(11:00)"Yeni bir yasa çalışmasına ihtiyaç var"
(11:00)"Yeni bir yasa çalışmasına ihtiyaç var"
ANKARA - KESK'ten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderilen yazıda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nda değişiklik öngören yasanın, Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırılıklar içerdiğini savunularak, bu konuda yeni bir yasa çalışmasına ihtiyaç olduğa dikkat çekildi. Alınan bilgiye göre, KESK yönetimi, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nda değişiklik yapan 5754 sayılı kanunla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Gül'e bir değerlendirme yazısı gönderdi. Yazıda, 5510 sayılı yasanın kısmen iptal edilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda düzenlemeler yerine, daha önce eksik bırakılan kimi teknik sorunların giderilmesi ve bazı konularda daha önce yapılmış olan düzenlemelerin "aşırıya kaçıldığı düşüncesiyle geri alınması yönünde hareket edildiği" öne sürüldü. Her iki yasada da sosyal devletin güvencesinde olan "hak" anlayışının yerini, "takdire dayalı sıradan bir yardım anlayışının" aldığı görüşüne yer verilen yazıda, sosyal hakları ve sosyal güvenliği mali piyasalara terk eden bu modelin, daha önce uygulanan ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de başarılı olma olanağı bulunmadığı savunuldu. Düzenlemelerin sosyal güvenlik haklarını daha da geriye götürdüğü iddia edilen yazıda, "Dünya Bankası ve IMF modeline dayalı sosyal güvenlik reformu sosyal devleti ve sosyal güvenlik hakkını tümüyle reddetmekte, bireyi, geleceği yasalarla güvence altında olan bir yurttaş yerine, yazgısını mali piyasaların gücünün belirlediği edilgen bir nesneye dönüştürmektedir" denildi. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına uygunluk sağlanabilmesi için kamu görevlilerinin durumunun ayrı bir bölümde düzenlenmesi gerektiği vurgulanan yazıda, şu görüşlere yer verildi: "Anayasa Mahkemesi kararındaki diğer önemli konu da kamu görevlileri için anayasal güvence altında bulunan ve korunan hakların koşut bir biçimde tüm çalışanlara tanınması ile ekonomik ve mali haklar yönünden, çalışanlar arasında eşitlik sağlanmasıdır. Sosyal sigortalar ile ilgili olarak, kamu görevlileri açısından yapılan bu değerlendirme ile Anayasa Mahkemesi kamu çalışanlarının kazanılmış haklarını korurken, Hükümete de tüm çalışanlar için uygulaması gereken norm ve standartların alt sınırını işaret etmiştir. Karar sonucu ortaya çıkan yeni durumda sosyal güvenlik reformunun dayandırıldığı temel gerekçeler ortadan kalkmıştır. Emeklilik yaşı, emekliliğe esas prim ödeme gün sayısı, emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi, emeklilerin refahtan pay almalarına olanak verecek emeklilik geliri, herkese gereksinimi kadar erişilebilir sağlık hakkı gibi konularda yasa çalışmaları sırasında ısrarla gündeme getirdiğimiz ve dikkate alınmayan hak taleplerimiz, Anayasa Mahkemesi'nin tanımladığı koşullarda, çalışanlar arasında ayrım yapmayacak biçimde karşılanmamıştır. Hükümet, çalışan kesimler arasında ayırım yapamaz, yapmamalıdır." Yazıda, buna karşın değişiklik yasasının, bu anlayışı gözetmeden üstelik Anayasa Mahkemesi kararının tersine bir yaklaşımla hazırlandığı öne sürüldü. Kamu görevlilerinin, yasa yürürlüğe girdiği tarihten önce ve sonra çalışanlar olarak ayrılmasının Anayasa'ya aykırılık taşıdığı ifade edilen yazıda, ayrıca kamu çalışanları açısından iptal edilen sağlıkla ilgili hükümlerin, tüm çalışanların sağlık hakkının çerçevesini tanımladığı değerlendirmesinde yer verildi. Yazıda, "Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı, tüm çalışanlar yönünden yorumlanmalıdır. Eski memur-yeni memur tanımlarıyla, iptal kararının amacını aşmak ve kararın sonuçlarını yok saymak doğrultusundaki düzenlemeler yerine, gerçek reform niteliği olan bir yasa için çalışmalar sürdürülmelidir" denildi. İtiraz edilen konular Yazıda, sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemeler ilişkin itirazlara neden olan ve yeniden ele alınmasına ihtiyaç bulunan konular özetle şöyle sıralandı: "-Emeklilerin içinde bulunduğu ağırlaşan koşullara temel çözümler üretilmesi gereklidir. -Norm ve standart birliği, tüm sigortalıları 'en az'da değil, toplumsal uzlaşmayla belirlenecek sosyal devlet ilkesine uygunluk temelinde en üstte eşitlemeyi hedefleyen bir düzlemde sağlanmalıdır. -Sağlık, her yurttaş için eşitlik ve hak temelinde erişilebilecek ve yararlanabilecek bir kamu hizmeti olarak düzenlenmelidir. -Emekli yaşının 65'e, prim ödeme gün sayısının 7200'e çıkarılması, aylık bağlama oranlarının düşürülmesi kabul edilemez. -Türkiye gibi doğumda yaşam beklentisinin düşük olduğu ülkelerde ekonomik ve sosyal faktörler gözetilmeden yüksek emeklilik yaşı belirlenmesi sosyal güvenlik hakkına aykırıdır." Yazıda, 5510 sayılı yasada değişiklik öngören 5754 sayılı yasa ile yapılan düzenlemelerin kabul edilmesi mümkün olmadığı ifade edilerek, KESK'in, DİSK, TTB ve TMMOB ile birlikte halkın ve çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik hakkını tam olarak karşılayan yeni bir yasa yapılmasından yana olduğu kaydedildi.