Asya ABD'den vazgeçebilir mi?
Asya ABD'den vazgeçebilir mi?
İSTANBUL - Bugün ekonomistlerin öncelikli gündem maddelerinden biri ABD ekonomisindeki durgunluğun Asya ekonomilerine sıçrayıp sıçramayacağı. Büyüme stratejilerini büyük ölçüde ihracat üzerine kuran gelişmekte olan ülkeler, ABD talebinindeki düşüşten ne boyutta etkilenecekler? İç talep gibi farklı motorlar, bu krizi atlatmalarında yardımcı olabilecek mi? Ekonomistler bu soruları yanıtlarken iki farklı görüş bildiriyorlar. Bu görüşlerden biri, Asya ekonomilerinin ABD ekonomisine bağımlı olduğu ve ABD'deki yavaşlamadan ciddi şekilde etkilenecekleri... Diğer görüş ise Asya ekonomilerinin büyümesinin küresel gelişmelere daha az bağımlı hale geldiği ve dolayısıyla ABD'deki yavaşlamadan yara almadan çıkacağı yönünde. Asya ABD krizinden etkilenir diyenler: Ticaret ve yatırımlar yara alır Asya ekonomilerinin ABD'den bağımsız olmadığını savunanlara göre, Asya öncelikle ticari açıdan ABD'ye bağımlı. Bugün Japonya'nın ihracatının yüzde 19'u, Çin'in ihracatının yüzde 21'i ve Asya'nın geri kalan toplam ihracatının yüzde 17'si ABD'ye yapılıyor. Fransa eski Başbakanı Dominique de Villepin'in eski makroekonomi danışmanı Mathilde Lemoine, Le Monde gazetesine yaptığı açıklamada "ABD'de yaşanan yavaşlamanın etkileri mutlaka görülecek. Tüketim oranlarında yüzde 10'luk bir düşüş, ABD ithalatında yüzde 6'lık bir gerilemeye yol açıyor" diyor. Çin'in 2000 yılından bu yana ABD'ye olan bağımlılığında bir değişiklik yaşanmadığını, fakat AB'ye olan bağımlılığının arttığını belirten Lemoine, 2000 yılında Çin ihracatının yüzde 15'i AB'ye giderken, bu oranın 2007 yılında yüzde 20'ye yükseldiğine dikkat çekiyor. Diğer Asya ülkelerinin ABD'ye yönelik ihracatının ise azaldığını belirten Lemoine, "Gelişen Asya ülkeleri 2000 yılında ihracatlarının yüzde 15'ini ABD'ye yapıyorlardı. Bu oran 2007'de yüzde 16'ya geriledi. Hindistan ise dışarıya en az bağımlı olan ülkelerden biri. Hindistan GSMH'sinin yüzde 20'si ihracatla sağlanıyor. Öte yandan Hindistan, fiyatların artışına karşı Çin'den çok daha hızlı davrandı ve parasının değer kazanmasına izin verdi" diyor. ABD bugün aynı zamanda dünyadaki en büyük doğrudan yatırımcı konumunda. ABD yatırımlarının yüzde 24'ü Asya'ya gidiyor. ABD'deki yavaşlamanın bu yatırımları da etkilemesi kaçınılmaz görünüyor. Peki Asya'nın ABD'ye bağımlılığını azaltmak için ne gibi önlemler almak gerekli. Mathilde Lemoine'ın bu konudaki görüşleri ise şöyle: "İhracat stratejisini belirledikten sonra, Asya hükümetlerinin kendi ekonomilerine odaklanmaları gerekli. Şirketlerin ve bireylerin daha güçlenmesini destekleyen iç motorlara yönelmeleri önem taşıyor: gelir artışı, tüketimin desteklenmesi, şirketlerin yatırıma yönlendirilmesi bu motorlardan bazıları. Tabii ki bunun için yapısal değişimler gerekli." Asya ABD krizine direnir diyenler: Asya finans sektörü güçlendi, borçlanma az Asya ekonomilerini inceleyen ekonomistlere göre, bölgenin ekonomisi 2005 yılından buyana küresel gelişmelere, özellikle de ABD talebine daha az bağımlı bir konuma geldi. Bunun başlıca nedenlerinden biri de iç taleplerindeki artış. Bu durum yalnızca Çin ve Hindistan için değil, aynı zamanda Malezya ve Singapur gibi Asya'nın küçük ülkeleri için de geçerli. Le Monde Gazetesi'ne açıklamada bulunan Royal Bank of Scotland Baş ekonomisti Jacques Cailloux'ya göre Asya ekonomilerinin daha bağımsız hale gelmelerindeki temel etken 1997-1998 yıllarındaki Asya krizinden bu yana borçlanma oranlarını azaltmış ve finans sektörlerini güçlendirmiş olmaları. Şirket ve finans kurumlarının bilançolarında da önemli bir düzelme izleniyor. Cailloux, Japonya hariç diğer Asya ekonomilerinin 2008 yılında hafif bir yavaşlama gösterebileceklerini ve GSMH büyüme oranının 2007 yılına kıyasla bir puan düşerek yüzde 8,8'e gerileyebileceğini söylüyor. Cailloux'ya göre Çin ve Hindistan'ın dışında kalan "gelişen Asya'da" ise bu gerileme sadece 0,2 puan olacak." "Küresel ticarete yakından bakacak olursak, Asya'daki ekonomik büyümenin küresel büyümeye katkı sağladığını, fakat Avrupa veya diğer gelişmiş ülkelerin ürünlerine yönelik talebi artırmadığını görüyoruz. Artan bölgeler arası talep" diyen Cailloux, şu yorumlarda bulunuyor: "Asya'da üretim yapan Avrupalı şirketler büyümeden yararlanıyorlar. Bu, kârlılıkları ve Avrupa borsa piyasaları için olumlu olsa da, Avrupa'daki üretimlerini çok fazla etkilemiyor. Avrupa'nın bu pazarlara yönelik iyimserliği, makroekonomik gerçeklere dönüşmüyor."