'Hukuki ve vergisel konularda düzenleme yapılmalı'

Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi, “Finansal işlemlerin etkin ve güvenilir bir şekilde olması için hukuki ve vergisel konuların farklı finansal ürünlerin ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte düzenlenmesi gerekiyor” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Katılım bankaları artık finans sektöründe her geçen gün yerini sağlamlaştırıyor. Hizmet kalitesini artıran katılım bankaları, piyasaya sundukları yenilikçi ürünlerle de ilgi görüyor.

Sektörün önde gelen bankalarından Albaraka Türk de katılım bankaları arasında ayrı bir öneme sahip…

Ekonomideki çalkantılara rağmen Albaraka, katılım bankaları arasında 2014 yılında bireysel finansmanda yaklaşık %50 ile en yüksek büyüme oranını yakaladı.

Bu başarıda Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi’nin emeği büyük…

Yahşi, İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM) hem finans hem de reel sektöre yeni ufuklar açacağına inanan isimlerin başında geliyor.

Yahşi, İFM’nin finans sektörünün reel sektör ile bağının kuvvetlenmesine, kaynakların ufak girişimciye dahi kolay ulaşmasına yardımcı olacağını düşünüyor.

İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması için kamunun istekli olduğunu ifade eden Yahşi, bu yolda hukuki ve vergisel düzenlemelerin de yapılmasını istiyor.

“Finansal işlemlerin etkin ve güvenilir bir şekilde olması için hukuki ve vergisel konuların farklı finansal ürünlerin ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte düzenlenmesi gerekiyor” diyen Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi İFM Dergisi’nin sorularını yanıtladı:

İstanbul Finans Merkezi'nin uluslararası finans merkezleri arasında yer alması için öncelik neye verilmeli? Finansal işlemlerin etkin ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirilebilmesi neler yapılmalı?

Kamu yönetimi belli çabaların içine girdi. Merkez Bankası ve kamu bankalarının yönetim merkezlerinin İstanbul’a taşınması için hazırlıklar sürüyor. Finans merkezi olarak planlanan bölgenin çevresinde eko sistemi tamamlayıcı nitelikte çok sayıda konut ve otel kapasitesi de oluşturuldu, oluşturulmaya da devam ediliyor. Biz coğrafya olarak Asya ile Avrupa arasında kilit bir yerdeyiz. Dünyada kullanılan teknolojik seviye göz önüne alındığında, fiziki yakınlık tek başına bir avantaj oluşturmuyor. Ancak, finans merkezi oluşumunu sadece coğrafi avantaj ve birtakım yapılar topluluğuna indirgemek eksik bir yaklaşım olur. Fiziki yapıların yanında, hatta ondan önemlisi, finans olgusunu yönetebilecek entelektüel kapasite geliştirilmeli. Teknik bilginin yanında, dünyadaki ilişkiler ağını da harekete geçirebilen, kullanabilen bir kapasite...

FİNANSAL KAYNAKLARA ULAŞIMI KOLAYLAŞTIRACAK

Bununla birlikte, bilindiği üzere finansal işlemlerin etkin ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için hukuki ve vergisel konuların da farklı finansal ürünlerin ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte düzenlenmesi gerekiyor. Bu konuda özel sektörün yaptığı çalışmaların yanında bu alanda da somut gelişmelerin ortaya çıkarılması gerekiyor.

İstanbul Finans Merkezi, finansal kaynaklara ulaşımı kolaylaştırır mı?

Elbette kolaylaştırır. Bir bölgede kaynak arzı ne kadar çok çeşitlenir ve derinleşirse iş dünyasının finansmana ulaşması da o kadar kolaylaşır. Bir başka boyut olarak, eko sistemin etkileşim ilişkisi çerçevesinde baktığımızda, bankacılık sisteminde finans alanında gelişecek bilgi arzı, iş dünyasına da yansıyacak. Aynı zamanda finans sektörünün derinleşmesi ve katılım bankacılığında olduğu gibi reel sektör ile bağının kuvvetlenmesi, kaynakların en ufak girişimciye dahi daha kolay ulaşmasını sağlayacak.

İFM, Türkiye'nin imajına katkı sağlar mı?

Bir ülkenin imajının sadece ekonomik bir etkinlikle sıçrama yapmasını beklemek gerçekçi değil. Ülke imajı, tarih birikimi, siyasi istikrar, ekonomik performans, kültürel ürünlerin kalite ve seviyesi gibi birçok bileşenin bir sonucu. Etkin çalışan bir İstanbul Finans Merkezi de elbette bu imaja katkı sağlar.

KAMU İSTEKLİ Mİ?

Kamu İFM için istekli mi? Yapılanları yeterli görüyor musunuz?

Bu alanda kamunun istekliliği en belirleyici etken. Bu irade de var görünüyor. Türkiye’deki bankacılık imajı ve birikimi işleyiş için en önemli teknik girdi niteliğinde. İstanbul’un sahip olduğu hotel ve kongre merkezleri, büyük toplantıları kaldırabilecek kapasitede. Üçüncü havaalanı inşası, uluslararası ulaşımı daha etkin hale getirecektir. Diğer yandan, dünyadaki büyük şehirlerin hemen hepsinde olduğu gibi, hangi gerekçeyle olursa olsun, artan nüfus yoğunluğu gündelik hayatı güçleştiriyor.

TANITIMDA BÜTÜNSEL BİR PLANLAMA YAPILABİLİR

İstanbul Finans Merkezi'ne özel bir teşvik verilmeli mi? Bu teşvik İFM'nin işlevselliğini artırır mı?

Tanıtım konusunda daha bütünsel bir planlama yapılabilir; bu alanda kamu desteği sağlanabilir

Albaraka Türk olarak İFM içinde yer almak ister misiniz? Buna yönelik çalışmalarınız var mı?

Bizim genel müdürlük binamız zaten finans merkezi olarak planlanan bölgeye bitişik durumda. Aynı zamanda İFM projesi dâhilinde planlanan eylem planları çerçevesinde bankamızın içinde bulunduğu projeler var ve gerek geçmiş tecrübelerimiz gerekse uluslararası uygulamalar noktasında elimizden gelen tüm katkıyı sağlıyoruz.

YURTDIŞINDAKİ FIRSATLARA KARŞI DUYARLIYIZ

Albaraka Türk 2015 yılını nasıl geçirdi? 2016 planlarını öğrenebilir miyiz?

Şu andaki veriler itibariyle 2015 yılı stratejik planlarımızda öngördüğümüz amaçlarımızı tam olarak gerçekleştirdiğimiz bir dönem olacak. 2016’da agresif bir büyüme planımız yok. 15-20 yeni şube açabiliriz. Yurtdışında doğabilecek fırsatlara karşı da duyarlıyız.

Bankacılık sektörünün bu yıl büyümesi olumlu. BDDK verilerine göre Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü Eylül 2015 döneminde bir önceki yıl sonuna göre %20 artarak 2.396 milyar TL olarak gerçekleşti. Eylül 2015 dönemi bankacılık net kârı ise 2014 aynı dönemiyle paralellik göstererek benzer tutarlara erişti.

KOBİ kredilerinde ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü raporuna göre bankacılık sektörünün KOBİ’lere kullandırdığı kredi miktarı Eylül 2015 itibariyle, bir önceki yılın aynı dönemine oranla % 21 oranında artarak toplam 383 milyar lirayı aştı. Albaraka olarak yılın ilk yarısında net karımızı %19,2 artırdık.

KOBİ’LER İÇİN ÖZEL PROJELER GELİŞTİRİYORUZ

KOBİ’lere yönelik yeni çalışmalarınız var mı?

Dünyada KOBİ’ler toplam kredilerden yüzde 42'lik pay alırken Türkiye'de bu oran %26’lar seviyesinde kalıyor. KOBİ’lerin toplam kredi pastasından aldıkları payın artırılması için çaba gösterilmeli ve KOBİ’lerin finansal erişim kabiliyetlerinin attırılması gerekiyor. Ayrıca KOBİ’lerin sıhhatli bir büyüme göstermesi ve uluslararası rekabette öne geçebilmeleri için kurumsallaşma ve markalaşma konusunda yatırım yapmaları gerekiyor. Hedeflerimizi ve stratejilerimizi bu gerçekleri göz önünde bulundurarak hazırlıyoruz. Ödeme Sistemleri, Dijital Dünya, Mobilite ve B2B Ticaret yeni projeler üzerinde çalıştığımız alanlar. KOBİ’lere özel bir B2B portal geliştiriyoruz.  Küreselkobiler.com isimli bu portalımızla büyümek isteyen KOBİ’lerimizi bankamız yeni ürün ve hizmetleriyle, 15 ülkedeki uluslararası ağımızla, danışmanlık hizmetlerimizle ve bütünleşik KOBİ hizmetlerimizle yerelden küresele taşımayı hedefliyoruz.

Yenilenebilir enerji ve Ar-Ge ve girişim bankacılığı gelecek planlarımız arasında önemli bir yer tutuyor, bu alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz. KOBİ segmentinde faaliyet gösteren şirketleri desteklemek amacıyla kurulan Borsa İstanbul Özel Pazar'ın ilk yatırımcılarından olduk. Girişimci KOBİ’lerimizin hem finansal araçlarımızla hem de danışmanlık hizmetlerimizle yanında olacağız.

Bir firmanın yaşam döngüsünün tüm aşamalarında ürün, hizmet ve desteklerimizle onların yanında olmak istiyoruz. Bizim önümüzdeki dönem stratejik hedefimiz KOBİ’lere daha yüksek hacimlerde ve daha geniş ürün yelpazesi ile tüm kanallar üzerinden etkin bir biçimde erişim sağlamak olacak.

SEÇİMDEN SONRA PİYASALAR RAHATLADI

Seçimden sonra konut kredisi veya taşıt ve ihtiyaç kredisi talebinde ne kadarlık artış söz konusu?

2015 yılı 3.çeyrek itibariyle Türkiye’de oluşan siyasi belirsizlik, artan faiz oranları, kredi büyümesinde makul büyüme amaçlı Merkez Bankası sıkı para politikası ve tüketicinin ihtiyatlı davranışları nedeniyle bireysel kredi taleplerinde düşük oranlı bir büyüme gerçekleşti. Ancak seçim sonuçları sonrasında ortadan kalkan siyasi belirsizlik ortamı piyasalarda rahatlamaya neden oldu ve özellikle tüketiciler tarafından seçim sonrasına bırakılan konut alım planlarında hareketlenmeler başladığı görülüyor. Bu planların henüz satışa dönmediği ancak bankalara gelen kredi maliyet sorgularının arttığını söyleyebiliriz. Tüketicilerin hükümet kuruluşu sonrasında oluşan hareketlilik ile beraber faiz oranlarındaki düşüş beklentisi nedeniyle bir süre daha bekleyeceği öngörülüyor. Faiz oranlarında oluşan düşüş ile birlikte gayrimenkul sektöründe önemli ölçüde bir ivme oluşacağı bekleniyor. Özetle tüketici bekle-gör sürecinden biraz daha hareketlenerek finans ihtiyacı için araştırmalara başladı. 2016 yılının ilk çeyreğinde hem gayrimenkul hem de finans sektör temsilcileri tarafından önemli bir büyüme tahmin ediliyor.

EN YÜKSEK BÜYÜME ORANINI YAKALADIK

Piyasa gelişmelerine nazaran Albaraka olarak katılım bankaları arasında 2014 yılında bireysel finansmanda yaklaşık %50 ile en yüksek büyüme oranını yakaladı. Bireysel bankacılıkta ağırlıklı olarak tüketicilerin konut ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapıldı. Bu kapsamda Türkiye’nin neredeyse her ilinde müteahhitlerle projeli konut anlaşmaları yapılmış hem tüketici hem de üreticiye avantaj sağlayacak hizmet sunuldu. Ayrıca konutlar daha temel aşamasındayken bile gerek üreticinin önünü görebilmesini gerekse tüketiciye daha uygun fiyatlarla konut edinmesini sağlayacak bir model üzerinde faaliyetler gösterildi ve konut finansmanında yıldan yıla yaklaşık olarak %50 üzerinde büyüme gerçekleşti. Yerli tüketici dışında Türkiye’de gayrimenkule yatırım yapmak isteyen yabancı taleplerinin de ortadan kalkan siyasi belirsizlik sonucunda artışa geçtiği görülüyor.