'Türkiye dış şoklara hazırlanmalı'

Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Grubu Direktörü Köse, "Türkiye diğer yükselen piyasa ekonomileri gibi dış şoklardan etkilenebiliyor ve bunlara karşı hazırlanması lazım" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Grubu Direktörü Ayhan Köse, Türkiye'nin bu yıl yüzde 3,5 büyüyeceğini tahmin ettiklerini ancak dış şoklara karşı hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. 

Köse, Dünya Bankasının "Küresel Ekonomik Beklentiler" raporunun yayımlanmasının ardından açıklama yaptı.

Dünya Bankasının bu yılki küresel büyüme beklentisini yüzde 2,9'dan yüzde 2,4'e düşürdüğünü anımsatan Köse, aşağı yönlü revizyonda dünya ekonomisinin son 6 ayda beklenenden daha yavaş büyümesinin etkili olduğunu bildirdi. 

Köse, zayıf büyümenin önemli nedenlerinden birinin, dünya ekonomisinin 2007-2009 yıllarında yaşanan finansal krizin etkilerinden hala kurtulamaması olduğunu vurgulayarak, "Dünya ekonomisi ne yazık ki hala finansal krizin etkilerinden kurtulmaya çalışıyor ancak bu esnada emtia fiyatlarındaki sert düşüş gibi başka şoklarla karşılaşıyor. Bir yandan krizle birlikte gelen çok büyük borç yükü var ve bu yük birçok ülkede hala tüketim ve yatırımları olumsuz etkiliyor bir yandan ekonomiyi hareketlendirmek için uygulayabileceğimiz mali ve parasal politikalar için elverişli alan çok daraldı." değerlendirmesinde bulundu.

'Küresel ekonominin performansı kötü'

Geçen sene yüzde 2,4'e gerileyerek 2009'dan bu yana en düşük performansını kaydeden küresel ekonominin bu yıl da bu seviyede genişlemesini kaygı verici olarak nitelendiren Köse, "Küresel ekonomi yüzde 2,4 büyüyor ve bu düşük bir performans. Dünya ekonomisinin, aşağı yönlü risklerin süratle arttığı bir dönemde bu kadar düşük hızda büyümesi, onu çok daha kırılgan hale getiriyor. Bu kırılganlıklar, politika yapıcıların sahip olduğu araçların kullanım alanlarının da daraldığı bir dönemde ortaya çıkıyor. Eğer dünya ekonomisi yeniden büyük bir şokla karşılaşırsa ciddi bir durgunluk dönemine girebilir." diye konuştu.

Köse, bu noktada emtia fiyatlarındaki sert düşüşün özellikle emtia ihracatçısı ülkelerin büyüme rakamlarını ciddi şekilde etkilediğine işaret ederek, Dünya Bankasının, emtia ihracatçısı gelişen ülkelere ilişkin büyüme tahminini 2016 yılı için yüzde 1,6'dan yüzde 0,4'e çektiği bilgisini verdi. 

'ABD'deki finansal şartlar sıkılaştı'

Başta ABD ve Japonya olmak üzere gelişmiş ülkelerin büyüme tahminlerinin de aşağı çekildiğini hatırlatan Köse, bu ülkelerin kendilerine özgü sorunlarla mücadele ettiğini dile getirdi. 

Köse, ABD ekonomisinin, enerji sektöründeki yatırımların azalması, ihracattaki yavaşlama, finansal dalgalanmalar ve dış belirsizliklerden etkilendiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"ABD ekonomisinde yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamları beklediğimizden düşük çıktı. Yılın başlarında çok ciddi finansal dalgalanmalar da yaşandı. Bunun sonucunda, ABD'deki finansal şartlar sıkılaştı. Ayrıca özellikle enerji sektöründeki yatırımlar, düşük petrol fiyatlarından büyük yara aldı. Amerikan ekonomisi, Avrupa'daki Brexit ihtimali ve Çin'deki yavaşlama gibi belirsizliklerden de etkilendi. O nedenle biz ABD'nin büyüme tahminlerini aşağı çektik." 

Köse, bu yıl Amerikan ekonomisinin yüzde 2'nin biraz altında genişleyecek olmasına karşın potansiyeline yakın sağlıklı bir büyüme performansı gösterdiğini de vurguladı.

Amerikan iş gücü piyasasının son istihdam rakamlarının yarattığı hayal kırıklığına rağmen canlı olduğunu savunan Köse, ülkede enflasyonun da son sekiz ayda hareketlendiğinin altını çizdi. 

'Fed'in temkinli duruşu dünya ekonomisi için faydalı'

Köse, ABD Merkez Bankasının (Fed) ülke ekonomisini okumada elinden gelen bütün çabayı sarf ettiğini belirterek, "Fed şu ana kadar son derece temkinli bir şekilde piyasalara yön vermeye çalıştı ve bizce bunda başarılı da oldu. Fed özellikle son bir yıldır dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve bunların ABD ekonomisine etkilerini de dikkatle ele alıyor." dedi. 

Fed'in faiz artırımının küresel ekonomi için risk teşkil edip etmediğine yönelik soruya ise Köse, "Eğer Amerikan ekonomisi büyümeye devam ediyor, ekonominin dinamikleri çalışıyor, enflasyondaki hareketlenme sağlıklı şekilde sürüyorsa bu, dünya ekonomisi için iyi bir haber demektir. Bu çerçevede ortaya çıkan parasal politikalardaki normalleşme de küresel ekonomi için pozitif bir gelişme olarak değerlendirilebilir çünkü bu, krizden çıkışın bir işareti olur." yanıtını verdi. 

Köse, bununla birlikte Euro Bölgesi ve Japonya ekonomilerinin genişlemeci parasal politikalara rağmen halen kriz sürecinden tam anlamıyla çıkamadığına, bu bölgelerdeki enflasyonun hala çok düşük seyrettiğine ve büyümenin istenen düzeye ulaşmadığına dikkati çekerek, "Bütün bunları bir araya getirdiğimizde Fed'in temkinli duruşu, bizce dünya ekonomisi için faydalı bir gelişme. Fed'in önümüzdeki dönemde de gelen iç ve dış verilere göre karar alacağını düşünüyoruz. Karar verirken elbette piyasa oyuncularını buna hazırlamaları da gerekiyor." ifadelerini kullandı.

'Gelişen ülkeler sıkılaşmaya hazırlanmalı'

Fed'in gelecek faiz artışlarının zamanlamasının, dünya ekonomisindeki önemli risklerin ne doğrultuda hareket edeceğine bağlı olduğunu anlatan Köse, gelişen ülkelerin sıkılaştırmaya rehavete kapılmadan hazırlanmaları gerektiğini vurguladı.

Köse, "Fed'in aralıkta başlattığı sıkılaştırma süreci yavaş da olsa er veya geç devam edecek. Yükselen piyasa ekonomilerinin bunu anlaması ve hazırlanması gerekiyor. Bu hazırlık için hem mali politikaların hem para politikalarının yerinde olması ve finansal piyasalarda istikrar sağlanması lazım." uyarısında bulundu. 

'Türkiye büyümeyi sürdürecek'

Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Grubu Direktörü Köse, Türkiye ekonomisine ilişkin ise şunları söyledi:

"Türkiye'de özellikle tüketimin bir şekilde kuvvetini koruması, bizim büyüme tahminimizin aynı kalmasını sağladı. Türkiye'de büyümenin bu yıl yüzde 3,5 civarında olmasını bekliyoruz. Petrol fiyatlarındaki düşüş, ekonomideki bazı kırılganlıkları azalttı. Enflasyon rakamlarında ve dış ticaret açığında bu olumlu etkiyi görüyoruz. Yüzde 3,5 civarındaki büyümenin, mevcut dış koşulların olumlu şekilde devam etmesi, iç şokların ve belirsizliklerin azalması, ekonomik reformların ve yerinde mali ve parasal politikaların uygulanması durumunda önümüzdeki yılda da sürmesini bekliyoruz. Ancak Türkiye diğer yükselen piyasa ekonomileri gibi dış şoklardan etkilenebiliyor ve bunlara karşı hazırlanması da lazım."