”Ekonomi, reformlarla krize karşı dayanıklılık gösterdi”
Bakan Şimşek, küresel finans piyasalarındaki çalkantılara karşı hiçbir ülkenin bağışıklığı bulunmadığını belirtti
WASHINGTON - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, küresel finans piyasalarındaki çalkantılara karşı hiçbir ülkenin bağışıklığı bulunmadığını, ancak Türk ekonomisinin, yapılan reformlarla sağlam bir konumda bulunduğunu ve şu ana kadar da krize karşı dayanıklılık gösterdiğini söyledi.
IMF ve Dünya Bankası'nın Güz dönemi toplantıları için Washington'da bulunan Şimşek, Türkiye'nin Washington büyükelçiliğinde bir basın toplantısı düzenledi.
Şimşek, IMF ve Dünya Bankası toplantıları kapsamında Washington'da gerçekleştirdiği görüşmelerin son derece yapıcı ve verimli geçtiğine işaret etti. Şimşek temaslarında, "krizin tüm ülkeleri kaçınılmaz olarak etkileyeceği, ancak Türkiye'de son dönemdeki yapısal dönüşüm sayesinde, diğer ekonomilere kıyasla dirençliliğin bulunduğunu" anlattığını söyledi. Şimşek, "Hiç bir ülke, hiç bir şirket bağışık değil bu olup bitenlere. Biz şunu ümit ediyoruz ki, Türkiye'de uygulanan ihtiyatlı para politikaları, mali disiplin sayesinde inşallah Türkiye, eskisine oranla ve başka ülkelere oranla, bu tür bir krizden daha az etkilenecek" dedi. Bakan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sene toplantılar, dünyadaki sorunların çözümüne yönelik önemli bir platform oldu. Öneriler hemen uygulamaya konuldu. Bu toplantılarda oluşan anlayış birliği, ülkelerce alınacak tedbirlerin şekillenmesinde yardımcı oldu. Uluslararası parasal ve finansal komite üyeleri ve gelişmekte olan ülke temsilcileri kahvaltılı bir toplantıda bir araya geldi. G-20 platformu olağanüstü bir toplantıda organize edildi. ABD Başkanı George W. Bush da katıldı. Bu yıl toplantılarda bana Hazine Müsteşarımız, Merkez Bankası Başkanımız ve BDDK Başkanından oluşan bir heyet eşlik etti. Son derece faydalı görüşmeler oldu."
IMF Başkanı Dominique Straus Kahn, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, IMF Birinci Başkan yardımcısı John Lipsky, Alman Maliye Bakanı Peer Steinbrük ve ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ile görüştüğünü hatırlatan Şimşek, bunun yanı sıra, G-20 olmak üzere, çeşitli uluslararası platformlarda fikir alışverişlerinin yapıldığını, uluslararası yatırım bankaları ve kredi derecelendirme kuruluşlarıyla görüşüldüğünü kaydetti. Şimşek, yatırım çevrelerine yaptığı konuşmalarda da, küresel ekonomik çalkantıları değerlendirdiğini ve Türkiye'ye ekonomik olarak olası etkilerini en aza indirme yönündeki politikaları anlattığını söyledi. Bakan Şimşek, "Yoğun temasların son derece verimli olduğu kanısındayım. Ülkemize olumlu yansımaları olacağını söyleyebilirim" dedi.
Uluslararası parasal ve finansal komitelerdeki toplantılarda finans krizine karşı ülkelerin ne tür önlemler alabileceğini ele aldıklarını belirten Şimşek, "krizin daha da derinleştiği ve tüm dünya ekonomileri açısından tehdit arz ettiğinde hemfikir olunduğunu ve hızlı şekilde tedbir alma kararlılığının sergilendiğini" söyledi. Şimşek, uluslararası eş güdüm ve işbirliğinin öneminin vurgulandığını, IMF'nin merkezi rol üstlenmesi gerektiğine dikkat çekildiğini kaydetti.
"Türkiye'nin ekonomik temelleri sağlam"
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ile finansal piyasalardaki son gelişmelerin yanı sıra, Dünya Bankası ile yürütülen ve 2008-2011 yıllarını kapsayan 6.2 milyar dolar tutarında bir finansman paketini içeren ülke işbirliği stratejisi çerçevesindeki gelişmelerin ele alındığını belirten Şimşek, şöyle konuştu:
"Bildiğiniz üzere Dünya Bankası'yla yürütmekte olduğumuz ülke işbirliği stratejisi, ülkemizin üretim potansiyelini artıracak, rekabet gücünü yükseltecek ve ekonomimizde önemli yapısal dönüşümleri sağlayacak unsurlar içermektedir. Bu unsurların hızla hayata geçirilmesi için önemli adımlar atılmaktadır. Ülke işbirliği stratejisi kapsamında 2008 yılı içinde Dünya Bankası'ndan proje finansmanı amacıyla sağlanan kredilerin tutarı 800 milyon ABD dolarına ulaşmıştır. Bütçe finansmanında kullanılmak üzere 2008 yılında sağlanan program kredisi tutarı ise 400 milyon dolardır. Yıl sonuna kadar Banka'dan bütçe finansmanında kullanılmak üzere 1.3 milyar ABD doları tutarında sağlanacak program kredilerine ilişkin müzakereler yıllık toplantılar sırasında tamamlanma aşamasına gelmiştir. Ayrıca, 2008 yılı sonuna kadar Dünya Bankası'ndan KOBİ'lerin finansman ihtiyaçları için kullanılmak üzere hazine garantisi altında 150 milyon ABD doları tutarında bir proje kredisi sağlanması planlanmaktadır. Böylece, ülke işbirliği stratejisi kapsamında Dünya Bankası'ndan 2008 yılı içinde sağlanacak finansman tutarının 2.65 milyar dolar öngörülmektedir."
Şimşek, "Bu adımlar, ülkemiz ekonomisinin zor küresel şartlar altında dahi üretim ve rekabet gücünü artırmaya devam etmesine ve son yıllarda artan dinamizmini korumasına önemli katkıda bulunacaktır" dedi. Bakan Şimşek, Zoellick'in, Türkiye'nin bölgesindeki yapıcı rolüne vurgu yaptığını da belirtti.
Alman Maliye Bakanı Steinbrük ile görüşmede ise iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin daha da geliştirilmesi için atılabilecek adımları ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecini değerlendirdiklerini ve Steinbrük'ün, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin kesintiye uğramaması gerektiğini bu yönde tam desteğini ifade ettiğini anlattı.
Şimşek, Madeleine Albright ile görüşmede ise ABD seçimlerini, ABD-Türkiye ilişkilerinde önümüzdeki dönemde sağlanabilecek ilerlemeleri ve devam etmekte olan küresel krizi ele aldıklarını kaydetti. Şimşek, şunları söyledi:
"Yatırımcılar ve kredi derecelendirme kuruluşları ile yaptığımız toplantılarda ise gündeme gelen sorular yine ağırlıklı olarak, dünyada yaşanan son finansal krizin Türkiye ekonomisine olası etkilerine yönelikti. Bu görüşmelerimizde, küresel krizin kaçınılmaz bir şekilde tüm ülkeleri etkileyeceğini, ancak ülkemizin son dönemde yaşanan yapısal dönüşüm sayesinde, diğer gelişmekte olan ekonomilere kıyasla oldukça dirençli bir konuma eriştiğini vurguladım. Ülkemiz bankacılık sektörü sağlamdır. Kamu finansman dengelerimiz güçlüdür ve rezervlerimiz oldukça yüksektir. Diğer taraftan, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak, cari açık ve enflasyon üzerindeki baskıların da hafifleyeceği yönündeki beklentilerimizi ortaya koydum. Cari açığın finansmanı alanında şu ana kadar kayda değer bir sıkıntının görülmediğine, Türk özel sektörünün son yıllarda dış finansman imkanlarını arttırdığına ve çeşitlendirdiğine işaret ettim. Dünya ekonomisindeki bozulmaya karşın Türkiye'nin ekonomik temellerinin sağlam, ileriye dönük potansiyelinin büyük olduğunu, Türkiye'de dünya ekonomisindeki gelişmeleri yakından izleyen ve ihtiyatlı politikalardan ödün vermemeye kararlı güçlü bir ekonomi yönetiminin iş başında olduğunu muhataplarımıza anlattık."
"Sektörümüz küresel finansal krize gayet hazırlıklı"
IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky'nin Türk heyetine verdiği yemekte de küresel ekonomide son dönemde yaşanan dalgalanmayı ve bu gelişmelerin gelişmekte olan ülkeler üzerine yansımalarını ele aldıklarını belirten Şimşek, bu görüşmelerde ayrıca IMF'nin yeniden yapılandırılması kapsamında gündemde yer alan gelişmiş ülkelerin temsil gücünün arttırılması ve IMF finansman imkanlarının çeşitlendirilmesi gibi konuların da etraflıca değerlendirildiğini, ek olarak, 2009 yılında Türkiye'de gerçekleştirilmesi planlanan IMF–Dünya Bankası yıllık toplantılarına ilişkin hazırlıkların gözden geçirildiğini söyledi.
Fon yetkilileriyle yapılan görüşmelerde IMF-Türkiye ilişkileri gündeminde yer alan program sonrası izleme çalışmalarını ve fon ile ilişkilerin geleceğini de ele alındığını belirten Şimşek, "Program sonrası izleme çalışmaları kapsamında IMF heyeti bu hafta içerisinde ülkemize gelerek temaslarına başlayacaktır. Bu heyetin ziyareti sırasında değişen küresel koşullar ışığında son makro ekonomik göstergeleri, kamu maliyesi alanındaki gelişmeleri ve Türkiye-IMF ilişkilerinin önümüzdeki dönemdeki seyrine ilişkin teknik hususları değerlendirme imkanımız olacak" diye konuştu. Bankacılık sektörümüzün küresel finansal krize gayet hazırlıklı olduğunu kaydeden Bakan Şimşek, şöyle devam etti:
"Burada yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan temel görünüm şu şekildedir. Küresel finansal krizin tüm yükselen piyasa ekonomilerini etkisi altına alması beklenmektedir. Ancak, Türkiye ekonomisi son dönemde gerçekleştirilen reformlar sayesinde bugün çok daha güçlü makro ekonomik temellere sahiptir. Bu sayede ülkemiz küresel finansal krizden nispeten sınırlı düzeyde etkilenmiştir. Güçlü sermaye yapısı ve yüksek aktif kalitesi ile bankacılık sektörümüz küresel finansal krize gayet hazırlıklıdır. Önümüzdeki dönemde de krizin ülkemize etkisini asgaride tutabilmek amacıyla piyasalara güven veren sıkı maliye politikası uygulaması devam edecektir."
IMF ile ihtiyati stand-by olasılığına ilişkin bir soruya karşılık Şimşek, "Biz programı Mayıs'ta bitirdikten sonra demiştik ki, zaten IMF borcu kota üstünde olduğu için, otomatik olarak program sonrası izlemeyi yapmak durumundayız. Doğası gereği başlayan bir süreçtir. Teknik düzeyde ihtiyati stand-by çalışmaları Ağustos'ta başladı. Bu görüşmelerde de yapıcı bir takım müzakereler gerçekleştirildi. Bu gözden geçirme sürecinde 2009 bütçesi ve diğer unsurlar ele alınacak ve teknik sürecin bir parçası olacak. Program sonrası gözden geçirme için heyetin geliyor olması, ne bir olasılığı garanti ediyor ne de diğerini dışlıyor" yanıtını verdi.
Bakan Şimşek, IMF'yi, Türkiye ile "mali kural üzerinde bir çalıştay düzenlemek üzere" Türkiye'ye davet ettiğini kaydetti. Şimşek, bu toplantıların sonunda, Türkiye'nin bütçe disiplininin kredibilitesinin artacağını, yasal altyapının ona göre iyileştirileceğini söyledi. Şimşek, "Türkiye'nin temelleri sağlam. Biz krizin kalıcı etkisinin ciddi bir biçimde sınırlandırılabileceğine inanıyoruz. Kararlı, güçlü bir ekonomik yönetim iş başında. Yakından takip ediyoruz. Yansımaları sınırlamak için de ne gerekiyorsa yaparız" ifadelerini kullandı.