(16:00)'Türkiye, kapıda bekleyen ülke değil'

(16:00)'Türkiye, kapıda bekleyen ülke değil'

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

STOCKHOLM - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliği ile ilgili olarak, "Türkiye, AB'ye aday ülke değil, AB için kapıda bekleyen ülke değil. Türkiye, artık AB'ye tam üyelik için müzakereler yapan ülkedir" dedi. Başbakan Erdoğan, Stockholm Ticaret Merkezinde düzenlenen Türk-İsveç İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve İsveç arasındaki birliktelik ve dayanışmanın önemli olduğunu ifade etti. Erdoğan, Avrupalı karar alıcıların, Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefindeki kararlı tutumundan vazgeçmeyeceğini bilmeleri gerektiğini belirterek, "Dün bana bir soru soruldu, 'sabrınız nereye kadar, bir zaman var mı' diye. Ben de kendilerine dedim ki 'sabrın sonu yoktur' ardından 'sabrın sonu selamettir' dedim. Yine söylüyorum, sabırlı davranacağız, herhangi bir rehavet söz konusu değil. Kararlıyız ve Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni de bitirdik. Şimdi Maastricht Ekonomik Kriterleri üzerinde çalışmalarımızı kararlı bir şekilde yürütüyoruz. Fakat, bizim bir arzumuz var o da şudur; Maastricht Ekonomik Kriterleri'nin önüne, şu anda müzakere etmekte olduğumuz fasılların önüne gelip de siyasi engeller koymayın. Bu yanlış olur. Yani, oyun esnasında kuralları değiştiriyorsunuz, AB müktesebatında bu kurallar zaten belliydi." Türkiye'nin, AB'ye girmek için resmi olarak 1963 yılında başvurduğunu anımsatan Erdoğan, üye olma kararlılığının özellikle son 5 yılda biraz daha ivme kazandığını söyledi. "Golü eninde sonunda yerseniz" Türkiye'nin, Kopenhag Siyasi Kriterleri sürecini bitirdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunun yanında da müzakerelere başlamışsınız artık. Türkiye, AB'ye aday ülke değil, AB için kapıda bekleyen ülke değil. Türkiye, artık AB'ye tam üyelik için müzakereler yapan ülkedir. Ama bunu kavramayan bazı siyasiler de yok değil, var. Ne diyor? Bazıları diyor ki, 'Efendim, Türkiye'ye farklı bir üyelik söz konusu...' olmaz. Bu iş bitmiş. Bunun kuralı belli. Bunu nereden çıkarıyorsunuz? Maça başlamışız penaltı nasıl olur belli. Maç esnasında iş iyi gidiyor, 'hayır penaltı öyle olmayacak, böyle olacak' diyorsun. Olmaz, gülerler adama. Hiç bir zaman da siyasi tarih affetmez. Yani tribünlere oynanmaz. Siyasette dürüstlük esas olmalıdır. Dürüst olmadığınız sürece er ya da geç içeride ve dışarıda affedilmezsiniz. Golü eninde sonunda yerseniz. Ama biz bu konuda dürüst devam ediyoruz. Diyoruz ki, 'biz AB'ye girmeyi arzu ettiğimizi 45 yıl önce ifade ettik'. Bu süreçte bizim kadar uzun, hakikatten önüne engeller konulan bir başka ülke yok. Fakat şunu da unutmayalım, AB'nin Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyacı var." "Almıyoruz denilebilir, memnun oluruz" Erdoğan, Türkiye'nin, üyeliği konusunda bundan sonra AB ülkelerinin karar vermesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "O zaman, AB bu konuda bir karar versin. Türkiye'yi oyalamasın. Ha şunu diyebilir, 'Hayır, biz Türkiye'yi almıyoruz' diyebilir. Bundan memnun da oluruz. Niye? Deriz ki, istemediler, beğenmediler, kendi başımızın çaresine bakacağız. Ama bir taraftan kalkıp, 'biz sizi alacağız ama, fakat' bunlardan bıktık. Sürekli böyle. 'Ama', 'ancak', 'eğer' bunlardan çok bıktık. Önümüze konulan program ne ise biz bu programı yerine getiriyoruz, gereğini yapıyoruz. Tüm ekibimiz dersleri gayet iyi çalışıyor ve çok açık, net söylüyorum, şu anda AB üyesi olan 27 ülkenin içerisinde Türkiye'den gerek Kopenhag Siyasi Kriterleri, gerek Maastricht Ekonomik Kriterleri noktasında çok çok geride olduğu halde AB üyesi olan ülkeler var. Kriterleri görüyoruz ama bunlar gizli şeyler değil. Ama bunlar noktasında bizim çok çok gerimizde olduğu halde şu anda AB üyesi olan ülkeler var. Nasıl oluyor? Çünkü kararlar siyasi de onun için. Biz, istiyoruz ki bu konuda adil davranılsın, biz lütuf istemiyoruz, iane istemiyoruz. Sadece koydukları kurallara uymalarını istiyoruz." Erdoğan, gazetecilerin, "Avrupa Adalet Divanı'nın, terör örgütü PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasına ilişkin AB Konseyi kararını iptal ettiği" yolundaki haberlerle ilgili bir soru üzerine "Gelen bilgiler net değil. Net gelsin ondan sonra gerekli açıklama yapılır" yanıtını verdi.