“Başkasının müşterisini çalmayı hedeflemedim…”
Eğitimini finans ve pazarlama alanlarında yapan Jale Demirchi Cinisli, tüm kariyer planını bir markanın kurucusunun hayat hikâyesini okurken değiştirdiğini söylüyor. Aldığı ilhamla kozmetik alanında kendi markasını yaratan Cinisli, başarının çok çalışarak geleceğine inananlardan...
EMRE ALKİN
Eğitimi, vizyonu, başarı hikâyesiyle ilham veren bir kadın Jale Demirchi Cinisli. Aslen Azeri, Moskova’da doğmuş ve Bakü’de büyümüş. Royal Holloway University of London’dan mezun olduktan sonra, Regent’s Business School’da master’ını tamamlamış; iş hayatına başlama planları yaparken, kendini Amerika’da bulmuş. Kim Harvard Üniversitesi’ne kabul edilip de finans eğitimi almak istemez ki... Ardından ise istikâmet; İstanbul. Yaklaşık 6 yıl boyunca Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul şirketlerinde çalışmış, radikal bir kararla bu sektörü bırakmış ve hayalinin peşinden giderek, heyecanını işe çevirmeye karar vermiş. İnşaat sektöründen kozmetik sektörüne hızlı bir geçiş.... Bu ani kararı kazanç getiren bir işe dönüştürmek zaman alıyor takdir edersiniz ki... Jalue kozmetik sektörünün devleriyle yarışıyor, özellikle İngiltere’de genişleyen bir satış ağı var. Paylaşmasak olmazdı.
- Markalaşma süreciniz ve ürününüz nasıl oluştu?
Jalue markası benim için çok önemli bir proje, dolayısıyla ürünümüzün her yönüyle markayı temsil edebilmesi için çok uğraştık ve en sonunda güzel bir şey başardık. Marka tasarımı büyük ölçüde Brezilya’da şekillendi. Ürünüm ise zaten sır değil, bir gelenek. Sır değil, diyorum, çünkü binlerce yıldır Rusya’da özel olarak hazırlanan bir formülün günümüze uyarlanmış hâli. Zaten Jalue’da ideolojimiz, her ürünümüzde farklı bir kültürün yüzde 100 doğal güzellik geleneklerini günümüze taşımak... İlk ürünün lansmanını da geçtiğimiz aylarda Londra’da yaptık ve geri dönüşten son derece memnunuz. Sadece birkaç ayda uluslararası birçok dergi, blog ve televizyon kanalında kendine yer buldu.
- Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?
Sanırım çocukluktan gelen ilgi alanları ya büyüdüğümüz ve yaşadığımız ortama göre şekilleniyor ya da maalesef körelip yok oluyor. Ben oldum olası kozmetikle ve doğal cilt maskeleriyle ilgiliydim. Büyürken annemin kozmetik konusunda aşırı meraklı ve bilgili olması da beni etkilemiş olabilir. Bizim mutfağımız hep bir kimya laboratuvarı gibiydi. Buzlukta bir ev yapımı maske ya da krem mutlaka bulunurdu. İlk ürünümün formülü de zaten annemden geldi. Rusya’da doktor olarak çalıştığı dönemlerde olağanüstü güzel cildi olan yaşlıca bir kadınla tanışmış. “Ice Therapy” olarak ürettiğimiz ürün aslında tamamen o kadının bitki karışımlarından ortaya çıktı. Eğitimini finans ve pazarlama alanlarında yapan Jale Demirchi Cinisli, tüm kariyer planını bir markanın kurucusunun hayat hikâyesini okurken değiştirdiğini söylüyor. Aldığı ilhamla kozmetik alanında kendi markasını yaratan Cinisli, başarının çok çalışarak geleceğine inananlardan...
“Hogörü, özgüven ve eğitim... Şans da lâzım tabii"
- Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu?
Nasıl bir ailede büyüdünüz? Ailem bana nasıl biri olunması gerektiğini öğretti ve bununla bana dünyada sahip olunabilecek en özel şeyleri verdiler: Hoşgörü, özgüven ve eğitim. Benim ailem beni, çok çalışırsam istediğim her şeyi başarabilecek potansiyele sahip olduğuma inandırdı ve bu da bence bir insanın ailesinden alabileceği en büyük destek. Ve eğer böyle bir aileye sahipseniz gerisi size kalmış, biraz şans da lâzım tabii, ama o ayrı bir konu.
- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?
Sektör değiştirmek ve kozmetik alanına dâhil olmak benim için ani bir karar oldu. Çocukluğumdan beri kendi adıma planım, eğitimimi tamamladıktan ve tecrübe kazandıktan sonra babamla beraber çalışmaktı. Zaten gayrimenkul sektörünü de bu sebeple seçmiştim. Ancak planlar ve hayaller bazen çelişebiliyor. Nitekim benim de tüm kariyer planım bir marka kurucusunun hayat hikâyesini okurken değişti. Ve tam da bu aşamada eşim beni kendi markamı yaratma konusunda cesaretlendirdi, sonrasında ise her şey çok hızlı gelişti. Jalue’yu kuralı sadece 2 sene oldu. Tabii ki henüz kat etmemiz gereken çok yol var, ama, hedefime ve şu anda attığım adımlara güveniyorum.
- Sizce işinizde eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin başarıdaki oranı nedir?
Ben azimle çalışmaya inanıyorum. Eğer bir şeyi başarmak istiyorsan çok çalışmalısın. Sorunuza istinaden hepsinin sonradan kazanılabileceğine inanıyorum. Çünkü ben finans ve pazarlama üzerine dünyanın önde gelen üç farklı üniversite diplomasına sahibim ama okuduğumdan bambaşka bir sektörde çalışmayı seçtim. Şirketimi kurduğumda ilk yaptığım iş, organik formülasyon eğitim programına başlamak oldu. Özellikle kozmetikte yaptığımız işin derinliklerini bilmeden iyi bir şeyler yaratmaya çalışmak çok zor çünkü. Dediğim gibi ben başarının çok çalışarak geleceğine inanıyorum. İlişkiler ve tecrübe ise tamamen sonradan kazanılması mümkün şeyler.
- Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?
Bence çok ve doğru çalıştıktan sonra bütün işlerde ekmek var. Bazı sektörler çok zor, kozmetik de bunlardan biri. Herkesin evine giren belirli dünya markaları var ve bu şirketlerle aynı kulvarda yarışmak zor, ama bir niş yaratmak mümkün. İşte tam da bu noktada bizim markamız Jalue hiçbir markanın müşterisini çalmayı hedeflemiyor; doğallığı, gelenekselliği ve kaliteyi seven yepyeni bir kitle yaratmayı amaçlıyor.
- Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?
Ben her zaman “eski”den çok etkilenirim. Filmlerden modaya, tasarımdan yaratıcılığa her yerde özellikle 1920’leri ya da 1950’leri andıran ne varsa ona hayranlık duyarım. Bana ilham veren ve haklarında ne kadar okursam okuyayım çok etkilendiğim isimler Helena Rubinstein ve Maybelline... Her iki isim de zamanlarının çok ilerisinde büyük işlere kalkışmışlar, birkaç kere her şeylerini kaybedip yeniden bir imparatorluk kurmuşlar. Onlardan ilham almamak mümkün değil...
“Sosyal medya doğru kullanılırsa gücü sonsuz..."
- Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?
Yaptığım işin dününü değil ama geleceğini saatlerce konuşabilirim. Çok daha fazla çalışmak, yaratmak ve geliştirmek şart.
Döneme göre hem avantajları hem de dezavantajları var. Artık insanlara güven vermek zorundasınız. Bir ürüne “yüzde 100 doğal” diyorsanız bunun arkasında durabilmeniz lâzım. İnternet sayesinde tüketici bilinçli hâle geldi ve satın aldığı ürünü inceliyor, benzerleriyle mukayese ediyor. Bizim açımızdan ise eğer yarattığın ürün iyi ise dünyanın neresinde olursa olsun fısıltı gazetesi sosyal medya sayesinde kıtaları aşıyor. Zaman zaman sosyal medyanın gücünü akıl sır almıyor.
Ama orada da inanılmaz bir bilinmezlik piyasası var, dolayısıyla gerçek ve gerçek olmayanı ayırt etmek yine tüketiciye düşüyor. Dolayısıyla ben sosyal medya doğru kullanılırsa gücünün sonsuz olabileceğine inananlardanım.
- Başka hangi mesleği tercih ederdiniz ya da ne yapmak isterdiniz?
Eğitim hayatım bir şekilde planlıydı ama, bugün düşününce sanki hukuk okumak ve avukat olmak isterdim. Pratikte mümkün olur muydu bilmem, ama, sürekli “İtiraz ediyorum” diyen ve tüm davaları kazanan bir avukat olmak hoş olabilirdi...
Bu mesleğin ne denli ağır sorumluluk taşıdığını göz ardı etmiyorum kesinlikle.