Antalya Eylem Planı kabul edildi
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin büyümede olumlu bir döneme girdiğini, reformları ve vaatleri uygulamak için kararlı olduklarını söyledi.
Mehmet KAYA
ANTALYA- Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, G20'de Antalya Eylem Planının kabul edildiğini ve küresel büyüme için olumlu sonuçlar verecek eylemlerin bu planda yer aldığını söyledi. Antalya'da T20 kapanış oturumuna katılan Cevdet Yılmaz, küresel terörizme karşı herkesin ortak tavır belirlemesi gerektiğini ve bütün dünyanın ortak çalışma yapması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, küresel büyümenin de daha eşit ve kapsayıcı hale getirilmesini istedi.
Yılmaz: Türkiye reform programını uygulayacak G20 Antalya Eylem Planı küresel büyümeye katkı verecek
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, toplantının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada Antalya Eylem Planının kabul edildiğini ve sonuç bildirgesiyle birlikte yayınlanacağını açıkladı. Yılmaz, eylem planı içinde büyümenin hızlandırılması, kadın ve genç istihdamına yönelik çalışmalar için somut kararlar bulunduğunu, bunların somut sonuçlarının izlenebilir hale geldiğini anlattı.
Türkiye dönem başkanlığının, kapsayıcılık, uygulama ve yatırım perspektifinin G20'nin çalışmalarıyla benimsenmiş hale geldiğini kaydeden Yılmaz, Avustralya dönem başkanlığında küresel büyümede ek yüzde 2,1 oranında etki edecek kararlar dizisinden, şimdiye kadar hayata geçenlerin yüzde 0,8 oranında ek büyüme sağladığını anlattı. Yılmaz, Antalya Eylem Planının kalan düzenlemeler için bir yol haritası niteliğinde bulunduğunu anlattı.
Yılmaz, şunları kaydetti: “Kadınlar, gençler KOBİ'ler başta olmak üzere birçok konuyu gündeme taşıdık. Büyüme yavaş ve herkes için adil değil. Her yerde eşit büyüme olmuyor. “Antalya Action Plan açıklanacak. Antalya Eylem Planı bildirgenin dışında, bildirgenin eki bir eylem planı olarak ilan edilecek. Çok kapsamlı bir plan oldu. Kadınların, gençlerin, kapsayıcı bir büyümeyi içeren, yatırımları ortaya koyan bir plan olacak. Değişik ülkelerin yapısal reform gündemlerini içinde bulunduran bir eylem planı. G20'nin büyüme perspektifini güçlendirecek. Dünyanın buna ihtiyacı var. Sözlerle olmuyor. Politikayı somut eylemlerle desteklemeniz gerekir ki izlenebilsin, somut bir baskı da oluşsun.
Antalya Eylem Planı bu ölçekte ve bu yönüyle G20 için bir ilk olacak. Daha önce taahhütler vardı, bunları süzerek bir eylem planı döküldü. Büyümeyle ilgili perspektifleri içeriyor. Esas itibariyle ülkelerin büyüme stratejileri var. Ortaya konulan 1300 eylem vardı. Bütün bunların gerçekleşmesi halinde 2 puan büyüme artışı hedefleniyordu. Şu ana kadar yapılanların 0.8 puan bir etkisi oldu”
Sonuç bildirgesinde küresel ekonomiye ilişkin konular
Cevdet Yılmaz, açıklanacak G20 sonuç bildirgesinde, küresel ekonominin yönetimine ilişkin unsurlar hakkında da bilgi verdi. Başta Çin olmak üzere bazı ülkelerin kur seviyeleri ve korumacılıkla ilgili tavırlarının değiştiğini belirten Yılmaz, Çin'in “kur savaşı yönünde bir girişimi olmayacağı, piyasa dengesi kadar ayarlamaya izin vereceğine dair” söz verdiğini açıkladı.
Yılmaz Sonuç Bildirgesinde, küresel finansal dengeler için ülkelerin serbest ticarete uygun davranması, finansal sistemi tehlikeye atacak davranışlardan kaçınılması gibi bir ifadenin hazırlandığını açıkladı.
Yılmaz yine sonuç bildirgesi çerçevesinde ve eylem planı içinde kadın ve gençlere yönelik hedeflerin korunduğunu, eğitim-istihdam ve iş piyasasının ihtiyaçlarına uygun işgücü oluşturulması için hazırlanan “beceriler stratejisinin” de kabul gördüğünü anlattı.
G20, Avustralya dönem başkanlığında, 2025'e kadar kadınların işgücüne katılımı ile erkeklerin işgücüne katılımı arasındaki farkın yüzde 20 azaltılmasını benimsemişti. Buna Türkiye dönem başkanlığında da İstihdamdan tamamen kopma riski bulunan gençlerin sayısının 2025'e kadar yüzde 15'lik düşüş sağlanması hedefi eklendi.
Türkiye reform patikasına girdi, büyüme artacak
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kurulacak hükümetin düzenleme çalışmalarıyla ilgili bilgi de verdi.
Seçim vaatlerini hayata geçirmekte kararlı olduklarını belirten Yılmaz, vaat ve taahhütlerin toplam yükünün 22 milyar TL dolayında hesaplandığını bunun da GSYH'nin yüzde 1'i kadar bir etki doğurduğunu anlattı. Yılmaz, bütçe çalışmaları çerçevesinde bu tutarın karşılanabilir olduğunu savundu. Hükümetin, makro dengeleri ve mali disiplini titizlikle koruyarak vaatleri hayata geçireceğini, verilen bütün vaat ve taahhütlerin hayata geçirileceğini açıkladı.
Üç eylem planı üzerinde çaılıştıklarını kaydeden Yılmaz, bunlardan ilkinin seçim vaat ve taahhütlerini içeren çalışma, diğerinin yapısal reform programı ve son olarak da devam eden büyük projelerin takvimlendirilip izleneceği plan olduğunu açıkladı.
Bir başbakan yardımcısının proje ve diğer eylem planlarında yer alan unsurların takibiyle görevlendirileceğini açıklayan Yılmaz, sonuçların titizlikle izleneceğini anlattı.
Yılmaz, 25 başlıkta açıklanan öncelikli yapısal dönüşüm programları, adalet stratejisi, hukuk reformu, şeffaflık alanlarında güçlü bir reform programı olduğunu belirten Yılmaz, “Reformlardan en öncelikli görünenler, altı ay içinde yapılabilecekler, 1 yılda yapılabilecekler reformlarla ilgili ayrı bir eylem planı yapmak durumundayız. Projelerle ilgili de bir zamanlama planı içinde çalışıyoruz” dedi.
OVP revizyonunda büyüme değişebilir
Cevdet Yılmaz, açıklanan Orta Vadeli Programda da değişmeler olabileceğini belirterek, “OVP hazırlanırken seçim yapılmamıştı ve belirsizlik vardı. 1 kasımdan sonra belisizlikler azaldı. Siyasi istikrarı Türkiye 4 yıl garantiye aldı. Büyüme perspektifi için olumlu. Meclise yüzde 97'den fazla tercih yansıdı, rahat bir çoğunluğa sahip bir hükümet var. Reformlar için çok uygun bir döneme girmiş durumdayız. 4 yıl fırsat penceresi. Bunları yaptığımız zaman büyüme perspektifimiz de bundan olumlu yönden etkilenecektir. OVP'ye bu yönden bakmak lazım” diye konuştu.
Asgari ücret 1300 TL olacak, iş dünyasının taleplerine ilişkin konular gündeme gelecek
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Asgari Ücret Tespit komisyonuna 1300 TL'lik asgari ücret önerisinin getirileceğini belirterek, iş dünyasına etkisinin sınırlı olacağını kaydetti. Asgari ücretli görünen çok sayıda kişinin gerçekte daha yüksek ücret aldığını anlatan Yılmaz, “Ücret artırılması kağıt üzerinde göründüğünden daha az etki edecek” dedi.
Yılmaz, “İş dünyasının talep ve önerileri var, bunlar değerlendirilecek, tartışılacak. Özellikle KOBİ'lede yükü nasıl azaltabiliriz tartışıyoruz ama şu anda somut konu çıkmış değil. Yıllık olarak (Temmuz ayında artış olmaması) belirlenmesi konusu da tartışılacak” diye konuştu.
Cevdet Yılmaz, primlerin düşürülmesi ya da vergi avantajları gibi ayarlamaların bir miktar etkisi olmakla birlikte, asgari ücretin artırılması ile emeklilere ek ödemelerin büyümeyi olumlu etkilemisiyle gelir getirici yönü de bulunduğunu kaydetti. Yılmaz, “Bu işlere bütünlük içinde bakmak gerekir. Kamunun dengelerini de değerlendirmeliyiz, mali disiplini, makro dengeyi titizlikle korumamız gerekiyor. Tabii ki diğer yandan iş dünyasının rekabet gücünü, üretim, istihdam ihtiyaçlarını dikkate almamız gerekiyor. Üretim artışı aynı zamanda kamuya da gelir. Gençler, emekliler için yapılanlar aynı zamanda piyasada bir bereket de oluşturacak. Büyümeye etkisi ne ölçüde olur çalışma yapmış değiliz ama büyümeye de etkisi olacak” dedi.
Tehlikeli işlerde ücret artışı ayrı bir takvim olabilir
Cevdet Yılmaz, tehlikeli işlerde daha yüksek ücret verilmesine ilişkin konuda ise ayrı bir çalışma gerektiğini ancak Asgari Ücret Tespit Komisyonunda tarafların bu konuda da bir görüş alış-verişinde bulunacağını açıkladı. Yılmaz, bölgesel asgari ücret konusunda ise bir çalışma yapmadıklarını vurguladı.
Paris saldırısı
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Paris saldırılarının mülteci sorununu çözmek amacıyla Türkiye ile AB ülkeleri arasında yapılacak zirvenin önemini artırdığını açıkladı. Bir soru üzerine, Paris terör saldırısının, mültecilere yönelik AB tarafından düzenleme yapmaktan kaçınma değil, tersi yönde daha konsantre bir yaklaşım belirleme etkisi olacağını vurguladı. Yılmaz, “Zirvede bütün konular konuşulacak. Türkiye de buna katılacak. Mülteci fonları orada tartışacak. Türkiye ve bölge ülkeleri bu sorunu yaşarken uluslararası topluluk gözlerini kapattı. Büyüyen soruna bakınca geç bile kalındı” dedi.
Yılmaz, “Eğer Suriye sorunu olmasaydı, mülteci sorunu olmazdı. Mülteci sorunu olmasaydı, bugün bu terör olaylarını mültecilerle birlikte bu kadar bağlantılı konuşmazdık” diye konuştu.