”Demokratik açılım bölgenin ekonomisini canlandıracak”

TİM Başkanı Büyükekşi, "Biz bu değişimin onarıcısı olmaya hazırız. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Onun için buradayız" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

YÜKSEKOVA - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, demokratik açılımı Türkiye'nin refahını artıracak, bölgenin istihdamını geliştirecek, ekonomisini canlandıracak bir açılım olarak nitelendirdi.

Büyükekşi, Ağustos ayı ihracat rakamlarını Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde düzenlediği basın toplantısında açıkladı.

İhracatın Türkiye'nin tüm bölgelerinin kalkınma hamlesi ve refahının teminatı olduğunu ifade eden Büyükekşi, şöyle konuştu:

"Biz buraya sayın Başbakanımızın başlattığı, sayın Cumhurbaşkanımızın desteklediği demokratik açılımın ihracat bacağını oluşturmaya geldik. Buradaki yaraları saracak, hasta bünyeyi onaracak antibiyotiği biz temsil ediyoruz. Umut ve ilaç bölgemizin ekonomisini geliştirecek, dinamik ihracattır. Biz büyük laflar etmeye gelmedik. Biz buraya eğer bu sorun çözülürse, büyük işler yapacağımızı söylemeye geldik. Bu sorunu bugüne kadar kullandığımız yol ve yöntemlerle çözemedik. Kullandığımız yol ve yöntemlerin yetmediği bir yerden konuşuyoruz."

Herkes için daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlük ile bu sorunun çözülebileceğini, ülke olarak, millet olarak bu demokratik olgunluğa ve özgüvene sahip olduğumuzu belirten Büyükekşi, bu sorunun yalnızca enerjiyi, kaynakları tüketmediği aynı zamanda umut ve inancı zayıflattığını bildirdi.

Konuşulması bile yasak olan bir meselenin bugün tartışılıyor olması ve çözüm  aranıyor olmasının ciddi bir değişimin  ifadesi olduğunu  anlatan Büyükekşi, "Biz bu değişimin onarıcısı olmaya hazırız. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Onun için buradayız" dedi.

Büyükekşi, bugünün 1 Eylül Dünya Barış Günü olduğunu hatırlatarak, "Türkiye'nin  yaşadığı en büyük sorunun çözülme arifesine girdiğimiz bugünlerde aylık ihracat açıklamamız ile Dünya Barış Günün'ün çakışması hoş bir tesadüf oldu" diye konuştu.

Türkiye'nin yakın tarihine bakıldığında  20. yüzyılın ikinci yarısında enerjisinin önemli bir kısmını içeriye ve yakın coğrafi sorunlara harcadığını vurgulayan Büyükekşi, yaşanan bu sorunların Türkiye'nin hem demokratik, hem de ekonomik olarak geride kalmasına yol açtığını söyledi.

"Türkiye'nin yaşadığı sorunlar arasında en  ciddisi Güneydoğu, yani aslında Kürt sorunu olarak ifade edebileceğimiz problemdir" diyen Büyükekşi,  Türkiye'nin bu problemle, bir yere varmasının mümkün olmadığını, büyük bir ülke olacaksa bu sorunu muhakkak çözmesi gerektiğini ifade etti.

Bu sorunun Türkiye'nin kendi dinamiklerini ortaya çıkarmasına engel olduğunu anlatan Büyükekşi, sadece sosyal ve siyasal açıdan değil, ekonomik açıdan da bu sorunun yüksek maliyetler yüklediğini kaydetti.

Gelinen noktada Türkiye'nin önemli bir dönemeçten geçtiğini belirten Büyükekşi, şöyle devam etti:

"Bu sorunun çözülmesi için demokratik açılım süreci başladı. Biz bu demokratik açılıma  destek veriyoruz. Çünkü bu ülke doğusuyla batısıyla bir bütündür. Akdeniz çanağının  en büyük sanayi ihracatçısıdır. Bu ülkenin özgüveni tamdır. Bu ülke kendi insanıyla barışıktır. Demokratik açılım ülkenin refahını artıracak, bölgenin istihdamını geliştirecek, ekonomisini canlandıracak bir açılımdır."

"Krizde iyileşme sinyalleri görüyoruz"

72 milyon insanın tamamının ekonomik gelişimine, refah ve mutluluğunun artması gerektiğine inandıklarını dile getiren Büyükekşi, şöyle devam etti:

"Küresel krizde iyileşme sinyalleri görüyoruz. Bu sinyallerin yarattığı iyimserlik havasını doğru yönetmeliyiz. Bu çerçevede içeride Merkez Bankasının faiz indirimleri ülke ekonomisi için son derece önemlidir. Bazı sektörlerin bu faiz düşüşünü iyi okuması ve değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu oranları bir daha bulamama riskimiz var."

Bankaların düşen faiz oranlarını  kredilerine yansıtması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, özellikle KOBİ'lere uygulanan faiz oranlarının  Merkez Bankasının düşürdüğü faiz oranları paralelinde tüm bankalarca gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Krizle beraber azalan kredi desteğinin eski seviyelerine getirilmesi gerektiğine işaret eden Mehmet Büyükekşi, kredi garanti fonunun da bunu sağlayacak en büyük mekanizma  olduğunu belirtti.

Faiz düşüşünü ekonomiye olumlu etki yapmasını ve dolayısıyla dördüncü çeyrekte büyümenin pozitif olmasını beklediklerini anlatan Büyükekşi, bununla birlikte üçüncü çeyrek için de büyüme rakamlarında olumlu gelişmeler beklediklerini söyledi.

İhracat pazarında farlılaşmaya gidildi

Global kriz nedeniyle ihracat pazarlarında farklılaşmaya gittiklerini ifade eden Büyükekşi, şunları kaydetti:

"En büyük pazarlarımızın gelişen ülkeler olması ihracatımız üzerinde oldukça olumsuz etki yapıyor. Biz bu etkiyi azalatabilmek için pazar çeşitlemesi stratejisini benimsedik. Bu stratejinin sonucunda Afrika ve Ortadoğu ile komşu ve çevre ülkelere olan ihracatımızda ciddi genişlemeler meydana geldi.

Yılın ilk 7 aylık verilerine göre, Avrupa Birliğine üye ülkelere olan ihracatımızın tüm ihracatımızdaki  ağırlığı yüzde 52'den yüzde 48'e gerilerken, Afrika ülkelerine yapılan ihracatımızın genel ihracatımızdaki  payı yüzde 6'dan yüzde 11'e, Ortadoğu ülkelerine yaptığımız ihracatın payı yüzde 16'dan yüzde 17'ye çıktı. Tek başına Ortadoğu'ya yaptığımız ihracat AB'ye gerçekleştirdiğimiz ihracatın üçte birine yükseldi."