Akbank'ın konuğu olarak Türkiye'ye gelen İspanya eski Başbakanı Jose Maria Aznar: Türkiye'nin geleceğine güvenmek iyi bir stratejidir
Akbank'ın konuğu olarak Türkiye'ye gelen İspanya eski Başbakanı Jose Maria Aznar: Türkiye'nin geleceğine güvenmek iyi bir stratejidir
İspanya eski Başbakanı Jose Maria Aznar, Türkiye'nin ekonomik alanda çok büyük başarılar gerçekleştirdiğini ifade ederek, Türkiye'de yatırım yapmayı düşünen yatırımcılara "Türkiye'nin geleceğine güvenmek iyi bir stratejidir" dedi. Akbank'ın daveti üzerine Türkiye'ye gelerek, "Avrupa'nın Ekonomik Geleceği" konulu Kurumsal Bankacılık Konferansı'nda bir konuşma yapan Aznar, ilk kez 30 yıl önce 1975 yılında üniversite mezuniyetinde geldiği İstanbul'un kendisi için çok özel bir yere sahip olduğunu, eşi ile burada tanıştığını anlattı. Evliliğinin uzun sürme sebebinin sırrını soranlara İstanbul'da başlamasını gösterdiğini anlatan Aznar, "Dünyanın her yerinde bu kadar güzel bir yer bulmak kolay değil" dedi. Konuşmasında Avrupa ekonomisi konusunda görüşlerini paylaşan Aznar, dünyanın bazı bölgelerinde yaşanan mali krizin merkez bankalarının tavırlarından kaynaklandığını, piyasaya sürülen likiditenin düşük faizler ve dolayısıyla enflasyon getirdiğini söyledi. Krizin en çok ABD'yi ve ülkeyle iş yapan ekonomiler ile AB'yi etkilediğini anlatan Aznar, "Mali kriz henüz bitmedi, ancak en kötü dönemi aşılıyor. Gerçek ekonomik etkileri daha uzun süre devam edecek. Krizin aşılması ABD'deki bankacılık ve emlak sektörünün istikrarlı hale gelmesine ve bu durumun AB ülkelerine yayılmasına bağlı" diye konuştu. Mali krizi en rahat aşacak ülkelerin emlak sektörünün iyi olduğu ve dış yatırımı çekebilen ülkeler olacağını vurgulayan Aznar, reformların ve ekonomik esnekliğin de çok önemli olduğunu anlattı. Daha esnek ülkelerin daha çok potansiyele sahip olacağını belirten Aznar, "Kuzey Amerika krizden çok daha çabuk çıkacak göreceksiniz. AB ülkelerine göre ekonomisi çok daha esnek. Bu esneklik fırsatları artırıyor ve insanlara fırsat tanıyor" dedi. Aznar, ekonomik büyümede altın kuralların, kurumsal ve ekonomik istikrar, dünyaya açılmak, serbest pazar ve reformlar olduğunu söyledi. Avrupa'da ekonomik milliyetçilik korkusu Dünyaya açılmak konusunda ise AB ülkelerinin ekonomik milliyetçiliğinin kendisini korkuttuğunu, ekonomik faaliyetlerde korkunun ve milliyetçiliğin yarar sağlamayacağını dile getiren Aznar, serbest pazar ve inovasyona destek vermenin ülkeleri her zaman ileriye götüreceğini kaydetti. Türkiye'nin ekonomik alanda çok büyük başarılar gerçekleştirdiğini, iyileşme kaydettiğini belirterek bir ülkede her zaman reform, kurumsal ve hukuksal güven olması gerektiğini söyleyen Aznar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye iç reformlarına devam etmeli ve yapısal olarak da değişmeli. İspanya Başbakanı iken Türkiye ile sıkı dostluklar kurmaya çalıştım. Birkaç yıl önce Türkiye İspanya'nın ticaret ortaklarından biri oldu. Türkiye ile bir işbirliği anlaşması imzalamıştım, bu anlaşma bir güven adımıydı ve Türkiye'nin AB süreciyle ilgili bir mesajdı. Türkiye'ye başarılar diliyorum. Başarı için bütün koşullara sahip. Bazı ekonomik kurallara uyulursa güzel sonuçlara ulaşılabilir." Soru -cevap İspanya eski Başbakanı Aznar, konuşmasının ardından Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan eşliğide konferans katılımcılarının sorularının yanıtladı. "Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Avrupa ekonomisinin gelecekte alt sıralara gerileyebileceği yolundaki öngörülere ilişkin alacağınız tedbirler ne olurdu?" şeklindeki soruyu Aznar, "Gelişen ekonomileri izlemekle beraber bizde neler oluyor diye düşünmemiz lazım. AB büyük bir oluşum ancak askeri güçleri yok. İnovasyonla rekabet edemiyor. Bu konuda Lizbon stratejisini destekliyorum. Daha çok reform, daha çok liberalizm ve vergilerin düşürülmesi gerekiyor" diye yanıtladı. "ABD'nin Irak'a müdahalesine destek verdiği için pişman olup olmadığı" sorulan Aznar, Sırp lider Miloseviç'in, Afganistan'da Taliban'ın ve Irak'ta Saddam Hüseyin yönetiminin düşürülmesine de destek verdiğini hatırlatarak, bu ülkelerin şu anda daha iyi bir konumda oldukları fikrinin herkes tarafından paylaşılan bir görüş olduğunu söyledi. Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle dünyada başka problemlerle yüz yüze gelindiğini, 11 Eylül'den sonra büyük bir değişim yaşandığını anlatan Aznar, "Ben güçlü bir Atlantik politikası taraftarıyım. Güvenliğin, demokrasinin ve refahın çok güçlü Atlantik bağlarla olduğunun düşünüyorum" dedi. Aznar, "terör sorunu yaşayan ve bununla mücadelede başarı kaydeden İspanya'nın eski Başbakanı olarak aynı sorunu yaşayan Türkiye'ye söylemek istediklerinin" sorulması üzerine şunları söyledi: "Öncelikle ben terör saldırısına uğramış ve kurtulmuş bir insanım. Ben terör hakkında ayrım yapmıyorum. Dünyanın en büyük tehdidi terör. Terörle mücadelede barış ve ateşkes anlaşmalarına maalesef güvenmiyorum. Bu ancak teröristlere güven veriyor, onların güçlerini artırıyor. Terörle mücadelede ben çok yardım istedim, benden yardım istediklerinde de bu yardımı verdim. Birçok Türk hükümeti benim onlara yardım ettiğimi söylemiştir." "ABD'deki seçimlerde desteklediği bir adayın olup olmadığı ve kazanan adaya ilişkin bir tahmini olup olmadığının sorulması üzerine Aznar, 3 adaydan ikisini tanıdığını ancak kimin kazanacağına ilişkin bir tahmin yapmak istemediğini ifade ederek, "Kim kazanırsa kazansın benim dostum olmasının istiyorum" dedi. "İspanyol yatırımcılara Türkiye'ye yatırımları konusunda tavsiyelerinin ne olacağına" ilişkin soruya da Aznar şöyle cevap verdi: "Üç şey tavsiye ederdim. Birincisi beni danışman olarak alsınlar. İspanyol Ticaret Ofisi'yle iyi temaslarım olduğunu ve Akbank'ta iyi dostlarım olduğunu söylerdim. Hiç tereddüt etmeden bu yatırımı yapın derdim. Türkiye'nin geleceğine güvenmek iyi bir stratejidir." Mengi: Başarılı toplumlar yaratıcı düşünce ve özgür tartışma üzerine inşa edilecek Toplantının açılış konuşmasını yapan Akbank Kurumsal Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Mengi, Kurumsal Bankacılık Konferansları'nda bugüne kadar dünyaca ünlü pek çok fikir liderine ev sahipliği yaptıklarını, 2004 yılında Dünya Bankası eski Baş Ekonomisti Nobel ödülü sahibi Prof. Joseph Stiglitz, 2005 yılında "Medeniyetler Çatışması"' kitabının yazarı Harvard Üniversitesi Politik Bilimler Profesörü Samuel Huntington'ı, 2006'da Almanya'nın eski Başbakanı Gerhard Schröder'i, 2007 yılında da ABD Dışişleri eski Bakanı ve Nobel Barış Ödülü sahibi Henry Kissinger'ı ağırladıklarını söyledi. Mengi, başarılı toplumların yaratıcı düşünce ve özgür tartışma ortamları üzerine inşa edileceğine inandıklarını, nicelikteki zaferlerin ancak ve ancak nitelikteki zenginliklerle mümkün olduğunu belirterek, "Kurum kültürümüz olan yenilikçiliği farklı platformlara ve konulara taşıma misyonu ile hareket ediyoruz" dedi.