(14:00)"Türkiye laik yapısıyla istikrar ve denge unsuru"

(14:00)"Türkiye laik yapısıyla istikrar ve denge unsuru"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin, laik ve demokratik yapısıyla bir istikrar ve denge unsuru olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu öneminin, hem dünyanın ekonomik ve politik çıkarlarının ortasında yer almasından hem de felsefesini Atatürkçülük'ten alan kendi gücünden kaynaklandığını bildirdi. Orgeneral Büyükanıt, son yıllarda Türkiye'nin bu yapısını bozmaya çalışan bazı mihrakların ortaya çıkışını endişeyle izlediklerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin önüne birtakım sıfatlar takmaya çalışanların görüldüğünü ifade ederek, Türkiye'nin yasal organlarının buna asla izin vermeyeceğini söyledi. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığına (ATASE) bağlı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezinin (SAREM) Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde düzenlediği "Orta Doğu: Belirsizlikler İçindeki Geleceği ve Güvenlik Sorunları" konulu uluslararası sempozyumun açılışında konuşan Orgeneral Büyükanıt, bölgedeki kargaşa ortamından beslenenlerden birinin de terörizm konusu olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Irak'ta devam eden istikrarsızlık, başta PKK/KONGRA-GEL terör örgütü olmak üzere terör örgütlerinin gelişmesi için uygun bir ortam yaratmış, bölgedeki Şii-Sünni çatışmasına bağlı olarak terör örgütleri güçlenmiş, devam eden direniş örgütlerinin birleşmesine yol açmıştır. Tarihi bağlar, bu bölgedeki istikrarsızlığın her an Orta Doğu'ya yayılması tehlikesini ortaya koymaktadır. Ayrıca Orta Doğu genelinde Hamas, Hizbullah, Müslüman Kardeşler gibi örgütler de mevcut ortam içinde kendilerine yaşam alanı bulabilmektedir."Orgeneral Büyükanıt, 1990'larla beraber uluslararası arenaya yeni örgütlerin dahil olduğuna dikkati çekerek, tehdit ve tehlikenin zaman, mekan ve boyutunun tam olarak kestirilemez hale geldiğini belirtti. Asimetrik olarak nitelendirilen bu tehditlerden en önemlisi olan uluslararası terörün, 11 Eylül'den sonra ulusların gündeminde ilk defa ilk sırayı aldığını anımsatan Orgeneral Büyükanıt, "Orta Doğu'daki terörün amaçları, hedefleri ve ideolojileri birbirinden farklı olan terör örgütleri tarafından, bu örgütlerin uyguladıkları politikalara, dolaylı veya doğrudan bazı devletler destek sağlamaktadır" dedi. "Hava harekatları, kararlılığımızın en önemli göstergesi" Orgeneral Büyükanıt, bunun açık şekilde, çoğu Türkiye'nin müttefiki olan bazı Avrupa devletlerinin PKK'ya sağladıkları destek bağlamında, terörle mücadeleyle bağdaşmayan yaklaşım içinde olduğunu belirtti. Orgeneral Büyükanıt, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye, terörle mücadele konusundaki kararlılığını her türlü platformda dile getirmektedir. Terörle mücadele ve güvenlik bağlamında ulusal çıkarlarımızı, güvenliğimizi korumak maksadıyla 17 Ekim 2007 tarihinde TBMM'de bir tezkere kabul edildi. Bu kapsamda, uluslararası hukuka dayanarak, Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarına gerçekleştirdiğimiz hava ve kara harekatları, terör örgütüyle mücadelemizdeki kararlılığımızın en önemli göstergesidir. Bölge ülkeleri arasında terörden en fazla etkilenen ülke olarak, hiçbir haklı gerekçesi bulunmayan terörün insanlık suçu olduğuna inanıyorum. Bir taraftan masum insanları acımasızca katleden teröristlerle mücadele ederken, diğer taraftan terörizmi oluşturan ve destekleyen şartların ortadan kaldırılması için uluslararası alanda daha güçlü bir iş birliği mekanizmasının kurulmasının ve desteklenmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum." "Cumhuriyetimizi hiçbir güç kendisine biat ettiremeyecek" Orgeneral Büyükanıt, bölgenin sürekli barış ve huzura kavuşmasının ve acıların dindirilmesinin bölgeye tek taraflı yaklaşımlardan ziyade bütün bölge ülkelerinin ve uluslararası güçlerin ortak çıkarlarının da gözetilebileceği bir iş birliğiyle sağlanabileceğini belirterek, kaynağı ve gerekçesi ne olursa olsun masum insanların yaşamlarının hiçe sayılmasına, insan yaşamını hiçe sayan örgüt ve yaklaşımlara destek verilmesine sıfır toleransla bakılmasının ortak payda olmasının gerekliliğine inancını dile getirdi. Bu tür yaklaşımların Orta Doğu'daki barışı ve istikrarı olumsuz yönde etkileyeceğine işaret eden Orgeneral Büyükanıt, şunları söyledi: "İngilizceye çevrilmesi biraz zor ama ben yine de Türkçe söyleyeceğim. Sorunlarla boğuşan ülkelere destek sağlamak lazım. Eğer destek sağlanmıyorsa, bizim deyimimizle diyorum ki 'gölge etmeyin başka ihsan istemez'. Bazı Batılı stratejistlerce savunulan 'medeniyetler çatışması' ve 'Haçlı seferleri' gibi kavramların kullanılmasına, kalıcı bölgesel istikrar adına son verilmelidir. Bu konular gündemden düşürülmelidir. Çağ dışı düşüncelerdir. Orta Doğu'da evrensel ve insani değerlerin yerleşebilmesini temin edebilmenin yolu güvenli, demokratik ve bilimsel düşünceyi esas alan, etnik kimlik, din ve mezhep esasına dayanmayan devlet yapılarına ve bu devlet yapılarının kontrol ettiği ulusal güç unsurlarına sahip olmaktan geçer. Böyle bir ortamda jeopolitik konumu itibarıyla dünyanın en önemli petrol ulaşım hatları, doğal su yolları, kara, hava ticari ulaşım hatları üzerinde yer alan Türkiye, soğuk savaş sonrası dönemin jeopolitik tartışmalarının merkezinde laik ve demokrat yapısıyla bir istikrar ve bir denge unsurudur. Türkiye'nin bu önemi, hem dünyanın ekonomik ve politik çıkarlarının ortasında ve içinde yer almasında hem de felsefesini Atatürkçülük'ten alan kendi gücünden kaynaklanmaktadır. 21. yüzyıl dünyasının kritik ve hassas jeopolitiğinde yer alan konumuyla ekonomik, siyasi, sosyal, askeri ve kültürel alanlarda güçlü bir Türkiye, bölgesinin temel dinamiklerinden biridir ve böyle olmaya da devam edecektir. Son yıllarda, Türkiye'nin bu yapısını bozmaya çalışan bazı mihrakların ortaya çıktığını da endişeyle izliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin önüne birtakım sıfatlar takmaya çalışanların olduğunu görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin yasal organları buna asla izin vermeyecektir. Üzülerek ifade ediyorum, bu tür yaklaşımlar hepimizin ortak paydası olan demokrasi kavramının içine konularak Türkiye'ye dayatılmaya çalışılmaktadır. Hem Avrupa'nın hem de Orta Doğu'nun bir parçası olan Türkiye, laik yapısıyla İslam dünyasının tek örneğidir. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet, geleceğimizin tek gerçeğidir ve bunu hiçbir güç değiştiremeyecektir. Cumhuriyetimizi ve onun temel ilkelerini hiçbir güç kendisine biat ettiremeyecektir."