‘Bu soruna acil çözüm gerekiyor’

Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, TBMM'ye sunulan düzenlemenin çözümden uzak olduğunu açıkladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA (DÜNYA) - Hak-İş’in kamuda çalışan 5250 taşeron işçiyle yüz yüze görüşerek yaptığı araştırma ilginç sonuçlar ortayla koydu. Kamuda olmasına rağmen bazı işçilerin asgari ücretin altında çalıştırıldığı tespit edildi. Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, TBMM’ye sunulan kanun tasarısının sorunu çözmekten uzak bir metin olduğunu savundu. Hak-İş’in 27 ilde 9 işkolundaki 85 işyerinde çalışan 5.250 taşeron işçisiyle yüz yüze görüşme yöntemiyle yaptığı anketin sonuçlarını Sendika Başkanı Mahmut Arslan dün bir basın toplantısıyla açıkladı. Verilerin yetersiz olduğunu söyleyen Arslan, kamuda çalışan toplam taşeron (alt işveren) işçisinin dahi bilinmediğini anlattı. Arslan, Çalışma Bakanlığı’ndan alınan verilere göre, doğrudan kamu idaresinde çalışan kişi sayısının 661 bin olarak bildirildiğini, belediyelerden sayı alınamadığını ancak kendilerinin saha araştırması sırasında ‘zannettiklerinden daha yüksek taşeronlaşma’ gördüklerini belirterek, “Kesin sayıyı bilmiyoruz ama belediyeler dahil sayıyı 1 milyon 200 bin olarak tahmin ediyoruz” dedi. Taşeron eliyle işçi çalıştırılmasının hem kamu hem de özel sektörde ciddi sorunlar doğurduğunu belirten Arslan, “Sorun ekonomik, sosyal kültürel sonuçlar doğuran bir sorun. Derin yaralar açan, sorun üreten bir sorunla karşı karşıyayız. Acele etmemiz gerekiyor. TBMM’de bu sorunun çözümüne yönelik olarak getirilen kanunun görüşülmesi sırasında itirazlarımızı ileteceğiz. Dileriz ciddi veriler ortaya koyan çalışmamızdan yararlanılır” dedi. 

‘Taşeron işçi, kadroludan pahalı’ 

Mahmut Arslan, kendi tespitlerine göre taşeron eliyle çalıştırılan işçinin kadrolu işçiden daha pahalıya çalıştığını belirtti. Arslan, her bir işçi için işverenin yüzde 20 kâr hedefl ediğini belirterek, bu kâr marjını karşılar biçimde kamuda ihalelerin sonuçlandığını, toplam maliyet üzerine yüzde 18 KDV ödendiğini, taşeronların kıdem tazminatı, fazla mesai ve sosyal hakları ödememesinden kaynaklı yüklerin de davalar sonucu devlete döndüğünü belirtti. Arslan, toplam olarak bakıldığında, taşeron işçinin kadrolu işçiye göre daha pahalıya çalıştırıldığı sonucuna ulaşıldığını vurguladı. Arslan, ihalelerde sıklıkla anlaşmaların da görüldüğünü, şirketlerin birlikte hareket etmesiyle yüksek maliyetlerin doğduğunu anlattı. 

Asgari ücretin altında ücret alan var 

Anketteki en çarpıcı sonuçlardan biri de asgari ücretin altında işçi çalıştırılması oldu. Arslan, ankete katılanlarda yüzde 8.6 oranında asgari ücretin altında ücret alındığı tespitinin yapıldığını söyledi. Mahmut Arslan, işverenin işçinin maaşını ödedikten sonra belirli bir kısmını geri toplayarak düşük ücret verdiğini tespit ettiklerini de kaydetti. 

Bu arada ankete katılanlar arasında yüzde 0.9 oranında okuma yazma bilmeyenlerin bulunduğu da tespit edildi. Taşeron işçilerin 0.9’u okuma yazma bilmiyorken, yüzde 1.5’i okur yazar ama eğitim kurumu mezunu değil seviyesinde bulunuyor. Çalışanların yüzde 33.8’i lise, yüzde 27.1’i ilkokul, yüzde 25.5’i de ortaokul mezunu. Taşeron işçilerinin yüzde 11.27’si üniversite mezunu. Hakİş’in gerçekleştirdiği çalışmada elde edilen bazı sonuçlar şöyle:

•İşçiler, taşeron sisteminin işçi ücretini düşürmek ve yandaşa kaynak aktarmak için yapıldığını düşünüyor: Ankette ilgili soruya yanıt veren işçilerin yüzde 51.2’si ucuz işçilik için taşeronların tercih edildiğini belirtti. Yüzde 22’si ise yandaşlara para/kaynak aktarmak amacıyla taşeronların kullanıldığı görüşünü işaretledi. 
• Belediyeler taşeronluk lideri: Ankete katılanlardan yapılan dağılıma göre taşeron işçilerin yüzde 56.1’i belediyelerde çalışıyor. Yüzde 39.4’ü sağlık sektöründe, yüzde 14.5’i ise diğer kamu kurumlarında bulunuyor. 
•İşçilerin büyük çoğunluğu asgari ücret veya yakın ücret alıyor: İşçilerin yüzde 41.2’sinin geliri 801 ile 1000 TL arasında. 2000 TL ve üzerinde alanların sayısı ise sadece yüzde 0.9 oranında ölçüldü. 
•İşçiler, iş güvencesinden korkuyor: İşçilerin yüzde 81.4’ü iş güvencesi bulunmadığını, yüzde 73.1’i ise ücret güvencesi bulunmadığını belirtiyor. Taşeron işçilerin yüzde 73.6’sı ücret dışında diğer sosyal yardımlar gibi ücret benzeri ödemeleri almıyor. İşçilerin yüzde 67.6’sı ücretlerini düzenli almadığını belirtiyor. 
•İhalelerde niteliksiz işler için taşeronlarla çalışma yapıldığı belirtilse de özellikle sağlıkta ciddi sapmalar yaşanıyor: İşçiler sağlıklı bir iş tanımı olmadan hemen her işte çalıştırılıyor. Mahmut Arslan, özellikle sağlık alanında ameliyathane temizliği, kan alma gibi işlerde işe alındıktan sonra eğitilerek bu bölgelere verilenlere rastladıklarını kaydetti. 
•İşçilerin büyük kısmı için öncelikli sorun; kadro: Anket, taşeron işçilerin kamuda bir şekilde kadro alabilme umudunu taşıdıklarını ortaya koydu. 
• İş barışı sıkıntılı: İşçilerin büyük kısmı yöneticilerin ayrımcılığına maruz kaldıklarını, kadrolu işçilerle bu nedenle iş barışının sıkıntılı olduğunu belirtti. 

'Tasarı, sorunu çözmekten uzak' 

Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, TBMM gündeminde bulunan taşeronlukla ilgili düzenlemenin sorunu çözmekten uzak olduğunu söyledi. Tasarının kendilerine bilgi verilmeden TBMM gündemine getirilmesini eleştiren Arslan, kısa sürede itirazlarını ve önerilerini sunacaklarını açıkladı. Arslan, itirazlarının alt işverenlik niteliğini değiştirmeden, başka maddelerle içeriğinin boşaltılması unsurunda yoğunlaştığını belirtti. Arslan, yardımcı işlerin neler olduğunun belirlenmesinin Bakanlar Kurulu tarafından yapılması, muvazaa (kanunun çizdiği çerçeve dışında taşeron çalıştırma) tespitinin iş müfettişinden mahkemeye alınması, muvazaa tespitinde geçmiş 5 yıllık hakların ödenmesinin kaldırılması ve geleceğe yönelik işçinin işini kaybetmesiyle sonuçlanacak, taşeron sözleşmesinin feshedilmesi uygulamalarına karşı çıktıklarını kaydetti.

Hak-İş'ten Türk-İş'e Soma eleştirisi 

Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, Soma faciasının sendikacılık tarafından sorgulanması gerektiğini belirtti. Arslan, Soma Holding’e ait işyerinde sendikanın bulunduğunu belirterek, “Bu utanç vesilesidir” dedi. Arslan, “Sadece şube sorumlu tutularak bunun altından kalkılamaz” ifadesini kullanırken, bütün sendikaların sorumlu davranması gerektiğini, Türk-İş’in ve bağlı sendikanın da yönetimlerinin sorumluluk üslenmesini istedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir