AB pazarına giren Türkiye gıda güvenliğinde sonucu
AB pazarına giren Türkiye gıda güvenliğinde sonucu
ANKARA - Dünya Bankası'nın raporunda gıdada üretim artışı ve güvenlik standartlarının yükseltilmesi konusunda öneri ve değerlendirmelere de yer verildi. Raporun, "Kapsamlı büyüme için kırsal rekabeti artırmak" bölümünde, "Gıda güvenlik standartlarında güçlü yasal ve kurumsal çerçevede yaşanan eksikliğin Türkiye'nin rekabet, büyüme ve yaşam standartları üzerinde sonuçları bulunmaktadır" ifadesi yer aldı. Dünya Bankası tarafından yayınlanan Türkiye "Ülke Ekonomik Memorandumu" raporunda şu görüşlere yer verildi: Türkiye gıda güvenliğinde sınıfta kaldı: Güvenlikte durum kötü: Türkiye'de gıda güvenliği alanındaki tehlikelerle ilgili tam analitik değerlendirme elde edilemese de Dünya Sağlık örgütü karşılaştırmalı verileri Türkiye'yi herhangi bir AB üyesi ülke, hatta komşu Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri içinde (Azerbaycan hariç) en düşük sırada değerlendirmektedir. Sağlıkta güvenli olmayan gıdayla bağlantılı ortaya çıkan tehlikeler, yüksek ekonomik maliyete yol açmaktadır. Bu maliyet ulusal ve uluslararası gıda piyasalarında gıda ürünlerinin sınırlı rekabetine bağlı gelirin azalmasından, hastalık ve ölümlerden, sağlık harcamalarının artmasından gelmektedir. Eğitim ve zincirin bozulması önlenmeli: Gıda güvenliğini sağlama çabalarının; gıdadan kaynaklanan hastalıklar üzerinde yeterli analiz yapılmasına ve tehlikenin azaltılmasına yönelik önlemlerin hedeflenmesine dayanması gerekiyor. Gıda güvenliğinin önemi konusunda farkındalık oluşturulması, eğitim ve gıda zincirinde bozulmaya karşı önlemler, gıda güvenliğinin artırılmasında en önemli unsurlardır. Ana görev devletin: Gıda güvenliğinin artırılması için ilk ve en önemli koşul gıda arz zincirine yatırım yapılması. Potansiyel yatırım destek programları ve bu alanda standartların güçlendirilmesinde ise ana görev devlette. AB ile gıda güvenliği alanındaki düzenlemeler arasında bulunan boşluğun kapatılması; uzun vadede, rekabetin güçlenmesi, büyümenin desteklenmesi ve kırsal istihdam için kritik noktadır. Türkiye tarımda avantaj sağladı: Türkiye, büyük ve çeşitli ürünlere dayalı gıda ve tarım sektörüyle, rakipleri karşısında avantaj yakaladı. 2004 rakamlarıyla Türk gıda ve içecek sektörü GSYİH'nın yüzde 9'unu oluşturdu. Gıda ihracat-ithalat dengesi pozitif. Kırsal kesimde 400 bin kişiye istihdam sağladığı. Türkiye taze ve işlenmiş meyve-sebzede mutlak karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir. Bu ürünler yüksek ihracat özelliği sergilemektedir. "denildi. AB, güvenliği destekliyor: Hayvan ve bitkilerde görülen son salgınların tüketici güveni ve kamu sağlığını risk altına alıyor. Bu durum Türkiye'de gıda güvenliği üzerinde odaklanmayı zorunlu kılıyor. Türkiye'nin ana ticaret ortağı ve katılım öncesi diyalog ve mali destek yoluyla Avrupa Birliği de, gıda güvenliği alanında güçlendirilmiş yasal ve kurumsal çerçeveye yönelik taahhütlerinin önemini desteklemektedir" dedi. Tarım işletmelerinin sayısı kesin değil: Türkiye'deki tarım gıda tesislerinin kesin sayısı bilinmemektedir, çünkü istatistikler bir kaynaktan diğerine büyük ölçüde değişmektedir. İstatistik kurumu sadece 27 bin 543'ü vergiye tabi 40 bin işletme kaydetmiştir. Bunun yanında TOBB, sadece bin dolayındaki 50 kişiden fazla çalıştıran 16 bin 780 tesis bildirmektedir. Türk gıda tarım işleme tesislerinin yüzde 90'ı küçük ve orta büyüklükteki işletmelerdir. AB'nin ilk 25 ülkesindeki gıda işletmelerinin sadece yüzde 37'sinin 50'den az çalışanı bulunmaktadır.