ASO Başkanı Özdebir'den Ekren, Şimşek ve Yılmaz'a mektup / MB, faizleri yükseltirse birçok fabrika kapanır

ASO Başkanı Özdebir'den Ekren, Şimşek ve Yılmaz'a mektup / MB, faizleri yükseltirse birçok fabrika kapanır

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'a ortak bir mektup göndererek Merkez Bankası'nın uyguladığı politikaları eleştirdi. Özdebir, mektubunda, son günlerde daralan iç talep nedeniyle birçok işyerinin çalışanlarına ücretsiz izin vererek zaman kazanmaya çalıştığını, Merkez Bankası'nın faizleri yükseltmesi halinde birçok fabrikanın kapanacağını, işsizliğin daha da artacağını öne sürdü. Özdebir, mektupta Merkez Bankası'nın enflasyon hedeflerini yukarıya çekmesini, doğru yönde atılmış bir adım olmakla birlikte yeterli bulmadığını kaydetti. Nurettin Özdebir, ASO olarak Ocak 2008'de yaptıkları yazılı açıklamada, enflasyona karşı orta vadeli mücadele perspektifini koruyan, konjonktür ve rekabet gücündeki gelişmeleri de dikkate alan esnek bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ifade ettiklerini anımsattı. ASO Başkanı Özdebir, bunun için para politikasında enflasyon hedeflerinin değiştirilmesinin ötesinde köklü değişikliklerin yapılması gerektiğini, Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikasının bizzat enflasyonla mücadelede ciddi bir risk unsuru haline geldiğini öne sürdü. Cari işlemler açığındaki hızlı artışın kaygı verici olduğunu bildiren Özdebir, YTL'nin değerinde sert bir düzeltme ve enflasyonla mücadelede elde edilen tüm kazanımların geri verilme olasılığının giderek arttığını iddia etti. Sürdürülen yüksek faiz politikasının, Merkez Bankası'nın para politikası üzerindeki etkinliğini aşındırdığına da dikkat çeken Özdebir, ekonomik büyümeye rağmen para arzında 2005 sonundan bu yana kayda değer bir reel artış olmadığını, piyasada sağlanan likiditenin esas olarak para tabanındaki artıştan kaynaklanmakla birlikte bu artışın tamamının, zaman zaman ise daha fazlasının rezerv birikiminden sağlandığını öne sürdü. Merkez Bankası'nın, 2005 sonundan bu yana piyasalara borçlu olduğunu kaydeden Özdebir, bankaların Merkez Bankası nezdindeki serbest rezervlerinin, uzunca bir süredir zorunlu karşılıkların üzerinde olduğunu, tüm bunların, Merkez Bankası'nın, açık enflasyon hedeflemesine geçildiği günlerden beri likiditeye faiz ödeyip, bir döviz alım bürosu olarak çalıştığını gösterdiğini anlattı. Reel sektörün rekabet gücü aşındı Yüksek faiz uygulaması ve bunun sonucunda aşırı değerlenen YTL nedeniyle reel sektörün rekabet gücünün aşındığını da bildiren Özdebir, mektubunda şunları kaydetti: "Yüksek faiz sadece iç talebi bastırmayıp, iç talebin yerli ve ithal mallar arasındaki dağılımını da yerli mallar aleyhine bozmaktadır. Son dönemlerde daralan iç talep nedeniyle bir çok işyeri çalışanlarına ücretsiz izin vererek zaman kazanmaya çalışmaktadır. Ancak, Merkez Bankası faizleri yükseltirse birçok fabrika kapanacak, işsizlik daha da artacaktır. Bu durumda, Hükümet üzerinde mali disiplini bozacak taleplerin artması ve mali disiplinin siyasi maliyetinin daha da yükselmesi kaçınılmazdır. Diğer bir ifadeyle Merkez Bankası'nın yüksek faiz politikası, bütçe disiplinini de tehdit eder bir hale gelmiştir."