(13:00)İş Bankası: Yüzde 5.5 büyüme zor; Oyakbank: Güçlü faiz artırımı şart
(13:00)İş Bankası: Yüzde 5.5 büyüme zor; Oyakbank: Güçlü faiz artırımı şart
ANKARA - İş Bankası İktisadi Araştırmalar Müdürlüğü ve Oyakbank Hazine Grubu Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan bültenlerde, ekonomide yaşanan son gelişmeler değerlendirildi. İş Bankası, dış ve iç belirsizliklerin yoğunlaştığı bir ortamda, büyümede yüzde 5,5'lik hedefe ulaşılmasının güç olduğu öngörüsünde bulunurken; Oyakbank yıl sonuna kadar devam edeceği düşünülen iki haneli enflasyon ortamında, Merkez Bankası'nın 'güçlü bir faiz artırımına' ihtiyacı olduğunun düşünüldüğünü vurguladı. Türkiye İş Bankasının bültenine göre, ABD ekonomisindeki resesyonun öngörülenden daha uzun sürmesi, finansal piyasalardaki kredi krizinin derinleşmesi ve yurt içinde siyasi belirsizliklerin artması ihtimali, önümüzdeki döneme ilişkin en önemli riskler olarak değerlendirildi. Yurt dışı ve yurt içinde belirsizliklerin yoğunlaştığı bir ortamda, 2008 yılında büyümede yüzde 5,5'lik hedefe ulaşmasının güç olduğunun düşünüldüğü ifade edilen bültende, IMF'nin de Türkiye için 2008 yılı büyüme tahminini yüzde 4 olarak açıkladığı hatırlatıldı. Bültende şöyle denildi: "Enerji fiyatlarının yüksek seyrini koruması, dış ticaret açığındaki artışın önümüzdeki dönemde de devam edeceğine işaret etmektedir. YTL'deki değer kaybına karşılık petrol ve emtia fiyatlarının yüksek düzeyi dikkate alındığında önümüzdeki dönemde cari açık üzerindeki baskıların devam etmesini bekliyoruz. Nitekim, global ekonomiye ilişkin yavaşlama tahminlerine rağmen IMF petrol fiyatlarının 95,5 dolar civarında gerçekleşeceğini öngörmektedir. Bu durum, enerji fiyatlarının dış ticaret açığı üzerindeki olumsuz etkisinin devam edeceğine işaret etmektedir." Yılın ilk çeyreğinde faiz dışı harcamalardaki artış eğiliminin devam etmesinin mali disipline ilişkin endişelerin azalmasını engellediği belirtilen bültende, önümüzdeki dönemde bütçe performansının dikkatle izlenmesi gerektiği düşüncesinde oldukları kaydedildi. Bültende, şöyle denildi: "Yurt dışı borçlanma işlemlerinde yaşanabilecek sıkıntıların; ana fonlama kaynağı olan mevduat alanında rekabet ve faizlerin artmasına, diğer taraftan fon maliyetlerindeki artış paralelinde kredi faizlerinin de yükselmesine neden olacağını düşünüyoruz. Özelleştirme gündeminde yer alan kamu bankalarının da kredi ve mevduat hacimlerini genişletme istekleri, faiz rekabetini artırıcı yönde etki yapmaktadır." "Zor görev, sert söylem: Artık somut adım görme zamanı..." Oyakbank Başekonomisti Sengül Dağdeviren tarafından kaleme alınan "Zor görev, sert söylem: Artık somut adım görme zamanı..." başlıklı bültende ise Türkiye'nin bugün itibarıyla fazlasıyla 'oynak global koşullarda' en önemli şansının, temel ekonomik sorunlarının diğer ülkelerle paralellik göstermesi olduğu belirtildi. Büyük olasılıkla yıl sonuna kadar devam edecek iki haneli bir enflasyon ortamında beklentileri kontrol altına almaya çalışan Merkez Bankasının; duruşunu destekleyecek, beklentilere çapa oluşturacak kadar güçlü bir faiz artırımına ihtiyacı olduğunun düşünüldüğü vurgulanan bültende, şöyle denildi: "Dolayısıyla, Mayıs ve Haziranda gerçekleştirilecek 1'er puanlık artırımın, bu açıdan olumlu etkisi olabilecek iken, Merkez Bankasının piyasalarda konjonktürün elvermesi halinde, daha sınırlı ( yüzde 0,5- yüzde 1 puan arasında) bir faiz artırımına gitmesi, güçlü bir olasılık olarak görünmektedir. Hükümetin, yakın zamanda, biraz acele ile açıkladığı Orta Vadeli Mali Çerçeve ise taşıdığı sınırlı bilgi ile güvenilirliği destekleyici bir çapa olmaktan uzak görünmektedir." Bu arada Faiz dışı fazla hedefleri aşağı yönde revize edilirken, ekstra harcamalar ve/veya gelirler konusunda detaylı bilgi verilmediğine işaret edilen bültende, şu görüşlere yer verildi: "Ayrıca bütçe açığının GSYH'ye oranı, dışında hedefler ya IMF ya da AB tanımlı sunulmuştur ve bu veriler, kamuoyunun yakından izlediği temel verilerden oldukça farklıdır ve Hazine tarafından gecikmeli olarak yayımlandığı için zamanında takip edilebilirliği zayıftır. Sonuç olarak, bu verilerin mali disipline dair bir çapa niteliği taşıması zordur ve hükümetin bu bağlamda kapsamlı ve bütünlüklü bir yaklaşımı sahiplenmesi, belirsizlikleri azaltabilecektir."