Bir yandan sevinip diğer yandan düşünüyoruz
Sanayi üretiminde kasım ayındaki 2012 yılının en yüksek artışı sevindirici olmakla birlikte, son dört ayda sanayi üretiminde yaşanan inişli çıkışlı seyir, 2013 açısından düşündürücüdür.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, sanayi üretiminde 2012 yılının kasım ayında yaşanan artışı sevindirici bulduğunu belirterek, aynı zamanda son dört ayda sanayi üretiminin, bir ay azalış bir ay artışla gerçekleşen, inişli çıkışlı seyrinin 2013 yılı açısından düşündürücü olduğunu söyledi.
İSO Ocak ayı Meclis toplantısında konuşan Küçük, toplantının aynı zamanda dört yıllık çalışma dönemlerinin son meclis toplantısı olduğunu hatırlatarak, bu sürecin zor bir 4 yıl olduğunu söyledi.
Küçük, dünya ve Türkiye ekonomisinin, bu süreyi, 1929'dan sonra, yüzyılın en ağır krizi olarak tanımlanan küresel krizin gölgesinde geçirdiğine işaret ederek şunları anlattı:
"Son toplantılar, dört yılda, ekonomi ve sanayide yaşananları bir kez daha hatırlamak, yeniden değerlendirmek için bir vesile oluyor. Fakat, önümüzde yeni bir seçim süreci var ve bu çerçevede NACE ve meslek gruplamaları ile ilgili gündem öne geçmiş durumda. Bu nedenle, NACE'ye daha çok yer ayırabilmek adına, ekonomi ve sanayimizdeki gelişmeleri, çok özet geçmeye çalışacağım. Evet, bu dört yıla küresel kriz damgasını vurdu. Kriz, ilk işaretlerini 2007 yılında vermişti. 2008 ve 2009'da ise şiddetini iyice artırdı. Bizde de, kriz en ağır etkisini yüzde 4,8 oranında küçüldüğümüz 2009 yılında gösterdi. 2001 krizinden farklı olarak, küresel krizde hem iç hem de dış pazarda talebin durması, sanayimizi derinden etkiledi. Sanayi üretimi, 2008 ağustosundan 2009 ekimine kadar, 14 ay aralıksız olarak küçüldü."
Zor geçen 2009 yılının ardından 2010 yılının tüm dünya için, nispi bir toparlanma yılı olduğunu dile getiren Küçük, Türkiye'nin, krizden çıkışta, çok dikkati çekici bir başarı ortaya koyduğunu söyledi.
2010'un ilk aylarından itibaren Türkiye'nin sanayi üretiminin kesintisiz artış trendine girdiğini hatırlatan Küçük şunları kaydetti:
"Bu esnada, gelişmiş ülkelerde, faizlerin sıfıra yaklaşması, bizim de aralarında bulunduğumuz ülkelere fon akışını hızlandırdı. Yüksek fon girişi ile likidite arttı, bankalar kaynak bulmakta zorlanmadı, faiz oranladı geriledi, bankaların tekrar kredi verme eğilimine girmesi ile iç talep kısa sürede harekete geçti ve Türkiye 2010 yılını yüzde 9,2 gibi Avrupa ve dünyanın en yüksek büyüme oranlarından biri ile kapattı. 2010'un ardından, 2011'de de ekonomi, aşağı yukarı aynı dinamikler üzerinde ilerledi ve 2011'de de Türkiye yüzde 8,5'lik büyüme oranı ile dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri oldu. Bu iki yılda tüketim ve yatırım harcamaları arttı, işsizlik oranlarında iyileşme sağlandı, enflasyonla mücadele devam etti, bütçe performansı bozulmadı ve bankacılık sistemi küresel krize karşı başarılı bir sınav verdi."
İSO Başkanı Küçük, bu olumlu gelişmelerin yanında, yüksek büyümeye eşlik eden, yüksek cari açığın, her iki yılda da ekonomi için önemli bir kırılganlık unsuru olduğuna işaret ederek, "Cari açığımızın milli gelire oranı 2010'da yüzde 6,4'e, 2011'de ise yüzde 10'a ulaştı. Cari açıktaki hızlı yükseliş, 2011'in ortalarından itibaren ekonomiyi soğutucu önlemlerin tartışılmaya başlanmasına yol açtı" diye konuştu.
"2013 için beklentilerimiz mütevazı seviyelerde"
Cari açığa karşı önlemlerin gündeme geldiğini anımsatan Tanıl Küçük, bu tartışmalar devam ederken, 2011'in ağustos ayından itibaren, en büyük ihracat pazarı Avrupa Birliği başta olmak üzere küresel ekonomide yeniden belirsizliklerin ortaya çıktığını, durgunluk tehdidinin baş gösterdiğini ifade etti.
Türkiye'nin parlak bir büyüme performansı gösterdiği 2010 ve 2011'in ardından, 2012 yılına, içerde, cari açığı düşürme kaygısı ile dışarıda da ekonomide yavaşlama beklentisi ile girildiğini hatırlatan Küçük, 2012 yılındaki sanayi üretimine ilişkin aylık verileri toplantıya katılanlarla paylaştı.
Tanıl Küçük, sanayi üretiminde kasım ayındaki 2012 yılının en yüksek artışının, sevindirici olmakla birlikte, son dört ayda bir ay azalış bir ay artışla gerçekleşen, inişli çıkışlı, istikrarsız seyrin 2013 açısından da düşündürücü olduğunu belirterek, "Aynı şekilde, tüketim ve yatırım harcamalarındaki gelişim çizgisi de 2013 için beklentilerimizi mütevazı seviyelerde tutmamıza yol açmakta" dedi.