Başbakan'ın 'garabet' benzetmesine özel dershanelerden cevap geldi / Sınav oldukça fırsat eşitliği için dershaneler de olacak

Başbakan'ın 'garabet' benzetmesine özel dershanelerden cevap geldi / Sınav oldukça fırsat eşitliği için dershaneler de olacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türk eğitim sistemi içerisinden yıllardır tartışma konusu olan özel dershanelerle ilgili tartışmalar bitmiyor. Son olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite hazırlık kurslarına gitmeyi 'garabet' olarak nitelendirmesi ve özel dershanelerin kaldırılması gerektiği yönünde mesaj vermesi tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Köprülü, garabeti sistemin kendisinde aramak gerektiğini vurgularken, sorunun dershanelerin varlığından kaynaklanmadığını söyledi. Köprülü'ye göre asıl bariyer eğitim sistemindeki sorunu çözecek siyasi iradenin bugüne kadar ortaya çıkamamış olması. İzmir Açılım Dershaneleri kurucusu Sezai Özel, sınavlar devam ettiği sürece dershanelerin var olacağını, fırsat eşitliği için özel dershanelerin desteklenmesi gerektiğini ilerdi sürdü. Özel dershanelerin sistemin bir parçası olduğunu dile getiren Antalya Ekol Dershaneleri kurucusu K. Hakan Çortancıoğlu ise dershanelerin Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlar olduğunu hatırlattı. Kavram Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Durmuş da, asıl düzenlemenin öğrencilerin mesleki eğitimiyle ilgili alanda yapılması gerektiğine işaret etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite hazırlık dershaneleriyle ilgili söylemleriyle ilgili bir basın açıklaması yapan Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Köprülü, "Esas bariyer yıllardan beri eğitim sistemimizdeki bu sorunlara yol açan nedenleri ortadan kaldıracak siyasi kararlılığın gösterilmemesidir. Garabeti sistemin kendisinde aramak gerekir" dedi. Türkiye'de gerek ilköğretimden ortaöğretime, gerek ortaöğretimden yükseköğretime geçişte bir arz-talep dengesizliği bulunduğunu belirten Köprülü, bu dengesizliğin talep edenler arasında bir seçme yapmayı zorunlu kıldığını söyledi. Bu zorunluluğun da mevcut sınav sistemlerini ortaya çıkardığını dile getiren Köprülü, "Milli eğitim sistemimizde 1965'ten bu yana yasal statüsü içinde varlıklarını sürdüren özel dershaneler, sistemin sonuçları olan sınav sistemleri içinde kuruluş amaçlarında belirtilen hizmetlerini sürdürerek varlıklarını daha da geliştirmişlerdir" dedi. Siyasetin aracı olmayacağız Sorunun özel dershanelerin varlığı ya da sınavlar olmadığını belirten Köprülü, "Çünkü tüm okullarımızda özel dershanelerde verilen eğitim öğretimi aratmayacak kapsamlı, nitelikli ve sınavlarda başarıyı yakalayabilecek bir eğitim yapıldığını ve de dershanelerin olmadığını varsaydığımızda bile sorun ortadan kalkmayacaktır. Bu kez yine özelliği olan okullara/bölümlere girmek isteyenlerin talepleri devam edecek ve bunun için ekonomik durumu uygun olanlar bir adım önde olabilmek için yüksek ücretlerle özel derslere, özel öğretmenlere yöneleceklerdir" ifadelerine yer verdi. Eğitim politikalarına yön verenlerin bunu bildiğini kaydeden Köprülü, şöyle devam etti: "ÖZ-DE-BİR ve özel dershaneler, eğitim adına yapılan ve yapılacak olan hiçbir iyileştirmenin ve atılacak olumlu adımların karşısında olmamıştır ve olmayacaktır. Sayın Başbakan'ımız bir bariyerden söz ediyorsa bunun ima edildiği gibi özel dershaneler olmayacağı bilinmelidir. Özel dershaneler siyasetin aracı olmaktan ve günah keçisi sayılmaktan üzüntü duyuyorlar." 'Okulların alternatifi değiliz' Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği'nden (TÖDER) alınan açıklamada, her yıl sınavlardan sonra 'dershaneler kapatılmalı mı?' tartışmasının gündeme geldiğine dikkat çekilerek, günah keçisi ilan edilen dershanelerin sistemin bir parçasını oluşturduğu ve önemli bir ihtiyaca cevap verdiği vurgulandı. Açıklamada, "Dershaneler, sistemdeki bütün çarpıklıkların sorumlusuymuş gibi gösteriliyor. Eğitimde fırsat ve imkan eşitliğinin sağlanmasında katkısı olan dershaneler, bu sorunların nedeni değil sonucu. Türkiye'nin dört bir yanında hizmet veren, öğretim kalitesini yükselten dershaneler, eğitime pozitif katkılar sağlamaktadır" denildi. Okullarda eğitim alan öğrencilerin, sınavlarda bambaşka bir durumla karşılaştığı ve aldıkları eğitimle uyumlu olmayan, merkezi sınav sistemiyle karşı karşıya kaldıkları söylenen açıklamada, "Farklılıklar da öğrencileri olumsuz etkiliyor. Bu noktada dershanelerin işlevi önem kazanıyor. Bu anlamda dershaneler belirli bir gereksinmenin sonucu olarak eğitim hayatımızdaki yerini koruyor. Okullar, eğitime temel oluşturmak için vazgeçilmezdir. Ama dershanelerin misyonu okulların hedefine ulaşabilmesinde olumlu katkılar yapacak eğitim vermek ve beceriler kazandırmaktır" ifadelerine yer verildi. Türkiye'deki eğitim koşullarında dershanelerden vazgeçmenin imkansız olduğuna işaret edilerek, dershanelerin okulların alternatifi değil paydaşı ve destekleyicisi olduğu vurgulandı. Dersanelere destek olmak gerekir Eğitimin bir parçası haline gelen dershaneleri görmezlikten gelmek ve her sınav sonrasında suçlu ilan etmenin gençlerin sorunun çözmeyeceğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: "Dünyanın birçok ülkesinde dershaneler var. Sanıldığı gibi dershaneler sadece üst öğretim kurumlarının sınavlarına öğrenci hazırlamaz. Dershaneler; öğrenciye ve öğretmene destek olan projeler üretir. Bunun yanında çok etkin ve başarılı bir rehberlik hizmeti sunar, okullarla işbirliği yaparak eğitimin daha kaliteli ve çok yönlü gelişmesine katkılar sağlar." Talep kadar okul olsa bile dershanelerin varlığını yine sürdüreceği dile getirilen açıklamada, "Çünkü okulların ve yükseköğretim kurumlarının kalitesi ve çekim güçleri farklı. Her insan daha iyiye ulaşmak için çaba harcar. Bu çaba da dershanelerin varlığını sürdürmesine imkan sağlayacaktır. Dershaneler aynı zamanda binlerce öğretmene ve çalışana istihdam sağlayan, devlete önemli miktarda vergilerle destek olan eğitim kurumları. Dershaneleri sistemin dışında görmenin ötesinde, dershanelerin nasıl daha verimli çalışacağı konusunda projeler, stratejiler üreterek, bu kurumlara destek olmak daha doğru bir yoldur" denildi. Üniversite hazırlık dershanelerinin kapatılması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını söyleyen Kavram Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Durmuş, "Çünkü hazırlık kursları yardımcı kurumlardır, isteyen yararlanır. Daha çok öğrenmek isteyen bir öğrencinin bir kurumdan mı yoksa devletin denetim ve gözetimi dışında bir kişi veya bürodan mı ders alması daha iyi" dedi. Asıl düzenlemenin öğrencilerin mesleki eğitime yönlendirilmesi şeklinde yapılması ve mesleki eğitimin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Durmuş, şunları söyledi: "Böylece ille de akademik kariyer yapmak isteyen kişiler dışındaki büyük çoğunluk mesleki yüksek öğretime alınarak iyi yetişmiş ara elaman ve meslek adamı olarak yetiştirilir böylece birikim azaltılır. Diğer taraftan mezun olanlara da iş yaratmak, istihdam etmek gerekir ve hatta mesleki bilgi ve becerilerle donatılmış bu kişilerin iş kurabilmeleri için desteklemek ve teşvik etmek gerekir. Yoksa sorun üniversiteye hazırlık yapan dershaneleri kapatmayla çözülecekse hemen kapatalım. 250 bin kişi daha işsiz kalsın." Sınavsız bir sistem gelecekse razıyız Özel dershanelerin eğitim hizmeti vermek için var olduğunu söyleyen İzmir Açılım Dershaneleri kurucusu Sezai Özel, "Sorun dershanelerin varlığında değil, sınavın varlığında. Sınav söz konusu ise biz de çocuklarımıza hizmet vermek için varız. Öbür türlü kayıtdışı yöntemlerle bu iş çözülmeye çalışılacak, fırsat eşitliği ortadan kalkacaktır" dedi. Sınavsız bir eğitim sistemi getirilecekse buna dünden hazır olduklarını söyleyen Özel, şöyle devam etti: "Dershaneler müfredatta var olan yapıya uygun olarak çalışıyor. Okullardaki müfredatla uyuşmuyor diye bir şey söz konusu olamaz çünkü sınav müfredata göre yapılıyor." Dershanelerin 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu'na göre kurulmuş Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlar olduğunu vurgulayan Özel, "Her öğretmen atamamızın altında Milli Eğitim Bakanlığı'nın imzası var. Bizi günah keçisi olarak görmelerini anlamıyoruz. Siyasi malzeme haline getirilmemizi ise hiç anlamıyoruz. Biz eğitim sisteminin tamamlayıcı unsuru, devletin kurumlarıyız" dedi. Türkiye genelindeki dershanelerde 60 bine yakın öğretmen, 40 bine yakın da personel istihdam edildiğini belirten Özel, sözlerini şöyle tamamladı: "Ne yapacağımızı biz de şaşırmış durumdayız. Her gelen iktidar, dershaneleri sorumlu gösteriyor. Artık önümüzü görmek istiyoruz. Sınavlar kaldırılmadığı sürece fırsat eşitliğini sağlayacak şekilde dershaneler varlığını sürdürmeli ve de desteklenmeli." Düzenleme gerekiyor, ama kapatmakla olmaz Özel dershanelerin Türk eğitim sisteminin bir parçası olduğunu ve sistemin içinden doğduğunu söyleyen Antalya Ekol Dershaneleri kurucusu K. Hakan Çortancıoğlu, "Bu kadar öğrenci dershanelere gidiyorsa, eğitim sistemi içinde önemli bir yeri var demektir. Dershaneleri sistemden bağımsız düşünmemek gerekiyor. Sonuçta Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlar" dedi. Son yıllarda dershanecelik sektöründe belirli bir düzensizliğin hakim olduğunu söyleyen Çortancıoğlu, "Sektöre bir düzenleme gerekiyor ama bu kapatmakla olmaz. Şu anda dershane yaşı ilköğretim 6'ncı sınıfa kadar indi. Bu sorunun çözülmesi için önce sınav sisteminin değiştirilmesi gerekir" diye konuştu. Seviye belirleme sınavı (SBS) ile böyle bir düzenleme yapılmaya çalışıldığını dile getiren Çortancıoğlu, "Ama tam tersi oldu. Dershanelere yönelim arttı" dedi. Ayrıca dershanelerin büyük bir istihdam merkezi olduğunu belirten Çortancıoğlu, şunları söyledi: "Yeni mezun olan öğretmenleri alıp istihdam ediyoruz. Böyle bakınca büyük bir iş potansiyeli olan bir sektör. Bunları yok sayıp, burada yapılan işleri görmemezlikten gelmek garip olacak." 3 bin 897 dersane var Türkiye genelinde yaklaşık 3 bin 897 dershane bulunuyor. Bu dershanelerde 60 bine yakın öğretmen ve 40 bine yakın personel istihdam edilirken dershaneye giden öğrenci sayısı 2007 yılı rakamlarıyla 1 milyon 71 bin 827'ye ulaştı. Başbakan Erdoğan ne demişti Başbakan Erdoğan, İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 15 Haziran'da Hilton Oteli'nde düzenlediği toplantıda eğitime katkı sağlayan hayırseverlerle yemekte bir araya geldi. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, şunları kaydetti: "Bugün ÖSS imtihanı yapıldı. Bütün yavrularımıza başarılar diliyorum. Çok açık, net söylüyorum, Milli Eğitim Bakanım'la konuşuyorum, niçin acaba öğrenciler üniversite hazırlık kurslarına giderler? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Anlıyorum da, bu sistem nasıl oluşturulmuş? Bunu kaldırmaya kalktığınız zaman acaba hangi bariyerlerle karşı karşıya kalacaksınız? Okullarımız yok mu, var. Bu okuldan mezun olan yavrularımız mezun olduğu zaman, niçin üniversiteye rahatça giremesin? Ama öyle bir sistem var ki okulda öğrendiği bilgiden imtihan edilmiyor, onun dışında bir bilgiyle imtihana tabi tutuluyor. Bu bilgiyi neresi veriyor? Üniversite hazırlık kursu veriyor. Bakıyorsunuz en güçlü liseden, fen lisesinden, anadolu lisesinden mezun oluyor, o bile hazırlık kursuna gidiyor, bu bir garabet. Bundan ülkemin kurtulması lazım. Milletçe kurtulmamız lazım."