Bankacılık sisteminde düzenlemelere ihtiyaç var

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, "Çözüm süreci, gelecek ve refah için prangaların sökülüp atılması demektir" dedi.
MÜSİAD'ın Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 22. Olağan Genel Kurulunda konuşan Olpak, çözüm sürecine desteklerinin tam olduğunu belirterek, "Son 10 yılda hayata geçirilen önemli reformların arasında özel bir yeri olan çözüm sürecini, medeniyetimizin bize yüklediği tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çözüm süreci Türkiye'nin ekonomik gelişimini hızlandıracak bir gelişmedir. Çözüm süreci, gelecek ve refah için prangaların sökülüp atılması demektir" diye konuştu.
İşadamlarının yatırım yapmak, işletmesini geliştirmek isteyeceğini söyleyen Olpak, "Bunun için de huzur ve sükunetin hakim olduğu, adaletin vaktinde uygulandığı, pozitif istikrarın sağlandığı bir ortam gereklidir" değerlendirmesini yaptı.

Bankacılık sisteminde düzenlemelere ihtiyaç var
Olpak, ekonomi politikalarına yönelik görüş ve önerilerini de paylaşarak, "Bankacılık sisteminde düzenlemelere ihtiyaç vardır. Özellikle devlet bankalarının, ticaret bankacılığından çok yatırım bankacılığına yönlendirilmesi önemli bir değişim olacaktır. Bireysel emeklilik sistemine getirilen devlet destekleri, risk sermayesi, melek yatırımcı ve girişim sermayesinin, ülkemizde yaygınlaşması için getirilen teşvikleri yerinde buluyor ve iş dünyası olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Savaştan sonra çıkan kahramanlara da buradan selam olsun
Önümüzdeki ay Türkiye'nin Uluslararası Para Fonuna (IMF) borcunu kapatmış olacağını belirten Olpak, şunları söyledi:
"IMF'ye açacağımız 5 milyar dolar kredinin sevincini yaşıyoruz ama hatırlayın, küresel krizin dalgaları sahilimize vurduğunda, hükumetimiz, birçok kurumu davet ederek görüşlerimizi sormuştu. O netameli dönemde, 'IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapılmasına ihtiyaç yoktur ve tam aksine yapılmamalıdır' diyen tek bir kurum vardı, o da MÜSİAD'dı. Bugün IMF ile geldiğimiz noktada, o gün stand-by savunuculuğu yapan, bugün ise bu sevinci yaşamada neredeyse bize fırsat bırakmayan 'savaştan sonra çıkan kahramanlara' da buradan selam olsun."

"Tarımsal ihracatımızı 19 milyar dolar seviyesine çıkardık"
Türkiye'nin kapsamlı bir dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayan Olpak, nüfus planlaması ve doğum kontrolü, tarımın önemsiz olduğu, üretim döneminin bittiği ve şimdi hizmet sektöründe olmanın zamanı gibi "süslü masallarla" büyütüldüklerini anlatan Olpak, sözlerine şöyle devam etti:
"Bize nüfus planlaması salık verilirken, Batı neredeyse işletmelerini devredecek kuşakları kalmayacağını biliyordu. Sayın Başbakanımız'a teşekkür ediyorum. Kendileri, nikahlardan sonra çocuk konusunu gündeme alınca, bazıları bunu nikah esprisi zannetti veya öyle olmasını arzu etti.
Aynı şekilde, batı ekonomileri gelişmekte olan ülkelere, 'köylü nüfusunu azaltın, kentli nüfusunu arttırın' derken kendileri endüstriyel tarım yatırımlarına ve tarımda verimlilik çalışmalarına hız vermişlerdi. Bugün, endüstriyel tarım ürünlerini, çok daha pahalıya dünyaya satar durumdalar. Tarımda verimliliği arttırdığımız son dönemde, 2000 yılında 4 milyar dolar olan tarımsal ihracatımızı 19 milyar dolar seviyesine çıkardık."

Yerli otomobil ve sivil uçak
Almanya'nın krize rağmen büyümesini hizmet sektörü kadar yüksek katma değerli üretimle sağladığını belirten Olpak, "Büyük hedeflere yürüyen ülkemizin geleceği için 'Yerli Otomobil' ve 'Raylı Sistemler' konusunda tavrını ortaya koyan MÜSİAD'ın, geçen cumartesi günü Eskişehir'de, 'Yerli Sivil Uçak' konusuyla ilgili bir çalışmaya öncülük ettiğini de hatırlatmak isterim" ifadelerini kullandı.
Türkiye ekonomisinin dinamiklerini de değerlendiren Olpak, "Orta vadede, 10 yıllık bir planlamayla direksiyon kullanıyoruz" dedi.
Bugün, ihracattaki yerinin yüzde 5'ler seviyesinde olan ileri teknoloji ürünlerinin katkısının yüzde 25'lere çıkarılması gerektiğini vurgulayan Olpak, büyümenin dinamiklerinin de hassas bir dengede tutulması gereğine işaret etti.
Olpak, "2012 yılının büyümesinin büyük bölümü ihracattan ve üretimden geldi. İç pazarda ise bir daralma yaşandı. Elbette iç pazarın gereğinden fazla köpürtülmesini, ekonomistlerin tabiriyle 'ölü çok, ama kan yok' denecek gizli bir hane halkı borçlanmasının yaşanmasını arzu etmiyoruz. 2013 yılında arzu edilen ve hak edilen büyümeye ulaşabilmek için yapılması gereken, iç pazar ve ihracat bileşenleri dengeli, piyasalarda var olan pozitif beklentiyi, devam ettirmek olmalıdır" şeklinde konuştu.

Değerlerimize uygun olarak geliştirebileceğimiz finansman modellerine hız vermeliyiz
Küresel krizde, borç verenle borçlu arasındaki ilişkiyi koparan kaldıraç sisteminin kötü veya art niyetli denetim ve gözetimle bir araya geldiğinde nasıl bir yıkıma sebep olduğunun görüldüğünü anlatan Olpak, "Mevcut sistemin zafiyet ve sonuçları ortadayken değerlerimize uygun olarak geliştirebileceğimiz finansman modellerine hız vermemiz gerektiğine inanıyoruz" önerisini dile getirdi.

Piyasada çekin itibarsızlaştırılmasının önüne geçilmesi için ciddi bir beklenti var
Uluslararası etkinliğe paralel olarak, bölgede Türk Lirası ile ihracatın artması için yapılan çalışmaların son derece önemli olduğuna dikkati çeken Olpak, "Bir taraftan bunu geliştirirken diğer taraftan yurt içinde yaygın bir şekilde dövizle alışveriş yapıldığını da dikkatlerinize sunuyorum. Bir yılı aşkın bir süredir uygulanan Çek Kanunu düzenlemesiyle ilgili, her ne kadar çek sicili düzenlemesi gecikmeli olarak devreye alınsa da piyasada çekin itibarsızlaştırılmasının önüne geçilmesi için ciddi bir beklenti olduğunu da belirtmek isterim. Buradaki çaresizlik, piyasayı tekrar senetli ödeme günlerine doğru götürmektedir" uyarısında bulundu.

MÜSİAD Genel Kurulu artık iki yılda bir yapılacak
Olpak, her yıl yaptıkları genel kurulların bundan sonra iki yılda bir yapılacağını belirtti.
İşletmelerin finansmana erişimini her ortamda dile getirdiklerini söyleyen Olpak, reel sektörün yeterli ölçeğe ulaşamamasında sermaye yetersizliğinin önemli sebeplerden biri olduğunu söyledi.
Küçük ve orta ölçekli şirketlerin büyük projelerde daha fazla yer alması gerektiğinin altını çizen Olpak, "Bankacılık sisteminin neredeyse sadece teminat esaslı çalışması, büyük projeler dışında proje finansmanını hemen hemen görmezlikten gelmesi, reel sektörün temel sorunlarından biridir ve önceliklerimiz arasında olmalıdır. İşletmelerimizin eşit rekabet ortamında, büyük projelerde daha fazla yer alabilmesi bu yolla mümkün olabilecektir" değerlendirmesini yaptı.

MÜSİAD dünyanın önemli merkezlerinde temsilikler açıyor
MÜSAİD'ın hızla büyüdüğünü, teşkilatını güçlendirdiğini, yurt içinde 64, yurt dışında ise 57 ülkede 139 noktaya ulaştıklarını anlatan Olpak, dünyanın önemli merkezlerinde temsilikler açtıklarını kaydetti.
Olpak, konuşmasını Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün annesinin vefatı dolayısıyla Bakan Ergün'e, yakınları ve sevenlerine baş sağlığı dileyerek tamamladı.
Genel Kurula Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ve Türkiye iş dünyasının önde gelen birçok ismi de katıldı.