelerde reel sektöre yönelik kredi hacimlerinde belirli riskler bulunduğu ve Türkiye'nin de bu ülkelerden biri olduğu" yorumuna ilişkin bir soru üzerine, "Kamu kesimi borçlanma gereğini azaltan bir orta vadeli program ortaya koymamızın asıl sebebi, bankacılık kesiminde zaten kıt olan kaynakların kamu tarafından, hazine tarafından tüketilmemesi; bu kaynakların mümkün olduğunca özel sektöre bırakılması" diye konuştu.