Türkiye kara cahil kaldı

Türkiye'de 85 üniversitede açıköğretim ve uzaktan eğitim programı ile 1.5 milyon e-öğrenme kullanıcısı var. Ancak henüz yolun başındayız. ABD pazarını fetheden pek çok e-öğrenme aracı henüz yaygın olarak Türkiye'de kullanılmıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

kezo-001.jpg

Dünya e-öğrenme (e-Learning) pazarının hacmi 2015 yılında 107 milyar dolara ulaşacak. Bu rakam Global Industry Analysts (GIA) raporuna ait. Global Information’ın yaptğı bir araştırmaya göre de e-öğrenme pazarı 2018 yılına kadar 169 milyar dolara yükselecek. 2019 yılına gelindiğinde ise tüm üniversite öğrencilerinin yarısının online eğitim alması öngörülüyor. E-öğrenmenin yeni bir kavram olduğu düşünülse de 1998 yılından beri var. ABD ve Avrupa bu pazarın yüzde 70’ini oluşturuyor. ABD’deki kurumların yüzde 80’ine yakını online eğitim kullanıyor. Asya’nın ise artış gösteren bir grafiği var. Vietnam ve Malezya en hızlı büyüme gösteren pazarlar. 

Durum Türkiye’de de farklı değil. E-öğrenme pazarı büyüyor, potansiyeli var ancak daha yolun başında. Ortadoğu’da, kendi kendine e-öğrenme ürünlerinden gelen gelirlerin 2016 yılına kadar 560.7 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bölgeden en yüksek büyüme oranını gösteren ülke Umman. Ardından ise Lübnan, Türkiye, Kuveyt ve Katar geliyor. Yani Türkiye bölgesinde e-öğrenme pazarında en fazla büyüme gösteren 3’üncü ülke. Fakat konuştuğumuz yetkililer Türkiye'nin henüz yolun başında olduğunu söylüyor. 

İyi örnekler yok mu? Var. Bu yatırımlardan dikkatimi çekenleri yazacağım. 

Hepinizin bildiği gibi ikinci bir dil öğrenmedeki en büyük sorun, insanların dil öğrenmeyi bırakması. Bir noktadan sonra öğrenmenin durması. LinguaLeo, işte bu soruna çare geliştiren bir dil öğrenme platformu. Bir kurs değil. Çünkü dili hangi amaçla ve hangi araçlarla öğreneceğinize kendiniz karar veriyorsunuz. Yani, öğrenmeyi kişiselleştiriyorsunuz. İstediğiniz içeriği dinleyerek ve seyrederek dil öğreniyorsunuz. LinguaLeo’nun dil öğretme felsefesi oyunlaştırma üzerine kurulu. LinguaLeo CEO’su Dmitry Stavsiky, “Oyunlardan öğrendiğimiz yöntemleri dil öğrenmeye adapte ettik. Bir aslanımız var, Leo, LinguaLeo içindeki arkadaşımız. Sanal bir ormanın içindeyiz. Leo, köfte yiyor. Kelime öğrenebilmek için Leo’yu beslememiz gerekiyor. Leo’nun bize verdiği ödevleri yaparak yeni köfte kazanabiliyoruz. Böyle bir zincir etki içinde tamamen oyunlaştırılmış bir dünyanın içindeyiz” dedi. 

Silikon Vadisi’ne taşınacak 
LinguaLeo, 4 yaşında bir şirket ama hızlı büyüyor. Yaz sonunda Silikon Vadisi’ne taşınacak. Şirketin kuruluş hikayesi ilginç. LinguaLeo CEO’su Dmitry Stavsiky anlatıyor: “LinguaLeo, şu anda 29 yaşında olan Tatar bir öğrenci tarafından kuruldu. Daha önce kendi kurduğu bir dil okulu vardı. Başarılıydı ama bunu daha fazla büyütemeyeceğini anladı. Bunun üzerine bir software yarattı. Beş arkadaşı ile birlikte Tayland’da 6 ay boyunca bu yazılım üzerinde çalıştılar. Şu anda birçok ülkede çalışan 60 kişi çalışanı ve 9 milyon kullanıcısı var. Uluslararası bir şirket yaratıyoruz. Dünyanın her yerindeki insana dil öğretmek üzere yola çıktık” diye konuştu. 

LinguaLeo’da şu anda sadece İngilizce öğrettiklerini aktaran Dmitry Stavsiky, “Önümüzdeki dönemlerde başka diller de ekleyeceğiz. Zaten bizim mottomuz dillerin hakimi olmak. İngilizce sadece başlangıç” diye konuştu. 

Blackboard, 114 ülkede var 
Blackboard, bir eğitim teknolojileri şirketi. 1997 yılında Georgetown Üniversitesi’nde okuyan iki öğrenci tarafından kuruluyor. Öğrenciler ilk olarak Blackboard’u kendi üniversitelerine satıyorlar. Böylece iş hayatına başlıyorlar. Blackboard, 17 yılda hem satın aldığı şirketlerle hem de geliştirdiği çözümlerle bir eğitim kurumunun teknolojini bakımından bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma geliyor. Şu anda Amerika’da en iyi 200 üniversitenin yüzde 73’ü Blackboard kullanıyor. 114 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye’de ise Koç Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, Anadolu Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası Anadolu Üniversitesi, İpek Üniversitesi ve Zirve Üniversitesi olmak üzere 8 üniversite Blackboard uygulamalarını kullanıyor. Nedir bunlar? 

Web konferansı, sanal sınıf 
Blackboard Learn, Blackboard Connect, Blackboard Transact, Blackboard Mobile, Blackboard Collaborate. Örneğin Blackboard Learn, kampüste veya uzaktan eğitim görenler için bir öğretme ve öğrenme platformu. Binlerce kullanıcıdan oluşan bir topluluk burada bilgilerini paylaşabiliyor. İçerik yönetimi ve paylaşımı yapabiliyorlar. 
Blackboard Collaborate de katma- değeri yüksek bir ürün. En uzaktaki öğrencilere ve eğitmenlere bile, bağlanılması ve işlemin gerçekleştirilmesi için sanal sınıf teknolojileri sağlıyor. Tüm öğrenme sistemleriyle entegre, web konferansı, anlık mesajlaşma ve sesli yazma ile maliyetleri azaltan gelirleri arttıran ve öğrencinin başarısını yükselten araçlar ile kullanılabiliyor. 

Türkiye yolun başında 
Blackboard Türkiye yöneticisi Emrah Dilsizoğlu’na dünya ve Türkiye’de e-öğrenme pazarının gidişatını, gelişmeleri soruyorum. Dilsizoğlu, “Henüz eğitimde teknolojinin kullanılmasından anladığımız şey tabletlerden ibaret. Sadece akıllı sınıf, akıllı tahtalar aklımıza geliyor. Örneğin Blackboard’un 8 platformunun tamamı Türkiye için uygun değil. İlk 3’ü genel olarak kullanıyoruz. Örneğin artık dünyada her üniversitenin kullanmaya başladığı big data, data mining, her türlü klik ve dokunuşun bir anlam ifade ettiği, üniversitesinin planlamasında kullanılan Blackboard Analytics’i kullanmıyoruz. Üniversitelerin planlamaları buna göre yapılıyor. Ancak Türkiye’de Blacboard Analytics kullanan yok” dedi. Türkiye’de de yavaş yavaş e-öğrenmeye olan ilginin, eğilimin arttığını ifade eden Dilsizoğlu, “Asıl amacımız okulların bu misyona doğru yönelmesi" diye konuştu