'Enflasyonun üzerinde zam yapan firmaları yakın takibe aldık'
'Enflasyonun üzerinde zam yapan firmaları yakın takibe aldık'
ANKARA - Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, Rekabet Kurumu'nun, 10 yıllık deneyiminde, çoğunlukla şikayet veya ihbarlar sonucunda harekete geçip inceleme başlattığını, gelecek dönemde ise re'sen inceleme ve soruşturma başlatma eğiliminde olduklarını söyledi. Kasım 2007'de Rekabet Kurumu Başkanı seçilen Nurettin Kaldırımcı, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleri ile bir sohbet toplantısı düzenledi. Toplantının sonunda EMD üyelerinin sorularını da yanıtlayan Nurettin Kaldırımcı, kurumun yeni dönem hedeflerini ve çeşitli konulardaki görüşlerini açıkladı. Enflasyona direnenler mercek altında Piyasaları ve sektörel gelişmeleri yakından takip ettiklerini dile getiren Nurettin Kaldırımcı, Merkez Bankası, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), enerji piyasası, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gibi kurum ve kuruluşlarla yakın işbirliği kurmak için adım attıklarını söyledi. "Enflasyona direnen bazı sektörler var. Ortalama fiyat artışlarının çok üzerinde artış gerçekleştirmişler. Bu sektörlere ilişkin veri toplamaya başladık. Eğer rekabet hukuku ihlali görürsek hızla ve r'esen soruşturma başlatacağız"dedi. Kaldırımcı, gıda sektöründe yaşanan spekülasyon iddialarının da hatırlatılması üzerine "Olan biten her şeyin farkındayız. Ani iniş-çıkışlar oluyor diye işin peşine düşemeyiz. Biz kural dışına çıkıldığı zaman ve anlaşmalı bir şekilde hareket edildiğini fark ettiğimiz an devreye gireriz. Yaptığımız her şeyin hukuki zemini olmak zorunda. Ancak şunu söyleyebilirim ki; pirinç ve gıda konusunda Rekabet Kurumu'nda yoğun mesai yapılıyor. Devlet yardımlarının izlenmesi Uzun zamandır hazırlıkları devam eden devlet yardımlarının izlenmesine dair kanun tasarısına da değinen Nurettin Kaldırımcı, bu konuda özellikle devletin sorumluluk taşıdığını belirterek "Bazı devlet yardımlarının (vergi avantajları, istisnalar, çeşitli mali-sosyal yükler) rekabeti bozması önlenmelidir. Rekabet hukuku devlet yardımlarının disiplin altında tutulması ile ancak tam olarak işler duruma gelir" diye konuştu. Kaldırımcı, geçmiş dönemlerde Rekabet Kurumu'nun yasanın uygulayıcısı olma konusundaki taleplerinin hatırlatılması üzerine kurum olarak gerekli insan gücüne ve altyapıya sahip olduklarını ancak mutlak uygulayıcı olma konusunda bir ısrarlarının olmadığını söyledi. "Biz uygulayıcı olabiliriz, ancak uygulayıcı olmasak da oluşturulacak kurulda üyeliğimiz olacak" diyen Kaldırımcı, böylece uygulayıcı birimin tek başına DPT olmayacağının sinyalini verdi. Enerji sektörüne giriş serbest Gelecek dönemde hızla enerji sektöründeki dağıtım ihalelerinin gerçekleşeceğini, kurumun rekabetin sağlanması için bu sektörde bazı kısıtlamalar talep edip etmediğinin sorulması üzerine ise Kaldırımcı, sektöre giriş ve çıkışların serbest olduğunu hatırlattı. Ancak, izlemenin kolaylaşması için elektrik dağıtım-üretim-ithalat-ihracat gibi ayrı alanlarında faaliyet gösteren grupların, her faaliyet için ayrı şirket kurmasını talep ettiklerini, bunun da yasal düzenleme olarak TBMM'de görüşmeleri süren yasa tasarısı içinde yer alacağını söyledi. Öger Telekom'un, Saudi Telekom'a hisse devri konusundaki bir soruyu yanıtlarken Kaldırımcı, şirketin kontrol hissesinin devrinin söz konusu olmadığı için kendileri açısından kararın basit bir uygulama olduğunu ve şartlı izin verilerek hisse devrinin gerçekleşmesine olanak sağladıklarını kaydetti. Vatan Gazetesi satılamazsa ölecek Vatan Gazetesi'nin Doğan Grubu tarafından devralınmasına ilişkin de ayrıntılı bilgi veren Kaldırımcı, Vatan Gazetesi'nin "batan şirket" savunması yaptığını ve başka alıcı çıkmaması üzerine Doğan Grubu'na koşullu izin verildiğini söyledi. Doğan Grubu'nun yaklaşık 100 milyon YTL'lik kısmı borçlu şirketlere ek 18 milyon YTL bedel ödediğini hatırlatan Kaldırımcı, "Şu da bir gerçek ki Doğan Grubu'nun hakim durumu güçlenecek. Ancak bu devire izin vermeseydik Vatan Gazetesi batacaktı ve yine bu sonuç Doğan Grubu'nun reklam gelirlerini artıracaktı. Bu nedenle bir şans verildi. İki yıl içinde Vatan Gazetesi satılmazsa, takip eden üç yıl içinde Vatan markası öldürülecek. Hiç kimse alamayacak" dedi. Perakendecilik sektöründe "yoğun" günler başlıyor Öte yandan, Nurettin Kaldırımcı 1 Temmuz 2008 tarihinde yürürlüğe girecek üreticilerin perakende satış noktasındaki "tek olma" hakkını yeniden düzenleyen tebliğ hakkında da bilgi verdi. Buna göre, sektördeki ağırlığı yüzde 40'ın üstünde olan üreticiler, perakende satış noktalarında yalnızca kendi marka veya ürünlerinin bulunmasını talep edemeyecek. Bu anlamda daha önce verilen muafiyetler geri alınacak. Nurettin Kaldırımcı, elde ettikleri bilgiler ve deneyimler ışığında daha önce verilen bu hakkın ekonominin gereği olarak yeniden düzenlendiğini kaydetti. Aynı uygulamanın Avrupa Birliği'nde yüzde 30 ile var olduğunu kaydeden Kaldırımcı, Türkiye'nin ekonomik yapısı nedeniyle yüzde 40 eşiğinin belirlendiğini kaydetti. OYAK gibi kuruluşların kamusal avantajları kalkacak Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, OYAK başta olmak üzere, yardımlaşma kurumu-kamusal yapı içinde vakıf örgütlenmelerinin ve bunlara sağlanan kamusal avantajların rekabete aykırı olup olmadığı yönündeki bir soruyu yanıt veren Kaldırımcı Türkiye'deki mevcut yasal zemin üzerinde bu tür uygulamaların ortaya çıktığını, bu kuruluşların rekabeti engellediği için işlem yapmaya imkan verecek bir hukuki zemin olmadığını söyledi. Bazı uygulamaların rekabete aykırı mevzuat düzenlemelerinden kaynaklandığını ifade eden Kaldırımcı, "Bunları önleyecek türden bir yasal zeminin oluşması, kamu otoritesinin bir tür uyum sağlaması rekabetçi açıdan mevzuat hükümlerini, en azından rekabeti olumsuz etkilemeyecek şekle sokması illa ki zorunlu, illa ki gerekli" dedi. Bunun bir toplumsal gelişme çizgisi olduğunu, kendisinin demokratikleşme ve ekonominin verimli olması ile de ilişkilendirdiğini ifade eden Kaldırımcı, şunları kaydetti: "Pek çok açıdan rekabete aykırı yapı ve işleyişin olduğu durumların bertaraf edilmesi söz konusu önümüzdeki dönemde. Bu ya kendiliğinden olacak ya da müdahil olunarak olacak. Ya kamu otoritesi müdahale edecektir ya siyasi irade müdahale edecektir ya da kamuoyu böyle bir yapı ve işleyişi artık uygun görmeyecektir. Toplumsal tepki olacaktır, sivil toplum güçlenecektir. Hepsi sonuçta rekabetçi bir kültürün, rekabetçi bir yapının işleyişi üzerine ortaya çıkması anlamına gelecektir. Bütün bu gayretler inşallah istediğimiz manada bir yapıya kavuşmamıza imkan verecektir."