”Düşük kredi kartı faizi zarar getirir”

Türkiye İş Bankası'nın Dünya Gazetesi'nin desteği ile gerçekleştirdiği "İş'le Buluşmalar" toplantılarının 12.si İzmir'de gerçekleştirildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR - Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Böyle bir ortamda özellikle açık kredi gibi kullanılan kredi kartının faizinin düşük olmasının çok yararlı olacağını düşünmüyorum" dedi.

Türkiye İş Bankası'nın Dünya Gazetesi'nin desteğinden gerçekleştirdiği "İş'le Buluşmalar" toplantılarının 12.si İzmir'de gerçekleştirildi.

Toplantının açılışında konuşan Özince, bankanın başta Atatürk olmak üzere 30'a yakın kurucu ortağının önemli bir bölümünün Ege'den olduğunu ifade ederek, bugün bu kurumun yaklaşık 20 bin civarında da şahsi ortağı olduğunu aktardı.

Bankanın uluslararası başarılarından bahseden Özince, "Türkiye'de sermayenin olmadığı konuşulurken bankamız bir Türk şirketi olarak dünyanın 330.'su olmuş, bankalar arasında da ilk 100 banka arasına girme başarısı göstermiştir" dedi.

Özince, bankanın İzmir'deki faaliyetlerine de değindiği konuşmasında, İzmir'de en önde oldukları alanın kredi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"İzmir'de 2008 yılı sonu itibariyle en büyük pazar alanımız kredi alanındadır. Geçen yıl İş Bankası kredilerde yüzde 40 büyüdü. Herhalde bu etkiyle, büyümeyle ilgili olsa gerek, İzmir'de nakdi kredilerde 2008 yılı sonu itibariyle birinci sıraya geldik. Pazar payımız yüzde 13. Demek ki geniş bir bankacılık kitlesiyle çalışıyor İzmir."

Mevduatta ikinci konumda bulunduklarını aktaran Özince, müşterilerin yarattığın hacmin önümüzdeki dönemde daha da gelişmesini umduğunu kaydetti.

Özince, serbest piyasa mantığıyla kurulmuş bir banka olarak serbest rekabeti savunduklarını dile getirerek, "Bankacılıkta ne kadar kaliteli rakiplerimiz olursa bankacılığın da o kadar iyi olacağına inanıyoruz" diyerek, yabancı sermayeyle ilgili hiçbir olumsuz düşünceleri bulunmadığını söyledi.

Özince, İş Bankası olarak Türkiye'de bankacılığın istikrarlı yapılmasını, kalitenin ön koşullarından biri olarak gördüklerini belirtti.

"Krizin dibi ABD'nin göstereceği gelişmelere bağlı"

Toplantının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Ersin Özince, kredi kartı harcamalarındaki artışa ilişkin olarak şu görüşleri aktardı:

"Kredi kartlarında ciro artışı, mutlaka harcamalarla ilgili artışlar. 'Karta yüklendi, borçlanıyor' diyebileceğimiz kitle daha alt gelir gruplarında ve imkanı kısıtlı kitle olabilir. Ama bankalar da bu grupla ilgili olabildiğince önlem almaya çalışıyorlardır diye düşünüyorum. Yani tam tersine bir miktar iç piyasada hareketlilikten söz edilebilir."

"Krizin dibinin görülüp görülmediğine" ilişkin bir soru üzerine de Özince, krizin "yorulmakta" olduğunu düşündüğünü söyledi.

Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada, başta Doğu Avrupa olmak üzere Rusya dahil birçok ülkede binlerce sağlıksız ve küçük banka bulunduğunu kaydeden Özince, şöyle devam etti:

"Bunların çoğu da sıkıntı içinde. Belki çok büyük bir bölümü ticareti terk edecek, bunlarda devletleştirme dahi olmayacak. Bu, içinde bulunduğumuz gelişmekte olan Avrupa denilen ülkeleri etkileyecek, Türkiye'ye fon girişi de maalesef olumsuz etkilenebilir. Bu ülkelerden bir bölümüyle Türkiye'nin dış ticareti var.

Yöresel ilişkilerin önem kazandığı bir dönemde onların kötüye gitmesi bizim için de iyi olmaz. Karadeniz Ekonomik İşbirliği kapsamındaki ülkelerin hemen tamamında bu tür sıkıntılar olması söz konusu. Krizin dibi maalesef önemli ölçüde ABD'nin göstereceği gelişmelere de bağlı görülüyor. Henüz biraz daha yolumuz var. Ama ben Türkiye'nin çok çok kötü etkileneceğini düşünmüyorum."

"Alınan önlemler yararlı"

Özince, alınan önlemlere ilişkin olarak da Türkiye'nin imkanları ölçüsünde her türlü önlemin alınması gerektiğini belirterek, "Bu ana kadar alınan önlemlerin yararlı olduğu düşüncesindeyim. Ama henüz yapılabilecek ve yapılması düşünülen işler de var. Bunların tez elden gündeme getirilmesi lazım" dedi

Reel sektörün bankalardan kredi almada sıkıntılar yaşadığına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Özince, "Ben, 'bankalar' diye bir ifadeyi kabul etmiyorum. Hangi reel sektör temsilcisi bu konularda konuşmak istiyorsa, reel banka ismi vermeli ve bundan da çekinmemeli. İş Bankası'nın böyle bir sıkıntısı yok" değerlendirmesinde bulundu.

Kredilerin geri dönüşünde sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin bir soru üzerine de Özince, şu görüşleri dile getirdi:

"Nakdi kredilerin çok büyük bir kısmı ticari bölüme gidiyor. Yani yine İş Bankası özelinde düşünecek olursak kredilerimizin üçte ikisi kadarını büyük şirketler ve KOBİ'ler, üçte birini ise tüketiciler kullanıyor. Tüketici kredilerinin çok büyük bir bölümünde sorun yaşanmıyor. Konut, otomobil kredilerinde sorun yaşanmıyor. Sorun yaşanan daha ziyade kredi kartı alanıdır. Bunda İş Bankası özelinde de artış var. İşsizlik de bu konudaki geri dönüşlerde sorun yaratabilir."

İstikrarlı bir politika gütmek isteyen bankaların borcunu ödemeye niyeti olan müşteriye, mümkün olduğunca kendi imkanlarını da zorlayarak kolaylık sağladığını anlatan Özince, şunları kaydetti:

"Bankalar açısından borç ertelemeleri yapmak çok kolay bir husus değildir. Çünkü bankaların da kaynakları sonsuz değildir. Siz inanılmaz boyutlarda borç yaratıp da bankaya 20 yıllık geri ödeme planı sunarsanız İş Bankası örneğin bunu kabul edemez. Borçlu olan vatandaşlarımız arasında işini kaybedenler de olabilir veya imkansızlıkları yoğun olanlar olabilir. İş Bankası özelinde, mümkün olduğunca borçlu iyi niyetliyse ve borcunu ödeme yönünde bir ışık varsa yapılandırmaya çalışıyoruz."

Faizi yüksek bir araca başvurmamalı"

Kredi kartı kullanımına ilişkin olarak da Özince, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Vatandaşlarımızın işsizlik nedeniyle dahi olsa kredi kartı gibi faizi ve ödenmeme halinde temerrüt faizi yüksek bir araca başvurmamaları lazım. Bunun çaresi belki toplumumuzun sosyal alışkanlıklarıdır, imece vardır, şu vardır bu vardır, ama hiçbir zaman çareyi kredi kartında görmemek lazım."

Özince, kredi kartı faiz oranlarının yüksekliğini savunacak bir kişi olmadığını da dile getirerek, şöyle devam etti:

"Çünkü ben banka hissedarı değilim, sizler gibi ücretli çalışan bir insanım. Faiz muhakkak ki düşük olursa bankam ciroyla iş yapan bir müessese olduğu için daha kazançlı da çıkabilir. Rekabet açısından da avantajlarını kullanabilir. Ancak böyle bir ortamda özellikle açık kredi gibi kullanılan kredi kartının faizinin düşük olmasının da çok yararlı olacağını düşünmüyorum. Bu gibi ürünlerin fiyatı caydırıcı şekildedir, az miktarda, kısa vadeli kullanılsın diyedir.

Açık kredinin faizi düşük olmaz, düşük olsa çok daha kötü neticeler de çıkar, hele böyle bir ortamda. Biliyorsunuz bankacılık sektörü ABD'de, bütün ABD vatandaşlarının ötesinde dünyayı etkileyecek sorunlar yarattı. Yarın Türkiye'de bir kredi kartı sorunu Türkiye bankalarını ve Türkiye'nin tüm vatandaşlarını yeniden bir bankacılık krizine sokacak hale de getirilmemelidir."