Bir 'kağıt mimarı'nın dünyası
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Nazimî Yaver Yenal’ın arşivinden hazırlanan arşiv sergisine ev sahipliği yapıyor.
Ülkemizde yirminci yüzyıl mimarlığının özgün temsilcilerinden Nazimî Yaver Yenal, 10. yılını kutlayan İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde açılan bir sergiyle anılıyor. Küratörlüğünü Büke Uras’ın üstlendiği “Bir Kağıt Mimarının Hayali Dünyası: Nazimî Yaver Yenal” başlıklı sergiyi, 3 Mart 2018 tarihine kadar görmek mümkün.
“Bir Kağıt Mimarının Hayali Dünyası” sergisi; Cumhuriyet döneminin önemli mimarlarından Nazimî Yaver Yenal’ın öğrencilik yıllarından kariyerinin son dönemlerine kadar geçen süreçteki sanatsal üretimlerini ilk kez izleyiciyle buluşturuyor. Yenal’ın yıllar sonra ortaya çıkan arşivinden derlenen sergiyle birlikte, bir katalog da sanatseverlere sunuluyor. Katalogda Büke Uras’ın sunuş metninin yanı sıra M. Baha Tanman, Prof. Behçet Ünsal ve Prof. Ataman Demir’in yazıları yer alıyor.Büke Uras, gelenek ve modernizm arasında gidip gelen tasarımlardan oluşan sayısız çizime sahip Nazimî Yaver Yenal'ı, hayata geçmeyen projelerinden ötürü “Erken Cumhuriyet dönemi mimarisinin en kayda değer kağıt mimarı” olarak tanımlıyor. Yenal'ın uzun yıllar kendine yalnızca çizimlerden oluşan alternatif bir mimari üretim alanı yarattığının altını çizen Uras, uygulanmamış tasarımların yarattığı umutlar, inşa edilmeme nedenleri ve hayal kırıklıkları ile birlikte güçlü bir hikâye anlattığını vurguluyor. Uras konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunuyor: “İnşa edilmeyen ve kimseyle paylaşılmayan tasarımlar, kamusal bir sanat alanı olan mimarlığı özelleştirir. Hayalgücünün yön verdiği Yenal estetiği, kaçınılmaz şekilde kişisel kodlarla iç içe geçerek tanımlanır. Bu öznellik, Yenal’ın çizimlerinin doğru anlaşılabilmesi için, içerdikleri tasarımlar kadar yaratıcısı üzerinden bir okumayı zorunlu kılar.”
3 Mart'a kadar devam edecek
“Bir Kağıt Mimarının Hayali Dünyası” sergisi, Nazimî Yaver Yenal’ın ölümünden sonra dağılan arşivinden günümüze ulaşan, fotoğraf, çizim ve maketleri mercek altına alıyor. Sergiyi Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde, 3 Mart’a kadar, pazar günleri hariç her gün 10:00-19:00 saatleri arasında gezmek mümkün.