(13:00)"Risk yönetiminin uygulanmadığı ortam ölümcüldür"

(13:00)"Risk yönetiminin uygulanmadığı ortam ölümcüldür"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, finansal risk yönetiminin yeterli olmadığı, bu kavramın gereğince anlaşılıp uygulanmadığı bir ortamın ölümcül bir ortam olduğunu söyledi. Denetim, Vergi ve Danışmanlık Firması KFMG'nin düzenlediği "1'inci KFMG Türkiye Finansal Risk Yönetimi Konferansı"nın açılışında konuşan Ertürk, Türkiye'nin finansal risk yönetimi kavramının asla hayat bulmadığı yılları çok büyük acılarla yaşadığını, daha sonra bu kavramın hayat bulduğu, ancak bu kavrama hayat veren anlayışın terk edilmediği yılların olduğunu söyledi. Ertürk, "Bizim çok önemli bir finansal risk ilkemiz var; 'bize bir şey olmaz'. Başında bulunduğum kurum için bu kavram çok daha büyük önem taşıyor. Çünkü, finansal risk yönetiminin yeterli olmadığı, bu kavramın gereğince anlaşılıp uygulanmadığı bir ortam bizim açımızdan ölümcül bir ortamdır" diye konuştu. Ahmet Ertürk, uluslararası finansal sistemin son bir yılda yaşadığı şiddetli sarsıntının, finansal sistemin istikrarının en önemli unsurlarından biri olan risk yönetimi alanında da artık sınıra gelindiğini ve mevcut risk yönetim anlayışı ile tekniklerinin bu yeni finansal mimarinin risklerini ölçmekte ve kontrol etmekte yetersiz kaldığını gösterdiğini kaydetti. Finansal sistemin aşırı likidite ve dizginlenemez risk iştahı ve geleneksel tekniklerle nüfuz edilmesi güç olan yeni finansal kurum ve enstrümanlar karşısında, risk yönetimi alanında da benzer bir agresiflik ve inovasyon özelliği göstermesi gerekirken, bunu gösteremediği veya önemsemediği için bugünkü derin sarsıntıyı yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Ertürk, şöyle devam etti: "Bugünkü küresel finansal sistemin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehdit, ne olağanüstü büyük finansal kayıplar, ne yol açtığı derin belirsizliktir. Tersine, en büyük tehdit finansal sistemin bu küresel yaygınlığı ve karmaşıklığıyla artık, yönetilemez hale gelmiş olması riskidir. Bunu gördükleri içindir ki, uluslararası sistemin bütün temel oyuncuları, bu tehdidi oluşturan kör noktaların neler olduğunu anlamaya, istikrarı ve yönetilebilirliği yeniden kazanmak için neler yapılması gerektiğini tartışmaya başladılar. Kusursuz bir finansal sistem, oyuncular ile denetleyiciler arasındaki kontrol ilişkisinin etkin olması halinde mümkün olabilir. Oyuncuların ve denetleyicilerin kendilerinden beklenen rolleri yeterli biçimde oynamamaları, uzun vadede mutlaka bir aksaklığa veya krize neden olacaktır." "Subprime kredileri, global finansal istikrar için bir tehdit" Ahmet Ertürk, bugün yaşanılan krizi tetikleyen olgunun subprime mortgage (tutsat) kredilerinin geri dönmesine ilişkin olumsuz tahminler ve beklentiler olduğunu belirterek, istatistiğin risk yönetiminde doğru kullanılmaması nedeniyle bankacılıkta kötü kredi olarak tanımlanabilecek subprime kredilerin, global finansal istikrar için bir tehdit haline geldiğini söyledi. En son krizin esas sorumlularından biri olarak derecelendirme kuruluşları görülmekteyse de, merkez bankaları, denetim otoriteleri, mevduat sigortacıları ve hazine yönetimlerinden oluşan finansal güvenlik ağındaki eksiklikleri ve boşlukları da unutmamak gerektiğini ifade eden Ertürk, uluslararası finansal sistemin önemli oyuncuları olan büyük bankaların öncelikle piyasa, kredi ve son olarak da operasyonel risk yönetimi modellerini daha da geliştirmek zorunda olduklarını bu krizin öğrettiğini kaydetti. Bankaların kurumsal riski yönetmedeki, finansal güvenlik ağı üyelerinin ise finansal istikrarı sağlamadaki güçlüklerine de değinen Ertürk, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bugün gelişmiş piyasalarda bulunan yapılandırılmış finansal ürünlerin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bulunmaması krizin etkisini azaltmıştır. Ancak bu enstrümanların yaygınlaşması ve uluslararası bankaların daha fazla ülkede faaliyet göstermesi, kurumsal riskin yönetilmesi ve finansal istikrarın sağlanmasını daha da zorlaştıracaktır. Finansal alanda uluslararası düzenlemelerin bulunmaması ve denetim altyapısının güçlü olmaması bir sonraki kriz için risk oluşturmaktadır. Her ne kadar uluslararası düzeyde Basel II ve Sermaye Yükümlülüğü Direktifi gibi düzenlemeler standartlaşmada öncülük yapsa da iflas hukukunda farklılıklar ve finansal kriz yönetiminde yetersizlikler bulunmaktadır. Finansal güvenlik ağı üyeleri arasında ulusal ve uluslararası alanda işbirliği ve koordinasyonun sağlanması bir zorunluluktur."