Bakanlık yeni taslak hazırlıyor, özel sektörün haberi yok / Maden Yasası'na Kaz Dağı ayarı
Bakanlık yeni taslak hazırlıyor, özel sektörün haberi yok / Maden Yasası'na Kaz Dağı ayarı
ANKARA - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, uzun süredir üzerinde çalıştığı Maden Kanunu'nu yeniden ele alarak çevreye duyarlı hale getirmek için düğmeye bastı. Bakan Hilmi Güler'in talimatı üzerine Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı Maden Kanun Taslağı üzerinde çalışmalara başladı. Sektör ile görüşülmeden gerçekleştirildiği ileri sürülen taslak ile maden sahalarında arama ve işletme faaliyetlerinde bulunan firmaların oluşturdukları hasarları gidermek için 'rehabilitasyon' çalışmalarına sıkı tedbir getirilmesi amaçlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin oksijen deposu olarak bilinen Kaz Dağları'nda arama faaliyetlerine göz yumması nedeni ile çevrecilerin hedef tahtası haline gelen bakanlık, çevre öncelikli bir mevzuat oluşturmak için kolları sıvadı. Çevreci örgütlerin tepkileri nedeni ile sürekli sekteye uğrayan maden çalışmalarının hızlandırılması için oluşturulan yeni yasal düzenleme ile turizm bölgeleri, şehre yakın bölgeler ve öngörünüm alanı gibi imarlı bölgelerde kamu kurumlarından istenen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu gibi belgeler ruhsat aşamasında istenecek. Yeni yasada öngörünüm adı altında bir ibareye de yer verilmesi amaçlanıyor. Öngörünüm alanı ile yerleşim alanlarının görünümü etkileyecek şekilde maden arama faaliyetlerini düzenlenmesi amaçlanıyor. Fon formülü tartışma yarattı Maden arama çalışmaları sonucu doğanın tahrip olması nedeni ile bakanlık, mevcut Maden Kanunu'ndaki rehabilitasyon şartına yönelik daha sıkı tedbirler getirmeyi planlıyor. Rehabilitasyonla ilgili olarak firmalar kaynak sorununu dile getirirken, rehabilitasyon için fon oluşturulması önerisinin tartışma yarattığı öğrenildi. Fon önerisine özellikle bakanlık yetkilileri ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü bürokratları sıcak bakmazken, taslağa ilişkin son görüşmelerde rehabilitasyonun madencilik faaliyetini gerçekleştiren firma tarafından yapılmasına sıcak bakıldığı kaydedildi. Kaz Dağları ayarı Henüz taslak aşamasında olan ve bürokratlar tarafından tartışılan kanun taslağıyla, özellikle Balıkesir Kaz Dağları'nda yürütülen maden arama faaliyetlerine bir çözüm getirilmesinin hedeflendiği belirtildi. Taslakla Karayolları'ndan, Çevre ve Orman Genel Müdürlüğü'nden ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarından alınan belgelerin ruhsat verilmeden önce alınması sağlanacak. Mevcut kanunda ilgili ruhsat verildikten sonra işletme izni için kamu kurumlarından belge isteniyor. Yetkililer, söz konusu kamu kurumlarından istenen belgelerin ruhsat alımından önceye çekilmesinin tartışmalara da engel olacağını dile getiriyor. Kaz Dağları milli park statüsünde olmadığı için mevcut Maden Kanunu'na göre 'maden arama' yapılan sondaj ve kazılarda Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu hazırlanması istenmiyor. ÇED, ancak madene işletme ruhsatı verileceği zaman gündeme geliyor. Ancak, yeni düzenleme ile maden arama ruhsatı almadan önce ÇED raporu alınması hükmü getirilmesi planlanıyor. Taslaktan özel sektör habersiz Madencilik sektörünün duayen isimlerinden Türkiye Madenciler Derneği Başkanı İsmet Kasapoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Maden Kanunu Taslağı'na ilişkin kendilerinden görüş alınmadığı belirtilirken, mevcut kanunun sektör açısında yeterli olduğunun altını çizdi. Taslak hakkında kendilerinden görüş alınmamasının 'üzüntü' verici olduğunu dile getiren kasapoğlu, "Ben AB Madenciler Birliği üyesiyim. Bu nedende Avrupa'daki madenciliği yakından bilirim. Mevcut kanunda eksiklik yok. Avrupa'da insanlar madenciliğin önünü açmış. Biga Yarımadası'ndaki işlemlerin yasal bir yönü yok. Madencilik faaliyeti için insanlar birçok taahhüdün altına giriyor. Böyle yaparak madenciliğin önü açılamaz." Ruhsat öncesi ÇED madenciliği tıkar Maden Yüksek Mühendisi Necati Yıldız, arama ruhsatı verilmeden önce ÇED raporu gibi belgelerin istenmesinin madencilik sektörünün önünü daha çok tıkayacağını dile getirdi. Yıldız, "Şu andaki Maden Kanunu Ceza Yasası haline dönüştü. Çok fazla ceza yükü var. Kanun uygulayıcıları sektöre bu kafa ile yaklaştığı sürece sektörün önünü açılması mümkün değil. Yasa değiştirmekten çok uygulayıcıların bakış açısı önemli. Şu andaki bakış açısı ile çözüm olmaz" diye konuştu. Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne yapılan ruhsat müracaat sayısı 2008 yılının ilk 6 aylık döneminde 5 bin 651 adet olurken, düzenlenen arama ruhsatı sayısı yine aynı dönemde 3 bin 21 olarak gerçekleşti. Türkiye'de son 10 yıl içinde ruhsat müracaatı ve düzenlenen arama ruhsatı sayısının en fazla olduğu 2006 yılında ruhsat müracaat sayısı 18 bin 200, düzenlenen arama ruhsatı sayısı da 12 bin 215 oldu. 2008 yılı maden ruhsat müracaat durumu Düzenlenen Ruhsat arama müracaat ruhsatı Yıllar sayısı sayısı 1998 5940 3357 1999 3975 2170 2000 5864 2362 2001 4675 3830 2002 6426 5356 2003 6856 5250 2004 3984 4385 2005 15159 9832 2006 18208 12215 2007 17669 11239 2008* 5651 3021 (*) 2008'in ilk 6 aylık dönemi 2008 yılı maden ihracatı miktarı Maden ihracat ihracat türü tutarı payı Mermer 399,23 41 Krom 127,98 13 Bakır 105,55 11 Feldspat 57,89 6 Tabii borat ve kons. 52,84 5 Diğer metalik cevherler 34,53 4 Ferrokrom 29,15 3 Alçı taşı 21,97 2 Diğer endüstri hammaddesi 19,5 2 Manyezit 17,7 2 HES potansiyelinin yüzde 37'si kullanılıyor Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, yılbaşı itibariyle işletmeye açılan 150 hidroelektrik santralın (HES) toplam kurulu gücünün 13 bin 395 megavat olduğunu belirterek, "Bu, toplam hidroelektrik potansiyelinin yüzde 37'sidir. Geriye kalan yüzde 63'lük potansiyelin en kısa zamanda harekete geçirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, enerji üretiminde özel teşebbüsün rolünü artırmaya çalışıyoruz" dedi. 26 Haziran 2003'te yürürlüğe giren Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği ile hidroelektrik projelerinde özel sektör yatırım hamlesi başlattıklarını belirten Eroğlu, "Günümüz itibariyle özel sektör müracaatlarının 19 bin megavata, yani Atatürk Barajı'nın kurulu gücünün takriben 8 katına ulaşmış durumdadır" dedi. Eroğlu, toplam bin 432 HES projesi için özel sektörün yatırım tutarının yaklaşık 25 milyar dolar olacağını ifade etti.