Babacan 2012 yılını değerlendirdi

Başbakan Yardımcısı Babacan 2013 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2012 yılını değerlendirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Euro Bölgesi'ndeki daralmaya, küresel ekonomideki ciddi yavaşlamaya ve yüksek emtia fiyatlarına rağmen, Türkiye ekonomisinin 2012 yılında başarılı bir performans ortaya koyduğunu bildirdi. Babacan, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) 2013 bütçelerine ilişkin sunumunda, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile uygulanan politikalar konusunda değerlendirmelerde bulundu.
 
Küresel krizin ilk başladığı tarihin üzerinden 4 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen dünya ekonomisinde henüz tam bir istikrar ortamının sağlanamadığını anlatan Babacan, küresel ekonomide önemli bir ağırlığa sahip olan ABD ekonomisinde nispi bir iyileşme sağlanmasına rağmen özellikle kamu maliyesine ilişkin belirsizliklerin sürdüğünü dile getirdi. Babacan, ABD'nin ekonomi ile ilgili olarak yılbaşına kadar mali uçurum endişelerini giderecek adımları atmasının ve orta vadeli bir mali uyum programı ortaya koymasının büyük önem arz ettiğini vurguladı.
 
AB'deki sorunların ise daha derin olduğunu belirten Babacan, para birliğine ek olarak mali birlik ve bankacılık birliğine doğru atılan adımlara rağmen, AB'de güven ortamının hala sağlanamadığını, bu durumun da AB'deki büyümeyi ciddi biçimde olumsuz etkilediğini söyledi.
 
Gelişmiş ekonomilerdeki azalan talebe bağlı olarak başta Çin ve Hindistan olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının da önemli ölçüde yavaşladığını kaydeden Başbakan Yardımcısı, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının 2012 yılı için yüzde 6,1'den yüzde 5,3'e, 2013 yılı için ise yüzde 6,5'den yüzde 5,6'ya revize edildiğini anımsattı.
 
Ortadoğu bölgesindeki jeopolitik gelişmeler ve siyasi gerginlikler nedeniyle petrol fiyatlarının yüksek seyrini koruduğunu, kuraklık ve üretimde yaşanan bazı sorunlar nedeniyle gıda fiyatlarının da arttığını ifade eden Babacan, "Gerek petrol gerekse diğer emtia fiyatlarındaki dalgalı seyir geleceğe yönelik belirsizliği artırmaktadır" dedi.
 
Gelişmiş ekonomilerdeki mali sorunların yanı sıra parasal genişlemenin ortaya çıkardığı likidite bolluğu sonucunda, uluslararası sermaye akımlarının yüksek büyüme potansiyeline sahip gelişmekte olan ekonomilere yöneldiğini kaydeden Babacan, bu durumun da gelişmekte olan ekonomilerde kredi hacmi, döviz kurları ve dış ticaret dengeleri üzerinde baskı oluşturmaya devam ettiğini dile getirdi.
 
Türkiye ekonomisi
[PAGE]
Türkiye ekonomisi
 
Başbakan Yardımcısı Babacan, Euro Bölgesi'ndeki daralmaya, küresel ekonomideki ciddi yavaşlamaya ve yüksek emtia fiyatlarına rağmen, Türkiye ekonomisinin 2012 yılında başarılı bir performans ortaya koyduğunu söyledi.
 
Bu yıl büyüme hızının göreli olarak güçlü olmaya devam ettiğini, istihdam artışının sürdüğünü, işsizlik oranının son 11 yılın en düşük düzeyine gerilediğini ve cari işlemler açığında öngörülenden daha hızlı bir düşüş elde edildiğini anlatan Babacan, "Enflasyon oranı yılbaşında belirlediğimiz hedefin bir miktar üstünde kalmakla beraber geçen yıl sonuna göre önemli ölçüde gerilemiştir. Bütçe açığındaki sınırlı sapmaya rağmen borç yükümüz hem geçen yıla göre ciddi oranda düşmüş hem de yılbaşında belirlenen hedefin altında kalmıştır" dedi.
 
Artan cari işlemler açığını kontrol altına almak ve hızla artan kredi hacmini makul seviyelerde tutmak amacıyla özellikle geçen yılın ikinci yarısında para politikalarının yanı sıra makro ihtiyati tedbirleri hayata geçirdiklerini hatırlatan Ali Babacan, bu adımlarla iç talepte kontrollü bir artışı ve büyümenin dış taleple dengelenmesini hedeflediklerini ifade etti.
Babacan, "Son bir yıldaki gelişmeler bu hedefimize büyük ölçüde ulaştığımızı ortaya koymaktadır. Nitekim 2012 yılında beklenen yüzde 3,2 oranındaki büyümenin tamamı net dış talep kaynaklıdır" diye konuştu.
 
İthalatta yüzde 0,6 oranında daralma beklentisi
[PAGE]
İthalatta yüzde 0,6 oranında daralma beklentisi
 
 
İhracatta temel pazar olan AB'deki olumsuz gelişmelere rağmen son yıllardaki pazar çeşitlendirme stratejisinin de katkısıyla ihracatın bu yıl yüzde 10,8 artması, iç talebi dengeleyici politikaların etkisiyle ithalatın ise yüzde 0,6 oranında daralmasının beklendiğini kaydeden Babacan, "Böylece 2012 yılında yüzde 8 olarak öngördüğümüz cari işlemler açığının gayri safi yurt içi hasılaya oranının çok daha düşük bir seviyede kalarak yüzde 7,3 olacağı tahmin edilmektedir" dedi.
Büyüme hızında ve ithalattaki yavaşlamanın kamu gelirleri üzerinde olumsuz bir etki ortaya çıkardığını, personel ve yatırım harcamalarında da bütçede öngörülenin üzerinde bir artış gerçekleştiğini kaydeden Babacan, bu gelişmelerin bütçe açığı üzerindeki olumsuz etkilerinin geçen aylarda atılan adımlarla önemli ölçüde dengelendiğini bildirdi. Babacan, bu yıl bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 2,3 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini ifade etti.
AB tanımlı genel yönetim borç stokunun GSYH'ye oranının bu yıl yüzde 37 olarak belirlenen hedefin de altında kalarak yüzde 36 civarına düşmesinin beklendiğini anımsatan Babacan, Türkiye'nin kamu maliyesi alanında hem gelişmiş hem de gelişmekte olan birçok ülke ile karşılaştırıldığında çok güçlü bir konumda olmaya devam ettiğini vurguladı.
Ekim ayında açıklanan ve 2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program hakkında da bilgi veren Babacan, şöyle konuştu:
"Orta Vadeli Programda büyümenin 2013 yılında yüzde 4, 2014 ve 2015 yıllarında ise yüzde 5 olması öngörülmüştür. 2013-2015 döneminde tarım dışı sektörlerde 1 milyon 600 bin kişilik yeni istihdam oluşturulması ve işsizlik oranının yüzde 8,7'ye gerilemesi beklenmektedir. Cari işlemler açığının gayri safi yurt içi hasılaya oranının program dönemi sonunda yüzde 6,5'e gerilemesi öngörülmektedir. Kamu mali dengelerinin güçlü yapısını program döneminde de korumayı ve 2013-2015 döneminde bütçe açığını kademeli olarak yüzde 1,8'e düşürmeyi hedefliyoruz.
Orta Vadeli Programda; yurt içi tasarrufların artırılması, kamu ve özel kesimde israfın azaltılması, bireysel emeklilik ve sigortacılık sektörünün geliştirilmesi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, Ar-Ge ve yenilikçiliğin geliştirilerek sanayi ve hizmetlerde yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin sağlanması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, eğitim sisteminin geliştirilmesi gibi alanlarda önemli yapısal reformların hayata geçirilmesini hedeflemekteyiz."
 
Türkiye'nin kredi notu
[PAGE]
 
Türkiye'nin kredi notu
 
 
Küresel ekonomik kriz nedeniyle birçok ülkenin kredi notunun birkaç kademe birden düşürüldüğü bir ortamda Türkiye'nin kredi notunun yükselmeye devam ettiğini de belirten Ali Babacan, "Bu artışlara rağmen, kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemizin notunu artırmada çok geç kaldıkları da bir gerçektir. Türkiye'nin uluslararası piyasalardaki güven göstergeleri daha da yüksek kredi notlarına işaret etmektedir" ifadelerini kullandı.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun 61'inci hükümet döneminde 29 toplantı yaptığını kaydeden Babacan, söz konusu toplantılarda, başta iş gücü piyasası, yatırım ve iş ortamının geliştirilmesi ve tasarrufların artırılması olmak üzere önemli yapısal konulara ilişkin çok sayıda kanun taslağının değerlendirildiğini bildirdi.
 
Babacan, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda, geçen yıl kurulan Finansal İstikrar Komitesi'nin bugüne kadar 11 kez toplandığını, komitenin küresel ve yurt içi gelişmeleri yakından takip ederek gerekli adımları attığını kaydetti.
Hazine Müsteşarlığı'nın uyguladığı politikalar sayesinde bir yandan kamu borç yükü azaltılırken, diğer yandan borç stokunun vade, faiz ve kur kompozisyonunun iyileştirildiğini anlatan Babacan, böylece borç stokunun finansal piyasalardaki dalgalanmalara karşı daha dayanıklı bir yapıya kavuşturulduğunu söyledi.
İlk defa 2010 yılında iç piyasada ihale yoluyla ihraç edilen TL cinsinden 10 yıl vadeli sabit faizli ve enflasyona endeksli senet ihraçlarına bu yıl da devam edildiği ifade eden Başbakan Yardımcısı, Hazine tarafından düzenlenen ihalelere ilişkin şu bilgileri verdi:
"2011 yılında 44,7 ay olan nakit iç borçlanmanın ortalama vadesi, 2012 yılı Ocak-Kasım döneminde 61,2 aya uzamıştır. Borç stokunun faiz oranlarında meydana gelen dalgalanmalara karşı duyarlılığının azaltılmasını teminen borçlanma ağırlıklı olarak sabit faizli araçlarla gerçekleştirilmiştir. Uluslararası uygulamalara paralel olarak, 2012 yılından itibaren 2, 5 ve 10 yıl vadeli TL cinsinden sabit kuponlu gösterge senetlerin düzenli ihracına başlanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda sabit faizli borçların toplam stok içerisindeki payı 2003 yılındaki yüzde 49 seviyesinden 2012 yılı Ekim ayında yüzde 60,2 seviyesine yükselmiştir.
Döviz kuru riskinin azaltılması amacıyla borçlanma ağırlıklı olarak TL cinsinden yapılmıştır. 2012 yılı Şubat ayı itibarıyla iç borç stoku içerisindeki döviz cinsi senetlerin tamamı itfa edilmiştir. Son on yıllık dönemde değişken faizli borçların toplam TL borçlar içindeki payı 16,2 puan, döviz cinsi borçların toplam borç stoku içindeki payı ise 31 puan azaltılmıştır.
Borç yönetiminin finansal piyasalardaki dalgalanmalara karşı dayanıklılığını artıracak diğer önemli bir adım yatırımcı tabanının genişletilmesi ve finansman araçlarının çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalarımızdır. Yabancı yatırımcıların ülkemizin iç ve dış borçlanma senetlerine olan güçlü talebi 2012 yılında da devam etmiştir. Buna ilave olarak, 2012 yılında ilk defa uluslararası piyasada 1,5 milyar dolar, iç piyasada ise 1,6 milyar lira tutarında kira sertifikası ihracı gerçekleştirilmiştir. Söz konusu ihraçlar sayesinde daha önce ulaşamadığımız yeni ve geniş bir yatırımcı tabanına erişilmiştir."
Babacan, borç yükündeki azalmanın, borç yapısındaki iyileşme ve finansman araçları ile yatırımcı tabanının çeşitlendirilmesi alanlarında sağlanan ilerlemeler borçlanma maliyetlerinin düşmesine önemli ölçüde katkı sağladığını vurgulayarak, bu ay içinde gerçekleştirilen 2 yıl vadeli gösterge tahvil ihracındaki maliyet yüzde 6,9; kuponsuz Hazine Bonosunun ihracındaki maliyet ise yüzde 5,9 ile tarihin en düşük seviyelerine gerilediğini ifade etti.
Kamu borç stokunun maruz kaldığı vade, faiz ve kur risklerinin azaltılması stratejisine ve güçlü nakit rezervi tutulması politikasına 2013 yılında da devam edileceğini bildiren Babacan, şeffaflık ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde, aylık ve üç aylık borçlanma stratejileri ile Kamu Borç Yönetimi Raporları'nın kamuoyu ile paylaşımının da süreceğini kaydetti.
 
Tek Hazine Hesabı
[PAGE]
Tek Hazine Hesabı
 
 
Kamu ödeme ve tahsilat sistemlerinin modernizasyonu konusunda Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın birlikte yürüttüğü çalışmaların tamamlandığını ve "Kamu Elektronik Ödeme Sistemi"nin 2012 yılı Haziran ayı itibarıyla hayata geçirildiğini hatırlatan Babacan, böylece başka ülkelerin de örnek aldığı gelişmiş bir "Tek Hazine Hesabı" yapısının oluşturulduğunu söyledi.
 
"6,1 milyar dolarlık uluslararası finansman sağlandı"
 
Bu yıl uluslararası sermaye piyasalarından toplam 6,1 milyar dolar tutarında finansman sağlandığını ifade eden Babacan, 2013 yılında ise uluslararası sermaye piyasalarından 6,5 milyar dolar civarında dış finansman temin edilmesinin hedeflendiğini bildirdi.
Dünya Bankası'ndan enerji ve çevre alanındaki reformları desteklemek, Avrupa Yatırım Bankası'ndan ise bilimsel araştırma ve yenilikçilik kapasitesini güçlendirmek amacıyla bu yıl toplam 800 milyon dolar tutarında program kredisi sağlandığını kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
"2012 yılında farklı sektörlerde gerçekleştirilen projeler için yurt dışı kaynaklardan sağlanan finansman tutarının 2 milyar doları aşması beklenmektedir. Söz konusu tutarın önemli bir bölümü uluslararası kalkınma bankalarından sağlanan uygun koşullu ve uzun vadeli kaynaklardır. Bu yıl sonunda garanti ve ikrazlı projelerin tutarının 1,5 milyar dolar civarında olması beklenmektedir. Bu tutarın büyük bölümü reel sektörün uygun koşullu finansmana erişimi için sağlanan ve kamu ve yatırım bankaları aracılığı ile özel sektöre kullandırılan kredilerden oluşmaktadır."
Hazine garantilerinden kaynaklanabilecek risklerin yönetilmesi kapsamında son yıllarda önemli düzenlemeler gerçekleştirildiğini anlatan Babacan, bu sayede 2002 yılında yüzde 52 olan Hazine garantili dış borçlara ilişkin üstlenim oranının bu Eylül ayı itibarıyla yüzde 6'ya indiğini kaydetti.
 
"Uluslararası platformlarda etkinlik artıyor"
[PAGE]
"Uluslararası platformlarda etkinlik artıyor"
 
 
Türkiye'nin uluslararası platformlardaki etkinliğinin giderek arttığını ifade eden Babacan, Türkiye'nin, G-20 bünyesinde oluşturulan uluslararası finansal mimarinin güçlendirilmesi ile KOBİ finansmanı çalışma gruplarının eş başkanlığını yürüttüğünü belirtti.
Babacan, Türkiye'nin, Haziran ayında gerçekleştirilen G-20 Los Cabos Liderler Zirvesi'nde, Uluslararası Para Fonu (IMF) kaynaklarının 460 milyar doların üzerinde artırılması çabalarına katkıda bulunmayı taahhüt ettiğini de anımsattı.
IMF bünyesinde yürütülmekte olan reform çalışmaları neticesinde Türkiye'nin oy gücünün yüzde 0,61'den 0,95'e yükseleceğini belirten Başbakan Yardımcısı, böylece Türkiye'nin, Fon'un en büyük 20 üyesinden biri haline geleceğini dile getirdi.
Benzer şekilde, Dünya Bankası'nda gerçekleştirilen sermaye artışı ile Türkiye'nin oy gücünün yüzde 0,53'ten yüzde 1,08'e yükseleceğini ifade eden Babacan, Türkiye'nin Dünya Bankası'nda oy gücü en fazla artan üç ülkeden biri olacağını söyledi. Babacan, Türkiye'nin Dünya Bankası'nda da doğrudan temsil edilmesine yönelik çalışmaların sürdürüldüğünü de anımsattı.
 
Dış yardımlar
[PAGE]
Dış yardımlar
 
 
Türkiye'nin dış yardımları konusunda da bilgi veren Ali Babacan, bu yıl Hazine kaynaklarından Mısır'a 1 milyar dolar kredi, Tunus'a 200 milyon dolar kredi ve 50 milyon dolar hibe, Kırgızistan'a 100 milyon dolar kredi ve 6 milyon dolar hibe, Sırbistan'a 10 milyon Euro hibe ve Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası'nın Balkan Mültecilerini Konut Edindirme Programı'na 1 milyon Euro hibe ve OECD Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programına 375 bin Euro verilmesine ilişkin anlaşmaların sonuçlandırıldığını söyledi.
 
Babacan, ayrıca, Mısır ve Tunus'a sırasıyla 1 milyar dolar ve 200 milyon dolar olmak üzere Hazine desteğinde uygun koşullu Eximbank kredisi sağlandığını da hatırlattı.
Avrupa Birliği ile mali işbirliğinin devam ettiğine işaret eden Başbakan Yardımcısı, 2007-2013 dönemi için Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı kapsamında Türkiye'ye tahsis edilen fon tutarının 4,8 milyar Euro olduğunu, bu tutarın 2,6 milyar Euroluk kısmı için Avrupa Komisyonu ile finansman anlaşmaları imzalandığını bildirdi.
 
KİT'ler
 
Hazine portföyünde bulunan KİT'ler hakkında da bilgi veren Babacan, KİT'lere yapılacak sermaye transferi tutarının bu yıl 5,2 milyar lira, 2013 yılında ise 6,3 milyar lira olmasının beklendiğini kaydetti. Babacan, KİT'lere yapılan sermaye transferlerinin çok büyük bir kısmının, özellikle yatırımlarının finansmanı amacıyla TCDD'ye yapıldığını söyledi.
2012 yılında 1,9 milyar lira olarak gerçekleşmesi beklenen KİT'lere yapılacak görev zararı ödemesinin, 2013 yılında 1,7 milyar lira olmasının öngörüldüğünü bildiren Babacan, görev zararı ödemelerinin ağırlıklı olarak TMO, TKİ ve TCDD'ye yapıldığını ifade etti.
 
Başbakan Yardımcısı Babacan, 2012 yılında KİT'ler, iştirakler ve kamu sermayeli bankalardan elde edilecek temettü gelirinin 2,3 milyar lira, bazı KİT'lerden elde edilen hasılat payının ise 519 milyon lira olacağının tahmin edildiğini söyledi. Bu tutarların 2013 yılında da aynı seviyelerde gerçekleşmesi öngörüldüğünü bildiren Babacan, "KİT'lerde; karar alma süreçlerinde esneklik ve etkinliği, performansa dayalı yönetimi, hesap verebilirliği ve şeffaflığı esas alan stratejik yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. KİT'lerde uluslararası standartlara uygun iç denetim birimleri oluşturulması ve iç kontrol sistemlerinin geliştirilmesi için 2013 yılında gerekli adımlar atılacaktır" diye konuştu.
 
418 bin kişiye kredi kullandırıldı
[PAGE]
418 bin kişiye kredi kullandırıldı
 
Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçilere ve tarımsal üreticilere konularına göre yüzde 0 ile yüzde 9 arasında değişen faiz oranları ile sübvansiyonlu kredi kullandırıldığını, Eylül sonu itibarıyla Ziraat Bankası'nca kullandırılan düşük faizli kredi bakiyesinin 16,7 milyar liraya, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan düşük faizli kredi bakiyesinin ise 1,7 milyar liraya ulaştığını ifade eden Babacan, yılın 9 ayında söz konusu uygulamadan yaklaşık 418 bin üretici faydalanmıştır.
 
Bu yılın başından Ağustos sonuna kadar ülke genelinde meydana gelen muhtelif afetlerden etkilenen üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli tarımsal kredi borçlarının bir yıl süreyle ertelendiğini hatırlatan Babacan, çiftçilere kullandırılan düşük faizli krediler nedeniyle oluşan gelir kayıplarının karşılanması amacıyla yapılacak ödeme tutarının 2012 yılında 1,3 milyar lira olmasının beklendiğini, bu amaçla 2013 bütçesinde ayrılan ödenek tutarının ise 1,8 milyar lira olduğunu anlattı.
 
Esnaf ve sanatkarlarımızın desteklenmesi amacıyla, Halk Bankası tarafından yüzde 5 ile yüzde 7,8 arasında değişen faiz oranları ile sübvansiyonlu kredi kullandırıldığını hatırlatan Babacan, Eylül sonu itibarıyla bu kapsamda kullandırılan esnaf kredilerinin bakiyesinin 6,5 milyar liraya ulaştığını, yılın 9 ayında bu krediden faydalanan esnaf sayısının 101 bin olduğunu belirtti. Babacan, bu kapsamda oluşan gelir kayıplarının karşılanması amacıyla 2012 yılında yapılacak ödeme tutarının 373 milyon lira olmasının beklendiğini, bu amaçla 2013 bütçesinde ayrılan tutarın ise 514 milyon lira olduğunu bildirdi.
 
2009 yılında yapılan düzenlemeyle uygulaması başlatılan Hazine destekli kefalet sisteminin, reel sektörün desteklenmesinde Kredi Garanti Fonu üzerinden kullanılmaya devam edildiğini anlatan Babacan, bu çerçevede krizden olumsuz etkilenen yaklaşık 4 bin 500 firmanın finansmana erişiminin kolaylaştırılarak, 2 milyar lira tutarındaki krediye destek sağlanmasının onaylandığını, öte yandan, Van depremi sonrasında ticaretin canlandırılması amacıyla Van ve Bitlis ile Ağrı'nın Patnos ilçesindeki KOBİ'ler için 2012 yılı sonuna kadar başvuru koşullarının kolaylaştırıldığını ve kefalet oranının yüzde 75'ten yüzde 80'e çıkarıldığını söyledi.
Bu yılın Eylül ayı itibarıyla toplam 7,9 milyon hak sahibine konut edindirme yardımı kapsamında 3,5 milyar lira ödeme yapıldığını ifade eden Babacan, 2011 yılı Kasım ayında yapılan düzenleme ile bilgilerinde hata veya eksiklik olan vatandaşların karşılaşabileceği muhtemel mağduriyetin giderildiğini, ödemelerin devam ettiğini kaydetti.
 
Sigortacılık sektörü
[PAGE]
Sigortacılık sektörü
 
Babacan, Türkiye'de sigortacılık sektörünün hem yurt içi tasarrufların artırılmasında hem de çeşitli risklerin gerçekleşmesi sonucu ortaya çıkan zararların telafi edilmesinde çok önemli işlev gördüğünü, sektörün teminat altına aldığı değerlerin tutarının 2011 yıl sonu itibariyle gayri safi yurt içi hasılanın 28 katına ulaştığını belirtti.
Ali Babacan, sektörde 59 sigorta, reasürans ve emeklilik şirketi, 97 broker, 16 bin 707 acente, 19 bin 423 bireysel emeklilik aracısı ve 122 sicile kayıtlı aktüerin faaliyet gösterdiğini, sektörün 2012 yılının ilk 6 ayındaki prim üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artış gösterdiğini söyledi.
2003 yılında uygulanmaya başlanan BES'in, geçen sürede önemli bir büyüme göstererek Ekim 2012 sonu itibariyle 3 milyonu aşan katılımcı sayısına ve 19 milyar lira fon büyüklüğüne ulaştığını anlatan Babacan, bu verilerin bir önceki yıl sonuna göre katılımcı sayısında yüzde 13, fon tutarında ise yüzde 32 oranında büyümeye işaret ettiğini kaydetti.
 
"BES'e büyük önem atfetmekteyiz"
 
Yurt içi tasarrufların artırılması, ekonominin ihtiyaç duyduğu fonların vadesinin uzatılması ve vatandaşlara emeklilik döneminde ilave gelir sağlanması bakımından BES'in geliştirilmesine büyük önem atfettiklerini belirten Babacan, bu çerçevede BES'teki teşvik yapısında köklü bir değişiklik gerçekleştirdiklerini anlattı.
Babacan, geçen yıl Van ve civarında meydana gelen deprem nedeniyle zorunlu deprem sigortası kapsamındaki 6 bin 523 adet sigortalı konut için bugüne kadar toplam 113,1 milyon lira hasar ödemesi yapıldığını, bu ödemelerin hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesinin, Van'da ve diğer doğu illerinde sigortalı konut sayısının 2012 yılında önemli ölçüde artmasını da sağladığını kaydetti.
Ekim 2012 itibariyle devlet destekli tarım sigortaları sistemindeki toplam poliçe sayısı 710 bine, sağlanan teminat tutarı ise 8,3 milyar liraya ulaştığını, bu verilerin geçen yılın aynı dönemine göre toplam poliçe sayısında yüzde 21, teminat tutarında ise yüzde 20 oranında büyümeye işaret ettiğini vurgulayan Babacan, 2006 yılından bu yana sistemden sigortalı çiftçilere kümülatif olarak 714 milyon lira tazminat ödemesi yapıldığını söyledi.
 
Yurt dışına 3 milyar dolar sermaye ihracı gerçekleştirildi
[PAGE]
Yurt dışına 3 milyar dolar sermaye ihracı gerçekleştirildi
 
Hazine Müsteşarlığı'nın, yurt dışına yapılan yatırımları uluslararası kabul görmüş yöntemlere göre izlediğini ve kamuoyuna duyurduğunu belirten Babacan, 2012 yılı Ocak-Ekim döneminde yurt dışına 3 milyar dolar sermaye ihracı gerçekleştirildiğini, Ekim 2012 itibarıyla Türkiye'de yerleşik kişiler tarafından yurt dışında kurulan şirketlerin sayısının 4 bin 339'a ulaştığını bildirdi. Babacan, 2012 Ağustos ayı itibarıyla yurt dışı doğrudan yatırımların stok değerinin de 29,2 milyar doları bulduğunu belirtti.
Türkiye genelinde, döviz bürosu olarak bilinen 749 yetkili müessese ve 59 şubenin faaliyet gösterdiğini anlatan Babacan, geçen yıl yetkili müesseselerin 115,2 milyar dolar tutarında işlem gerçekleştirdiğini kaydetti. Babacan, bu yıl yetkili müesseselerle ilgili tebliğde değişiklik yapılarak, bu şirketlerin daha etkin ve verimli çalışmalarını sağlamak üzere sermaye yapılarının güçlendirildiğini, faaliyet kapsamlarının genişletildiğini söyledi.
 
90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyet gösteren 22 ikrazatçının 2011 yılında 271 milyon lira tutarında 26 bin 426 adet işlem gerçekleştirdiğini belirten Babacan, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile ikrazatçıların, kanun kapsamında sayılan faaliyetlerden birini yürütmek amacıyla 6 aylık bir süre içerisinde BDDK'ya başvurabileceğini, aksi takdirde faaliyet izinlerinin sona ereceğini ifade etti.
Babacan, Bireysel Katılım Sermayesi Sistemine ilişkin yönetmelik taslağının kamuoyunun görüş ve önerilerine açıldığını, çalışmaların kısa süre içerisinde sonuçlandırılacağı, uygulama dönemi içerisinde ülkedeki aktif bireysel katılım yatırımcısı sayısının ve yatırım tutarının önemli ölçüde artırılmasının hedeflendiğini kaydetti.
 
Bu konularda ilginizi çekebilir