Bilgiyi ticarileştirmeliyiz
TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödül Töreni'nde konuşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, "Bilgiyi ticarileştirmeliyiz"
ANKARA - Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler arasına girmesi için bilgi üretmesi ve bilgiyi ticarileştirmesi gerektiğini belirterek, "İleri demokrasi standartlarını, yüksek teknolojiyi, yüksek gelir düzeyini yakalamamız gerekiyor. Böylesine kritik bir noktada bilim ve teknolojinin desteğini arkamızda hissetmemiz lazım" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle "2012 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri" sahiplerine verildi.
Törene Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Tek, medya kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler, ödül sahiplerinin aileleri ve diğer davetliler katıldı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, törende yaptığı konuşmaya, ödül alanları kutlayarak ve başarılarının devamını dileyerek başladı. Türkiye'nin son yıllarda her alanda büyük bir ivme yakaladığına işaret eden Ergün, ulaşılan seviye sayesinde 2023 hedeflerinin kolaylıkla ortaya konabildiğini söyledi.
Hedeflere ulaşmak için en çok bilim ve teknolojiye önem verilmesi gerektiğine işaret eden Ergün, "Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen bu ülke aynı zamanda dünyanın en iyi üniversitelerine, en iyi araştırma merkezlerine, en iyi akademisyen ve bilim insanlarına da sahip olmayı hedefliyor demektir. Bilim ve teknoloji alanında atılacak her adım diğer alanların bir kaç adım birden ilerlemesine yol açmaktadır" diye konuştu.
Konuya sadece kalkınma ve teknoloji açısından yaklaşmadıklarını belirten Ergün, bilimsel düşünme metotlarını hayatın her alanına yansıtmak gerektiğini kaydetti. Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir toplumu derinden etkileyen birçok meselenin duygusal bir zeminde, refleksler ve ezberler üzerinden konuşulduğunu ve ne yazık ki böylesine bir tartışma üslubunun bu ülkeye bir fayda sağlamadığını da görüyoruz. Üretilmiş korkular ve onlara dayalı geliştirilen politikalarla problemlerimizi çözmeye çalıştık yıllarca. Bu üretilmiş korkuların bir bilimsel temeli var mı? Korkulara dayalı bu politikalar bilimsel zemine oturuyor mu? Hayır, oturmuyor. Tamamen duygusal zeminde tartışılmış, oluşturulmuş korkular adeta bir batıl inanç ve ona dayalı politikalarla meselelerini çözmeye çalışan bir ülke. Bilimin bunların içinde bir yeri yoksa politikaların da hayatın içinde gerçek bir yeri olmadığını görüyoruz."
"Her açıdan ortak noktadayız"
[PAGE]"Her açıdan ortak noktadayız"
Sorunlara sosyoloji, tarih, psikoloji veya iktisadın penceresinden, bilimin ışığında bakılması durumunda daha doğru çözümler üretilebileceğini ifade eden Ergün, sosyal ve siyasi alanlarda olduğu gibi ekonomik kalkınmayı sağlanmanın anahtarının da bilim ve teknolojiden geçtiğini vurguladı. Ülkeler arasındaki güç dengelerinin belirleyici unsurunun bilgi olduğunu dile getiren Ergün, şunları söyledi:
"Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için gelişmiş ülkeler arasına girmenin yolu bilgi üretmekten, bunun arkasından da bilgiyi ticarileştirmekten geçmektedir. Türkiye'nin bilim ve teknolojiyi takip eden değil bilgiyi üreten, ürettiği bilgiyi teknolojiye dönüştüren bir ülke olması gerekiyor. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapmayı, Ar-Ge yoğunluğumuzu yüzde 3 seviyesine çıkarmayı, üretim içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payını en az yüzde 20'ler seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.
Bugünkü bulunduğumuz nokta her açıdan tam bir orta noktadır. 10 yıl boyunca ülkemizi düşük gelir seviyesinden orta gelir seviyesine, düşük teknolojiler seviyesinden orta teknolojiler seviyesine, düşük demokrasi standartlarından orta demokrasi standartlarına ulaştırdık. Ama bugün çok büyük bir sıçrama yapmamız gerekiyor. Demokraside ileri demokrasi standartlarını, teknolojide yüksek teknolojiyi, gelir düzeyinde ise yüksek gelir düzeyini yakalamamız gerekiyor. Böylesine kritik bir noktada bilim ve teknolojinin desteğini arkamızda hissetmemiz lazım."
Bakanlık olarak, yurt içi ve yurt dışında bilime adanmış hayatların yanında olacaklarını kaydeden Ergün, üniversiteler ve bilim insanlarıyla yakın temas halinde bulunduklarını anlattı.
"İnsanlığın ortak mirasını üretiyorsunuz"
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak da törenin Çankaya Köşkü'nde yapılmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek, Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür etti.
Bilim insanın ve çalışmalarının önemini ve ayrıcalıklarının günlük hayatın içinde gözden kaçabildiğine değinen Altunbaşak, bilim insanının en önemli özelliğinin kimsenin duymadığını, görmediğini ve düşünmediğini ortaya koyması olduğunu söyledi. Altunbaşak, "Var olmayan bir şey, bir bilgi sizlerin sayesinde, sizlerle beraber vücut buluyor, varlık sahnesine çıkıyor. Böylece sınırları zorluyorsunuz. Tüm insanlığa miraslar bırakıyorsunuz. İnsanlığın ortak mirasını üretiyorsunuz" diye konuştu.
Yeni ve farklı şeyler ortaya koyabilmeleri açısından bilim insanlarının "ilk"lerden olduğunu söyleyen Altunbaşak, bir şeyi ilk yapan olmanın heyecan verici olduğunu anlattı.
Türkiye'nin geleceği açısından eğitim, Ar-Ge ve inovasyonun önemine dikkati çeken Altunbaşak, "gelişmekte olan ülke" olarak sınıflandırılan Türkiye'nin dinamik bir gelişme sürecinden geçtiğini ifade etti. Altunbaşak, şöyle konuştu:
"Bizi bugüne taşıyan faktörler, dinamikler bizi yarına taşıma noktasında yetersiz kalabilir. Onları, son senelerde yaşadığımız bu başarıyı imalat ve verimlilik kapasitesindeki artışı arge ve inovasyonla taçlandırırsak, kesinlikle eminim 2023 hedeflerine de sonrasına da ulaşacağız. Bunun için Ar-Ge ve inovasyon şart. Gelişmişlik açısından Türkiye Cumhuriyeti'nin geldiği noktaya gelip de kısa yollarla burayı aşan, Ar-Ge ve inovasyona önem vermeden bu merhaleyi aşıp, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkan bir ülke yok."
"Çoğulcu sosyal bilimler demokratik Türkiye idealine katkı sağlar"
Mühendislik bilimlerinde bilim ödülüne layık görülen Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Z. Özlem Keskin Özkaya da bu alanda ödül alan ikinci kadın akademisyen olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Eğitimini Türkiye'deki üniversitelerde tamamladığını vurgulayan Özkaya, özellikle kanser gibi hastalıkların altında yatan mekanizmaları anlamaya yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Sağlık bilimleri alanında bilim ödülünü kazanan Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Tayfun Özçelik ise genom projelerinin önemine dikkati çekerek, Türkiye'nin binlerce yıllık tarihi, toplum yapısı ve gelişmişlik düzeyiyle genom bilimleri alanında insanlığa büyük hizmetler verebilecek önemli ve kritik bir konumda olduğunu vurguladı. Özçelik, "Kolomb'dan Amerika kıtasını keşfetmesini istemek mümkün olmuyor. Bir sonraki çığır açıcı bilimsel gelişmenin nerede ve nasıl olacağı kolayca öngörülemiyor. Bilim daha önce kimsenin gitmediği ufuklara yelken açılan bir yolculuğa benziyor" sözleriyle bilime bakışını aktardı.
Sosyal bilimler alanında bilim ödülüne layık görülen Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Ziya Öniş de ekonomiyi sosyal bilimlerin parçası olarak gördüğünü ve çalışmalarında sosyal bilimlerin sınırlarını zorlamaya çalıştığını söyledi. Farklı yöntemler ve bilim dallarının bir arada çalışmasının önemine işaret eden Öniş, şunları söyledi:
"Gerçekliğin farklı boyutları olabileceğine inanan akademisyenler başka fikirlere de saygı göstermeyi becerebilmelidirler. Ancak gerçekliğin çok boyutlu olduğuna inanan akademisyenler, kendi kapalı topluluklarından çıkabilir ve çoğulcu toplum idealini pratiğe dönüştürebilirler. Bilim adamlarının dönüştürücü gücüne yürekten inanıyor ve evrensel standartları yakalamış çoğulcu sosyal bilimlerin demokratik Türkiye idealine önemli katkılar yapabileceğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Gül, ödülleri sahiplerine verdi
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmaların ardından ödülleri sahiplerine takdim etti. TÜBİTAK Bilim Ödülü'ne layık görülen Prof. Dr. Özkaya, Prof. Dr. Özçelik ve Prof. Dr. Öniş'in ardından teşvik ödüllerini alan akademisyenler sahneye geldi.
Gül'ün ödülleri vermesinin ardından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak'ın da katılımıyla anı fotoğrafı çektirildi. Ödül töreninin ardından resepsiyona geçildi.