61 HES için temel törenle atıldı

Bakan Eroğlu, özel sektörden bin 461 hidroelektrik santrali için başvuru yapıldığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Türkiye'deki hidroelektrik potansiyelinin ancak beşte birinin kullanıldığına dikkati çeken Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, özel sektörün, Su Kullanım Hakkı Anlaşması ile bin 461 hidroelektrik santrali için başvuru yaptığını, bu sayede yılda 65 milyar kilovat/saat enerji ve yıllık 58 milyar dolar gelir elde edileceğini söyledi.

Bakan Eroğlu, 61 hidroelektrik santralinin (HES), DSİ Genel Müdürlüğü toplantı salonunda düzenlenen temel atma töreninde yaptığı konuşmada, çok heyecanlı ve mutlu olduğunu ifade etti.

DSİ Genel Müdürü olduğu dönemde, boşa akan suların değerlendirilmesi amacıyla çalışmalar başlattığını anımsatan Eroğlu, o tarihlerde Türkiye'deki hidroelektrik potansiyelinin ancak beşte birinin kullanıldığına dikkati çekti.

Suların boşa akması nedeniyle yılda yaklaşık 8 milyar dolarlık enerjinin zayi olduğunu anlatan Eroğlu, "O zaman, Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği çıkarıldı. Bu bir milattır. Çünkü düşünün 50-60 yıldan bu yana potansiyelin ancak 12 bin megavatlık bir kısmı değerlendirilebilmiş. Bu da yüzde 20-25'e tekabül ediyor. Yani 130 milyar kilovatlık potansiyelin ancak 30 milyar kilovatlık kısmı kullanılabilmiş" diye konuştu.

Türkiye'nin inanılmaz bir şekilde geliştiğini ifade eden Eroğlu, enerji ihtiyacının kalkınma hızına paralel, hatta onun üzerinde seyrettiğini söyledi.

Türkiye'nin 2010 yılı enerji ihtiyacının 230 ila 237 milyar kilovat/saat, 2020 yılında ise 406-499 milyar kilovat/saat olacağının tahmin edildiğini belirten Eroğlu, enerji talebindeki yıllık artışın yüzde 8 civarında olduğunu kaydetti.

Eroğlu, iş adamlarının yatırım yapacakları en önemli alanın enerji sektörü olduğunu ifade ederek, Su Kullanım Hakkı Anlaşması ile özel sektörün, bin 461 hidroelektrik santrali için başvuru yaptığını belirtti. Eroğlu, "Bunun toplam kurulu gücü 20 bin 646 megavattır. Yani 65 milyar kilovat/saat yılda enerji elde edilecek. Yani nereden bakarsan 58 milyar dolarlık bir gelir, yılda boşa akan sulardan elde edilecek" dedi.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek

 

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin rekabet gücü açısından çok kritik bir öneme sahip olan "Enerji Piyasası Reformu"nun aşağı yukarı bütün alt yapısının hazırlandığını bildirdi. 

Şimşek, yaptığı konuşmada, dünyanın 1930'lardan bu yana en büyük krizi yaşadığını belirterek, bu krizin unsurlarını, "enerji krizi, gıda krizi ve finans piyasalarında ortaya çıkan kredi krizi" olarak sıraladı. 

Türk bankalarının çok sağlıklı bir yapıya kavuşturulmuş durumda olduğunu ifade eden Şimşek, "2007 yılından bugüne kadar dünya bankalarından yapılan açıklamalar çerçevesinde baktığımız zaman 400 milyar dolar kaybetmişken Türkiye'deki bankaların sermaye getirisi geçen sene neredeyse yüzde 25'ler civarındaydı. Yani o konuda son derece sağlam, sağlıklı bir yapımız var" dedi. 

Dünyada rekabet gücünü sahip ülkelerin hemen hemen hepsinde enerjinin çok önemli bir unsur olduğunu belirten Şimşek, hükümetin Türkiye'nin küresel ölçekte bir rekabet gücüne kavuşması özlemini gerçekleştirmesi için en önemli unsurun enerji alanında atılacak adımlar olduğunu vurguladı. Şimşek, "Enerjide özellikle rasyonel fiyatlandırmadan başlayarak, kaynakların çeşitlendirilmesi ki özellikle yenilenebilir kaynakların ön plana çıkarılması konusu bugün ön planda. Daha önemlisi bunun özel sektör kanalıyla yapılıyor olması ve devletin elindeki kaynakların da daha etkin, daha verimli Türkiye yararına kullanılması için özel sektöre devri" diye konuştu. 

Enerji Piyasası reformunun Türkiye'nin rekabet gücü açısından çok kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Şimşek, bunun şu anda aşağı yukarı bütün alt yapısının hazırlandığını söyledi. Şimşek, bu konuda çok kararlı uygulamaların bulunduğunu ifade ederek, "Ben son derece ümitliyim" dedi. 

 

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, bu yıl enerji işalatının yaklaşık 52 milyar dolar olacağına işaret ederek, "Kazan kazan ver petrole. Biz bu 52 milyar doları altyapıya, sağlığa, eğitime ayırsaydık, sanayiye teşvik olarak verseydik, bugün milli gelirimiz bu rakamların çok çok üzerinde olurdu" dedi. 

Törene katılan ve kısa bir konuşma yapan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, enerji konusunu aslında teorik olarak bilmediğini, fakat enerjinin ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha iyi anladığını söyledi. 

AK Parti hükümetinin çok önemli işler yaptığını, enerji alanında da çok önemli işler yaptığını kaydeden Çiçek, enerji olmazsa kalkınma ve refahın da olamayacağını, o nedenle hem özel sektör, hem devlet, yerli ve yabancı kaynaklarla bu yatırımların yapılması gerektiğini bildirdi. 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın konuşmasında bu yılki enerji işalatının 52 milyar dolara ulaşacağını, bunun da cari açık anlamına geldiğini söylediğini hatırlatan Çiçek, şöyle konuştu: 

"Ben buna 'cari kaçak' diyorum. Bu cari kaçağı kesemezsek, bu deliği kapatamazsak önümüzdeki sene 62 milyar dolar da olur. Kazan kazan ver petrole. Biz bu 52 milyar dolara altyapıya, sağlığa, eğitime ayırsaydık, sanayiye teşvik olarak verseydik, bugün milli gelirimiz bu rakamların çok çok üzerinde olurdu. Gelişmişlik sıralamasında daha yukarılara çıkardık, belki ilk 10 ülke arasına girebilirdik." 

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler

 

Törende konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler de "enerjide hiçbir şey yapılmıyor" diyenlere, bu törenin bir örnek olarak gösterilmesi gerektiğini söyledi. 

Söz konusu projelerin toplamının yaklaşık 30 milyar dolar olduğunu ve bu paranın 1 kuruşunun bile devletin kasasından çıkmadan, tamamen özel sektör marifetiyle yapılacağına işaret eden Güler, "Çevreci bir yaklaşımla, insana rağmen değil, insan için bir enerji politikası yürütüyoruz. 21'inci yüzyılda güneşimizin, rüzgarımızın, suyumuzun, jeotermalimizin farkına yeni vardık" diye konuştu. 

Enerjide Türkiye'nin büyük ölçüde dışa bağımlı olduğunu hatırlatan Güler, bu bağımlılığın azaltılması için politikalar ürettiklerini ve yerli kaynakların sırayla devreye sokulduğunu belirterek, "Yanlış yöne giden trenin raylarını değiştirdik. Yerli ve yenilenebilir enerjiyi enerji sütunumuza ekledik. Enerjide yerli kaynaklarımızı kullanarak dışa bağımlılığımızı azaltacağız" dedi. 

Önemli bir yerli kaynak olan suyun önemli bölümünün denizlere aktığına işaret eden Güler, 2013 yılına kadar suyu son damlasına kadar kullanmayı hedeflediklerini bildirdi. 

Enerji sektörünün giderek serbestleşmesiyle birlikte önceki yıllarda bir elin parmakları kadar olan enerji yatırımcısının arttığını ve bugün itibariyle 3 bine yakın enerji KOBİ'sinin var olduğunu anlatan Güler, bu sayısının daha da artacağını kaydetti. 

 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan

 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "Türkiye geçen yıl dışarıya enerji hammaddeleri için 34 milyar dolar ödedi. Bu rakam bu sene tahmini 52 milyar dolar" dedi. 

Unakıtan, yaptığı konuşmasına, "61 tane barajın temeli atılıyor. Bunun manası Türkiye'nin kalkınmasıdır. Enerjisi olmayan bir ülke çek kuyruğunu gitsin, işe yaramaz" diyerek, başladı. 

Unakıtan, 40 milyon nüfuslu İspanya'nın Türkiye'nin kullandığı enerjinin birkaç mislini kullandığını belirterek, "Neden kalkınma var? Sanayi enerji ile oluyor, başka bir şeyle olmuyor" dedi. 

Hükümetlerinin kalkınmanın temeline özel sektörü koyduğunu ifade eden Unakıtan, "Özelleştirmeleri neden yapıyoruz? Sadece para bulmak için yapmıyoruz. Bu özelleştirmeler bir reform, yapısal reform yani" dedi. 

Tam rekabeti, kalkınmayı sağlayabilmek için bütün iktisadi kuruluşların özel sektöre devredilmesi gerektiğini, bunun yapılmaması halinde o ülkede kalkınma olmasının mümkün olmayacağını ifade eden Unakıtan, şöyle devam etti: 

"Koskoca demir perde ülkelerini düşünün. Bunlar, bu adamlar Amerika'dan bile önce uzaya çıktı. Ama birdenbire çöktüler, o dünya haritasından o komünist sistem silindi gitti. Ne yoktu bu adamlarda da böyle oldu? Rekabet yoktu orada. Rekabetin olmadığı yerde ne gelişme olur, ne kalite olur, ne kalkınma olur. Hiçbir şey olmaz. Dolayısıyla rekabeti sağlayacaksın. Rekabeti sağlamak için ne yapacaksın. Orayı özel sektöre vereceksin. Yani ekonomik faaliyetlerde özel sektör olacak, devlet olmaz. Devletin ekonomik faaliyetlerden elini süratle çekmesi lazım." 

Enerji komisyonu başkanı Soner Aksoy

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Başkanı Soner Aksoy da enerji konusunu bir bütün halinde ele alan hükümetin bütün enerji alanlarında temel hukuki zeminleri hazırladığını ve ilgili yasaları çıkardığını, muhalefetin de buna önemli katkılarda bulunduğunu söyledi. 

Enerji politikasında temel prensiplerinin bu sektörün tamamen serbestleşmesi olduğunu ifade eden Aksoy, "(Ya özel sektör yatırım yapmazsa) deniliyor. Bu çok yanlış. Özel sektör piyasası olan, belirli kar marjı olan her konuya yatırım yapar. En iyi yatırımı da Türk müteşebbisi yapar. Yeter ki koşullar oluşturulsun" dedi. 

Fosil yakıt kaynaklarının azalmasıyla birlikte dünya ülkelerinin "yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerji" konularına üzerinde çalıştıklarını, Türkiye'de de bu yönde önemli çalışmalar yapıldığını ve yapılacağını bildirdi. 

 

EPDK Başkanı Hasan Köktaş

 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş ise "Bundan 8-10 yıl önce Türkiye'de özel sektör eliyle enerji yatırımlarının yapılacağını söylemenin 'hayalcilik' olarak görülürdü" dedi ve özel sektörün enerji sektöründe yer almasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. 

Bugün Türkiye elektrik enerjisi sektörünün artan yatırım ihtiyacının özel sektör tarafından karşılanmasına yönelik gerekli tüm yasal düzenlemelerin yapıldığını belirten Köktaş, 2003 yılında yürürlüğe giren Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği çerçevesinde de bütçe kısıtları nedeniyle yıllardır bir türlü işletmeye geçememiş, devlete ait HES projelerinin özel sektöre açıldığını hatırlattı. 

Köktaş, tüm bu müspet gelişmeler sayesinde, bugüne kadar EPDK tarafından lisanslandırılan, özel sektöre ait 720 adet projenin toplam kurulu gücünün 30 bin megavata (MW), bu projelerin yıllık elektrik üretimi kapasitesinin de 150 milyar kilovatsaate (kWh) ulaştığını bildirdi. 

Halen yatırımları sürmekte olan ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde tamamlanması planlanan özel sektöre ait üretim tesislerinin toplam yatırım tutarının 18 milyar YTL'yi aştığını kaydeden Köktaş, "Bu yatırımların yaklaşık 13 milyar YTL'si HES projelerine yapılacağı öngörülmektedir" dedi. 

Elektrik sektöründe ilk üretim ve dağıtım ihalelerinin de başarıyla yapıldığına işaret eden Köktaş, "Enerji sektörüne ve ülke ekonomisine olağanüstü katkılar sağlayacak olan bu sonuçlar, ülkemizde elektrik dağıtım ve üretim tesislerinin özelleştirilmesine yönelik işlemlerin hiç hız kesmeden devam ettirilmesi gerektiğini çok açık bir şekilde göstermektedir" diye konuştu.