AKP'nin kapatılmaması dolara 'süpriz' yaptırır

AKP'nin kapatılmaması dolara 'süpriz' yaptırır

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya genelindeki ABD kaynaklı belirsizlik sürerken, doların dünya para birimleri karşısındaki kaybı, YTL karşısında da sürüyor. 12 Ocak 2008 tarihinde 1.15 YTL'nin altına gelerek 2001 krizinden bu yana en düşük seviyeyi gören dolar da yaşanan belirsizliklere rağmen gelinen seviyeler akıllara 'neden daha aşağı gitmesin' yorumu getiriyor. İçerde en önemli gündem maddesinin ağustos ayı içinde sonuçlanması beklenen AK Parti kapatma davası olduğu düşünüldüğünde hem içerde, hem de dışarıdaki belirsizlikler dolar/YTL'de gelinen noktaların dip olabileceği yönündeki beklentileri güçlendirirken, geçen hafta yaşanan tablo 'bahar havası' olarak nitelendiriliyor. Haftaya 1.18 YTL'den başlayan dolar/YTL, dün 1.19-1.20 aralığında hareket ederken uzmanlar kurun daha aşağı seviyelere gerileyebilmesi için siyasetten süpriz bir haber gelmesi gerektiğini düşünüyor. AKP'nin kapatılmayacağı kararının doların hızla gevşemesini tetikleyeceğini ifade eden bankacılara göre hem mevsimsellik, hem de yüksek faizin cazibesi ile enflasyona ve cari açığa rağmen Türkiye'ye yabancı girişi sürüyor. Dışardaki gelişmelere de işaret eden uzmanlar, doların değer kazanabilmesinin ABD ekonomisindeki düzelmeden geçtiğini ve buradan böyle bir sinyal alınmadıkça ise doların diğer para birimleri karşısında ciddi bir sıçrama yapmasının kısa vadede zor olduğu yönünde birleşiyorlar. Gelinen seviyeler dip diyebiliriz Akbank Ekonomist Fatma Melek: dolar/YTL kuru, haziran ayında gördüğü 1,26 seviyelerinden itibaren yaşadığı düşüşü sürdürüyor. Temmuz ayı başında ABD'de finansal piyasalarda artan endişelerin ve yurtiçinde de siyasi gelişmelerin etkisiyle 1,25 seviyesini tekrar gören kur, son bir haftada ABD piyasalarındaki endişelerin beklenenden iyi gelen ikinci çeyrek bilançolarıyla azalmasının, 147 dolara yükselen petrol fiyatlarının 129 dolara geri çekilmesinin ve bu gelişmeleri takiben yurtiçi piyasalarda hisse senedi ve bono piyasasındaki toparlanmanın etkisiyle yeniden 1,20 seviyesinin altında işlem görüyor. Bu seviyelere gelinmesinde son aylarda hızlı değer kayıpları yaşamış olan İMKB'de mevcut fiyat seviyelerinin alım için uygun olduğu değerlendirmeleriyle hisse senedi piyasalarında görülen alımlar da etkili oluyor. Nitekim İMKB temmuz başında gördüğü en dip seviyesinden bu yana yüzde 14 değer kazandı. Kurdaki bu gerilemede yüzde 23 seviyelerine kadar yükselen tahvil getirilerinin yatırımcılar tarafından cazip bulunarak YTL talebi yaratması, mevsimsellik ve döviz likiditesi etkili oluyor. Son 8 yılda dolar/YTL kurunun yalnızca Ekim 2007-Şubat 2008 periyodunda 1,20 seviyesinin altında işlem gördüğü değerlendirildiğinde, kurun mevcut seviyelerinin dip seviyelerine yakın olduğu değerlendirilebilir. Dolayısıyla dolar/YTL kuru yüksek faizlerin de etkisiyle diğer piyasalardan ayrışıyor. Ayrıca artan petrol fiyatlarına ve cari işlemler açığına rağmen Türkiye'ye para girişi sürüyor. Geçtiğimiz yıllarda cari işlemler açığının yüzde 60'ını karşılayan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında bu yıl itibariyle bir azalma görmemize rağmen, özellikle özel sektör borçlanması hızla devam etmektedir ve mayıs itibariyle yıllıklandırılmış olarak 28 milyar dolara yükselmiştir. Dolayısıyla yurtdışındaki kredi sıkışıklığına rağmen Türkiye'ye sermaye girişi devam etmektedir. Kısa vadede, sermaye girişi ve yurtdışından borçlanma olanaklarının devamı, ABD kaynaklı kredi krizine ilişkin gelişmeler, YTL'nin değerinde belirleyici rol oynayacaktır. İyimserliğin devamının önünde riskler var Fortis Bank Başekonomisti Erkin Işık: "Son dönemde gelişmekte olan ülkelerin genelinde, Türkiye'de de olduğu gibi kurlarda değerlenme eğilimi yaşanmaktadır. Bunun ana sebebi ise ABD ekonomisinde son 1 yıldır yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin bu durumdan nispeten daha az etkilenmiş olmasıdır. Benzer dinamiklerden etkilenen Türkiye'de de bono-hisse senedi gibi geleneksel kanallardan fon çıkışı olsa da, daha kısa vadeli kanallardan fon girişi olması ile kurlarda değerlenme eğilimi devam etmektedir. Faizlerin yüksek seviyesi de bu girişleri desteklemektedir. Bu durumun devam ettiği sürece de kurların son dönemdeki seviyelerine göre önemli bir değer kaybı yaşaması ihtimali düşüktür. Ne var ki, yurtdışı görünümdeki belirsizlik devam etmekte ve ABD ekonomisinde yaşanan sorunların, başta Avrupa ekonomisi olmak üzere etkileri hissedilmeye başlamaktadır. Bunun gelişmekte olan ekonomileri de etkileyeceği yönünde bir algılama oluşursa, fon çıkışlarının hızlandığını görebilir ve kurlarda değer kaybı yaşayabiliriz. Türkiye özelinde de, son dönemde beklentilerden iyi gelen enflasyon, büyüme verileri ve politik taraftaki risklerin azaldığı yönündeki düşüncelerle gelişmekte olan ülkelerin genelinden daha iyi performans görülmektedir. Ancak önümüzdeki dönemde açıklanacak ekonomik veriler ve politik gelişmeler, bunun kalıcı olup olmayacağını belirleyecektir. Sonuç olarak, son dönemdeki iyimserliğin devam etmesinin önünde önemli riskler görüyoruz." Enflasyona rağmen yabancı geliyor İş Yatırım yetkilileri ise, Türk Lirası'na uzun vadeli bakılması gerektiğini belirterek söz konusu duruma yönelik şu değerlendirmede bulundu; "İş Yatırım olarak 2002 yılı başından beri müşterilerimize Türk Lirası yatırım araçlarını tavsiye ediyoruz. Dahili ve harici, iktisadi ve siyasi risklerin arttığı mevcut konjonktüre rağmen Türk Lirası önerimizi sürdürüyoruz. Türk Lirası önerimizi biri yapısal diğeri devresel iki temel nedene dayandırıyoruz. Yapısal neden uzun dönemli trendi belirlerken devresel neden bugünki durumu daha iyi anlamamızı sağlıyor. Öncelikle yapısal nedenlere bakmamız gerekiyor. Enflasyon ve döviz kurunu ikiz kardeşler olarak görüyoruz. Enflasyon paranın içsel değerini döviz kuru dışsal değerini gösteriyor. Ekonomi yönetiminin son beş yıldır sıkı para ve maliye politikası uygulaması enflasyonu düşürürken kaçınılmaz olarak döviz kurunun değer kazanmasına yol açıyor. Türkiye'nin enerji ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle küresel olarak yükselen enflasyona karşı diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha sıkı para politikası izlemesi Türk Lirası'nın cazibesini artıran diğer önemli neden. Uluslararası yatırımcılar enflasyondaki yükselişe rağmen politika faizlerini yeterince artırmayan gelişmekte olan ülkeleri satarken Türkiye, Brezilya gibi şahin para politikası uygulayan ülkelerdeki pozisyonlarını artırıyorlar." Bankaların döviz açığı 13.8 milyar dolar Bankacılık sektörü bilanço içi yabancı para pozisyonu açığı 4-11 Temmuz haftasında 105 milyon dolar artarak, 13 milyar 760 milyon dolara çıktı. BDDK Haftalık Bülteni'nde yer alan verilere göre, bilanço içi yabancı para pozisyonu açığı 4 Temmuz haftasında 13 milyar 655 milyon dolar seviyesindeydi. Aynı hafta yabancı para net genel pozisyonu 262 milyon dolar açıktan, 187 milyon dolar açığa geldi. Aynı dönemde yabancı bankaların 6 milyar 667 milyon dolar olan açığı, 7 milyar 517 milyon dolar açığa döndü. Özel bankaların döviz pozisyonu 5 milyar 42 milyon dolar açıktan 4 milyar 281 milyon dolar açığa gelirken, kamu bankalarının 1 milyar 960 milyon dolar olan açığı 2 milyar 34 milyon dolar açığa geldi.