Bakan'dan yükselen ekonomilere Türkiye örneği

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tüm önlemlere rağmen küresel ekonomik durumun endişe vermeyi sürdürdüğünü belirterek, bunun yükselen piyasaları kırılgan hale getirdiğini ancak Türkiye'nin uyguladığı modelin diğer yükselen ülkeler tarafından da göz önüne alınması gerektiğini bildirdi. 

Maliye Bakanı Şimşek, Project Syndicate'e yazdığı makalede, küresel ekonomi karşısında Türk ekonomisinin durumunu özetledi. 

Şimşek, ABD yatırım bankası Lehman Brothers'ın çöküşüyle tetiklenen durgunluk ve finansal krizin yan etkilerinin, patlak verişinden beş yıl sonra sürdüğünü, birçok gelişmiş ekonomide reel GSYH'nın kriz öncesi düzeyinden düşük kalmaya devam ettiğini, işsizlik oranları ve bütçe açıklarının yükseldiğini ve kamu borcu/GSYH oranının rekor seviyelerde bulunduğunu belirtti. Maliye Bakanı Şimşek, "Makro ihtiyati politikalar güçlü ekonomik politikalarının bir yedeği değil, yine de finansal piyasalardaki bozulma ve büyük varlık kabarcıklarını önlemek ve böylece hem piyasalara hem de reel ekonomiye yönelik karşı şokların riskini azaltmak temeldir" dedi. 

Bakan Şimşek küresel krizin patlak verişiyle birlikte, büyük gelişmiş ekonomilerin yükselen piyasa ekonomilerine yoğun sermaye akışlarına neden olan, düşük borçlanma maliyetli, krediye artan erişimi sağlayan alışılmamış para politikalarını devreye aldıklarını belirterek birçok ülkenin bundan etkilendiğini bildirdi. Şimşek, "Henüz tüm önlemlere rağmen durum endişe verici olmayı sürdürüyor" dedi. Maliye Bakanı Şimşek yükselen piyasa ülkelerinde kamu bilançolarının, düşük açık ve büyük döviz rezervleriyle birlikte var olan borç yapısıyla her zamankinden güçlü haldeyken hane halkı ve şirket borçluluğunun yükseldiğini belirterek, "Bu sermaye piyasalarında keskin bir dönüşe karşı birçok yükselen piyasada kırılganlığı artırdı" dedi. Şimşek şöyle devam etti: 
"Bu özellikle Türkiye gibi büyük cari işlem açıklarını yönetmiş yükselen ülkeler için bir gerçek. Türkiye'nin dış açığının GSYH'sının yüzde 6'sına denk gelmesiyle birlikte yetkililer, döviz kuru çalkantılarını çok kısa sürede azaltmaya yönelik iç tasarrufları artırıcı politikalarla reel sektörün uluslararası rekabetini uzun vadede teşvik edecek önlemleri birleştiren bir makro-ihtiyati çerçeveyi kabul etti. Bu diğer yükselen ekonomilerinin de göz önünde bulundurmaları gereken bir modeldir" dedi.