15 bin $ gelir yoksa BBB zor

S&P, Türkiye'nin kredi notu görünümündeki gerilemeye yönelik eleştirileri yanıtladı, "Başbakan'ın sözleri duygusal. Yatırım yapılabilir ülkelerde kişi başına gelir 15 bin doların üstünde".

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


İSTANBUL - Türkiye'nin not görünümünü "pozitif"ten "durağan"a çevirdiği için sert eleştirilere muhatap olan Standar&Poor's, kararını savundu. Küresel Operasyonlar ve Analizlerden Sorumlu Başkan Paul Coughlin Başbakan Erdoğan'ın çıkışını "olağan duygusal sözler" olarak nitelerken, Türkiye Baş Ekonomisti Eileen Zhang, üstü kapalı biçimde "15 bin doların üzerinde kişi başı gelire sahip olmayan ülkelerin yatırım yapılabilir ülke notu alamayacağını ifade etti.

Standard and Poor's Küresel Operasyonlar ve Analizlerden Sorumlu Başkanı Paul Coughlin, Türkiye'nin görünümüyle ilgili kararına tepki gösteren Başbakan Erdoğan'ın sözlerini, "kamuoyu önünde söylenmiş duygusal sözler" olarak niteledi. ABD Başkanı da dahil olmak üzere bir çok ülke ve kurum yöneticisinden zaman zaman benzer tepkiler aldıklarına işaret eden Coughlin, "Başbakan'ın sözleri bize çok da olağandışı gelmedi. Reyting işinin bir parçası bu; Sayın Başbakan ve bakanlar da farkındalar, biz zorluklara işaret ediyoruz" diye konuştu. Kurumun Türkiye Baş Analisti Eileen Zhang da, değerlendirme kriterlerinden birinin milli gelir olduğuna işaret ederek, yatırım yapılabilir ülkelerde kişi başına gelirin 15 bin doların üzerinden bulunduğunu söyledi.

Türkiye'nin kredi notu görünümünü mayıs başında "pozitif"ten "durağan"a çevirme kararı, hükümetle birlikte çok sayıda kurum ve kuruluşun tepkisine neden olan uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard and Poors, düzenlediği basın toplantısıyla bu kararını savundu ve eleştirileri yanıtladı.
Türkiye içinden kendilerine gelen eleştirileri olağan gördüklerini ifade eden Paul Coughlin, bu yöndeki bir soruya verdiği yanıtta, "S&P'den değerlendirme isteyen hiç kimse, bayıldıkları için bize gelmez. S&P'nin değerlendirmesi, uluslararası finans piyasalarına girişe kolaylık sağlar" dedi. Coughlin, şu görüşleri dile getirdi:

"Zorlukları hükümet de biliyor"

"Biz bu reaksiyonları başka ülkelerden de alıyoruz, bankalardan ve şirketlerden benzer tepkiler sıklıkla geliyor. ABD Başkanı kullandığımız yöntemi yanlış bulduğunu söyledi, İspanya'dan tepki aldık, İrlanda bankalarına ilişkin değerlendirmemiz benzer bir reaksiyonla karşılaştı. Rating kuruluşlarının işinin doğal sonuçlarından biri bu. Biz orta ve uzun vadeli riskleri analiz ediyor, ona göre bir değerlendirme yapıyoruz. Biz Türkiye ekonomisiyle ilgili bir gözlem yaptık. Bu bir görüştür, bu görüşe katılır ya da katılmazsınız. Bunu bir saldırı olarak görenler olabilir, ama biz zorluklara işaret ediyoruz. Başbakan da hükümetin bakanları da bu zorlukların ve sorunların farkındalar. Dolayısıyla bu tepkiler, bizim odaklandığımız unsurları değiştirmiyor. Birçok kişi, kamuya açık bu eleştirilerden hoşlanmıyor, kolay kabul etmiyor. Kamuoyu önünde duygusal sözlerle tepkisini ortaya koyuyor. Ama günün sonunda, sorunların tespiti Türkiye'nin avantajınadır ve hükümet de sorunların farkında olarak çözümü konusunda tedbirler almaya çalışıyor."

Paul Coughlin, önümüzdeki 10-12 ay içinde Türkiye'nin notunda bir değişme beklenmemesi gerektiğini de belirterek, "Türkiye'nin zorlukları, anlamlı orta vadeli zorluklardır" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin gelişme sürecinde çok önemli bir dönemden geçtiğini ifade eden Coughlin, süregelen makroekonomik dengesizlikliklere rağmen Türkiye'nin gelecek dönemlerine bakıldığında, uzun vadede büyük potansiyel gördüklerini söyledi.

Derecelendirme şeffaf kriterlere göre yapıldı

Türkiye'nin görünümüne ilişkin raporu hazırlayan S&P Türkiye Baş Analisti Eileen Zhang de konuşmasında, yaptıkları değerlendirmede özellikle cari açık ve dış finasman riskine vurgu yaptıklarını kaydetti. Türkiye'nin genelde verimli olan politika üretimi, kurumları, makul boyutta ve hafifleyen kamu borç yükü ve para politikasındaki esneklik temel alınarak "BB" olan devlet derecelendirmesinin değiştirilmeden teyit edildiğine işaret eden Zhang, dış talebin azalması ve ticaret şartlarının kötüleşmesiyle ekonomik dengeyi tekrar kurmanın daha zor hale geldiği görüşünü savundu. Eileen Zhang; "Standard & Poor's görüşü, göreceli yüksek dış borçlar ve devlet bütçesinin dolaylı vergi gelirlerine bağlılığı neticesinde Türkiye'nin kredibilitesinin aşağı yönlü riskinin artmış olduğudur" dedi.

Türkiye kredi derecelendirmesindeki durağan görünümün, derecelendirmenin önümüzdeki 12 ay için aynı kalacağı ihtimalini yansıttığının altını çizen Eileen Zhang ayrıca, devlet derecelendirmeleri de dâhil olmak üzere tüm derecelendirmelerin tutarlı, her zaman uygulanan şeffaf derecelendirme kriterlerine dayanılarak yapıldığını ve gözlemlendiğini de vurguladı.

İtalya ve İspanya'nın notu neden Türkiye'den yüksek

Eileen Zhang, Türkiye'nin notu ile ilgili değerlendirmede üzerinde durdukları üç önemli unsurun, dış finansman riski, kısa vadeli borçların nasıl çevrilebileceği ve ekonomide beklenen daralma olduğunu belirtti. Türkiye'nin dış konjonktüre bağlı olarak finansman riski ile karşı karşıya bulunduğuna işaret eden Zhang, dolaylı vergilerdeki azalmanın da potansiyel bir "mali risk" doğurduğunu söyledi.

Zhang, Avrupa'da ciddi kriz yaşayan ülkelerin notlarının neden hala Türkiye'nin üzerinde yatırım yapılabilir seviyede kalmaya devam ettiğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, dolaylı olarak Türkiye'nin gelir ve istihdam açısından bu ülkelerle aynı kategoride bulunmamasını önemli gerekçelerden biri olarak ortaya koydu. Zhang, "Bizim önemli değerlendirme kriterlerimizden biri milli gelirdir. Türkiye 5-15 bin dolar aralığındaki kişi başına gelire sahip ülkeler grubunda. Özellikle kadınlar olmak üzere işgücüne katılım oranı da düşük. Örnek olarak verilen İtalya, İspanya gibi ülkeler daha üst gelir grubunda ve işgücüne katılım da çok daha yüksek" yorumunu yaptı.

Ülke notlarında ekonomilerin orta ve uzun vadeli görünümüne baktıklarını kaydeden Eileen Zhang, "Bizimki bağımsız bir görüştür. Yatırım yapılabilir ya da yatırım yapılamaz demiyoruz. Bu kararı uluslararası yatırımcılar veriyor" dedi.

"Doğru veya yanlış nitelemesi doğru değil"

S&P'nin Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes ise yaptığı değerlendirmede, "Derecelendirmelerimiz, bir borçlunun borçlarını vadesinde ödeyeceğine, bir borç aracı veya diğer bir finansal yükümlülüğün finansal şartlarına uyacağına dair istekliliği ve kapasitesi hakkındaki görüşlerimizdir. Geçmişinin güçlü oluşu ve dünya çapında gördükleri kabul ile derecelendirmelerimiz, birçok gelişen ülke sermaye piyasasının güçlenmesi ve etkinliğinin artmasına katkıda bulunmuştur" diye konuştu.
S&P'nin 127 ülkede derecelendirme faaliyetinde bulunduğunu anlatan Holmes, bu ülkelerin tümünde aynı şeffaf kriterlerin uygulandığını, hiçbir ülkenin istisna ile değerlendirilmesinin söz konusu olmadığını kaydetti. Holmes, "Biz neticede bir standart kriterlerimize göre değerlendirme yapıyoruz. Bunu 'doğu' ya da 'yanlış' olarak niteleyemezsiniz, bu doğru değil. Sonuçta bu S&P'nin bir görüşüdür" dedi.