Elektrikte kamunun önünü açan tasarıya özel sektörden 'yetersiz' eleştirisi

Elektrikte kamunun önünü açan tasarıya özel sektörden 'yetersiz' eleştirisi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA-4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 9'uncu kez değiştiriliyor. Hükümetçe hazırlanan tasarının TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine başlandı. Özel sektörün yetersiz bulduğu tasarıda dikkati çeken düzenlemelerinden biri elektrik üretimi yatırımları kamu sektörüne yeniden açılıyor. Elektrikte "kamu yatırımlarının hızlandırılmasını" öngören tasarıda bu görev Elektrik Üretim AŞ'ye (EÜAŞ) veriliyor. Tasarıyla mevcut kapasitenin tam olarak kullanılması, başlayan yatırımların hızlandırılması amacıyla üretim ve otoprodüktör lisanslı tüzel kişilere 2012 yılı sonuna kadar iletim sistemi kullanma bedelinde yüzde 50 indirim sağlanıyor. Ayrıca, 2012 sonuna kadar işletmeye girecek üretim tesislerinin yatırım dönemindeki işlemlere de vergi istisnası getiriliyor. Tasarı yenilenebilir kaynaklı elektrik yatırımlarına bazı teşvikler öngörüyor. Buna göre kurulu gücü azami 200 kilovatlık üretim tesisiyle mikro kojenerasyon tesisi kuracak gerçek ve tüzel kişiler lisans ve bu iş için şirket kurma yükümlüğünden bağışık olacak. Elektrik üretiminde sıvı yakıt kullanan santrallar da yakıt vergisi ödemeyecekler. Orman alanlarıyla Hazine arazilerini elektrik üretim yatırımlarına açan tasarıda diğer önemli bir düzenleme yatırım lisanslarına ilişkin. Taahhüt ettikleri yatırımı süresinde tamamlamayanların lisansları iptal edilecek. Bu durumdaki şirketler ve yöneticileri 3 yıl süreyle yeni lisans başvurusunda bulunamayacak. BOTAŞ'a ithal LNP izni Tasarı 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nda da bazı değişiklikleri öngörüyor. Buna göre, BOTAŞ'ı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNP) ithalatında serbesti getiriliyor. BOTAŞ bu tür ithalatta Kamu İhale Kanunu hükümlerinden de muaf tutuluyor. Bu değişikliklere rağmen özel sektör temsilcilerinin tasarıyı yetersiz bulmaları dikkati çekiyor. DÜNYA Mikro Politika'ya konuşan Elektrik Üreticileri Derneği Başkanı Önder Karaduman, tasarının özellikle arz güvenliği sorununa ciddi katkılarda bulunmayacağını savunuyor. Polat Enerji AŞ Genel Müdürü Zeki Eriş'e göreyse, en büyük eksikliklerden birisi, yenilenebilir kaynaklı elektrik yatırımlarının teşvik edilmemesi. Ancak, Eriş, "hiç olmazsa yasal altyapının oluşturulmasından" memnun. Özel sektörün ikazları dikkate alınmadı Elektrik Üreticileri Derneği Başkanı Önder Karaduman: Elektrik Piyasası Kanunu 2001 yılında çıktı, 2002'de yürürlüğe girdi. Meclis'teki bu tasarıyla 9'uncu değişiklik yapılacak. Bir yasa 9 kez değişirse o yasadan ve o piyasadan bazı tereddütler duyulması gerekir. Nitekim yatırımcıların tereddüt içinde olduğu, arz güvenliğinin bu kadar konuşulduğu bir ülkede yatırım ikliminin istenildiği gibi yaratılmamasının getirdiği sıkıntı ortada. Yerli ve yabancı yatırımcı bir piyasa görmek ister; devletin yasalarla fiyata müdahale etmesini istemez. Siz bütün bunları yaparsanız, elektrik piyasanıza ilgi çok olur, ama yatırım iklimi yaratılmadığı için yatırım yapılmaz. Nitekim, şimdi böyle bir dönemi yaşıyoruz. Meclis'teki yasa değişikliği tasarısı 20 maddeden ibaret; ama yapılan değişiklikler 20 maddenin üzerinde. Bu demektir ki; ya biz bir takım şeyleri yanlış yapıyoruz ya da yanlış başladığımızı doğrultmaya çalışıyoruz. Ben, tasarıyı böyle değerlendiriyorum . Liberalleşme yolundaki elektrik piyasasıyla ilgili olarak, özellikle sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınması için Meclis Alt Komisyonu'na çağrıldık. Maalesef bizi tartışmaya katmadılar, görüşlerimizi de dikkate almadılar. Kanun emrediyor: bir kere bu piyasa liberalleşecek, bütün sektör özelleşecek. Öyle olduğu halde, özel sektör tartışmaların dışında bırakıldı, ikazlarımız dikkate alınmadı. Kanaatimce bu yeni yasa arz güvenliğiyle ilgili kayda değer bir şey getirmeyecek. Dağıtım ihalesinde fiyat daha yüksek olabilirdi Elektrik fiyatları arttı. Sanayiin fiyatı neden yüzde 22 artıyor da, konutlarınki yüzde 21 oluyor? Dünyada iki ülkede böyle: biri Meksika, diğeri Türkiye. Bu popülizmden kaynaklanıyor. Oysa, Avrupa'da sanayi fiyatları, sanayiin rekabet gücünü artırmak için düşüktür. Konutta fiyatlar yüksektir; konutlar elektriği ekonomik kullansınlar diye. Dağıtım ihalelerine baktığımızda; bir önceki ihalede 24 firma vardı; ki bunlar dağıtım konusunda çok tecrübeli, dünyada ve Avrupa'da ünlü firmalardı. Ama bizim her ihaleyi bin kere ihale etme huyumuz, fiyatlarla oynamamız, devlet olarak müdahale etmemiz, yasalarda çok sık değişiklik yapmamız yatırımcıları ürkütmekte. Bu ihaleye 5 firma katıldı ve bana göre daha iyi fiyatlarla satılabilir, daha iyi gelir elde edilebilirdi. Yenilenebilir enerjide daha fazla destek bekliyorduk Polat Enerji AŞ Genel Müdürü Zeki Eriş: Öncelikle, biz bu tasarıdan özellikle yenilenebilir kaynaklara daha fazla destek bekliyorduk. Ama tasarıda çok sınırlı. Yatırımcılar olarak, yatırım indirimi bekliyorduk. Çünkü, bu tür yatırımların bedelleri çok büyük, amorstisman süreleri çok uzun; kendi borcunu ödemeye başlamadan vergi doğuyor. Yatırım indiriminin özellikle yeni kurulan bu tür santrallara verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Verilmemesine gerekçe olarak, haksız rekabet gibi nedenler öne sürülüyor; ama zaten şu anda yeni kurulacak santralların hiçbiri eski santralların rakibi değil. Piyasada arz sıkıntısı var. Bu tarz santralların bu tür desteklerle bir rekabet yaratması mümkün değil. Ayrıca, zaten 5-6 yıldır ülkede bir santral devreye girmiyor. Dolayısıyla, yatırım indirimi uygulanacak santrallarda rekabeti bozucu herhangi bir sıkıntı yaratacağını düşünmüyoruz. 5.5 Euro cent sınırı kalkmalı Yeni 5.5 Euro cent sınırının kaldırılması gerekiyor. Çünkü bu teşvik�MDNM� olmaktan çok köstek olmuş durumda. Piyasada zaten fiyatlar 8.5-9 Euro centlere oturmuş durumda; gerek arz olmaması gerekse doğalgaz ve kömür maliyetlerinin yükselmiş olması nedeniyle. 5.5 Euro centin kaldırılması bankaların, finans kuruluşlarının finansmanı daha rahat sağlayabileceği, kendilerini biraz daha güvende hissedebileceği psikolojik bir etki yaratacak. Gerekli belgelerin süresi birkaç güne indirilebilinir Yatırımlar çok kolay yapılmıyor; dağ başına, yıllardır yol gitmeyen yerlere yol götürüyorsunuz; orman vasfını kaybetmiş yerlere gidiyorsunuz. Buralarda sanki şehrin göbeğinde imar planı yapıyormuşçasına evrak, ruhsat belgeleri, raporlar isteniyor. Tasarıda buna ilişkin bir düzenleme talep etmiştik; en azından süreleri kısaltan; imar planı askıya çıkartılmaz, ilk komisyonda görüşülür öncelikli sıraya alınır gibi. Kurum ve kuruluşlarda bunu birkaç gün içinde çözecek personel var. Yatırım yaptığınız yer şehir içi değil, 900-1000 rakımlı yerlerde yatırım yapıyorsunuz, bunları beklerdik. Ayrıca santral kurulmadan önce arazinin geliştirilmesiyle ilgili çalışmalar var. Bunların AR-GE giderleri kapsamında değerlendirilmesini beklerdik; ama buna ilişkin de bir şey yok. Eğer, arz sıkıntınız varsa, yatırımları hızla devreye almak zorundaysak, bunları da dikkate almalıyız. CHP: Devlet değişen yeni kurallara göre oynamıyor Tasarı 4628 Sayılı kanunun uygulaması sırasında yaşanan aksaklıkların giderilmesiyle özel sektör yatırımlarını hızlandıracak teşvik yöntemlerinin belirlenmesini amaçlıyor. TEİAŞ tarafından Temmuz 2007'de hazırlanan ve 2007-2016 yıllarını kapsayan 'Türkiye Elektrik Enerjisi 10 Yıllık Üretim Kapasitesi Projeksiyonu' raporunda da 2009 ve 2011 yıllarında ülkemizde elektrik enerjisinde arz açığı ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğuna dikkat çekilmekte. 2003 yılından bu yana enerji sektöründe, ne kamu yatırım yapmıştır ne de özel sektörün bu yatırımları yapması için gerekli ortam yaratılmıştır. Kamu sabit sermaye yatırımlarında enerji sektörünün payı 2002 yılında yüzde 20.8 iken 2007 yılında yüzde 10.2'ye inmiştir. Toplam sabit sermaye yatırımlarının GSYİH'ye oranı da 2002 yılında yüzde 1.3'ten 2007 yılında yüzde 0.7'ye düşmüştür. Oyunun kuralları değiştirilmiş, ancak devlet oyunu bu kurallara göre oynamamıştır. Bu duruma çeşitli uluslararası kurumlar tarafından da dikkat çekilmiştir. Tüm bu yanlış politikalar neticesinde Türkiye ciddi bir elektrik enerjisi arz sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Tasarı sistemde uygulamaya ilişkin sıkıntıların çözülmesini amaçlar görünüyor. Bununla birlikte mevcut uygulamada önemli sıkıntılar yaratan Dengeleme ve Uzlaştırma Mekanizması (DUY fiyatlama sistemine ilişkin sıkıntılara bir çözüm önermiyor. MHP: Arz güvenliği sorumluluğu nasıl yerine getirilecek AKP hükümetleri döneminde kamu enerji sektörü yatırımlarının toplam kamu sektörü yatırımları içindeki payı giderek azaldı. Tasarıda arz güvenliğine geniş bir şekilde yer verilmiş; maddede 'Bakanlık, elektrik enerjisi arz güvenliğinin izlenmesinden ve arz güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınmasından sorumludur" denilmesine rağmen, bu sorumluluğun nasıl yerine getirileceği belirlenmemiş. Bunun yerine, kurum ve kuruluşlara görev verilmiş. Bakanlığın göreviyse kurum ve kuruluşların hazırlayacakları raporların Bakanlar Kurulu'na sunulmasıdır. Arz güvenliği maddesiyle EPDK'ya, lisans verilen üretim tesislerinin öngörülen zamanda devreye girmesi için gerekli önlemleri alma sorumluluğu verilmekte. Lisans verilen üretim tesislerinin öngörülen zamanda işletmeye geçmeleri, çok sayıda kanun kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi; bazen de yargı kararlarının sonuçlanmasına bağlı. Bu tür durumlarda EPDK'ya verilen sorumluluğun yerine getirilmesi mümkün görülmemektedir. Tasarıyla getirilen teşviklerin uygulanmasında, tahmini olarak ne kadar teşvik sağlanacağı; bunun sonucunda ülkenin ne kadar ilave enerji üretim kapasitesine sahip olacağına dair bir tahmin bulunmamakta. Fiyat eşitleme mekanizmasının uygulanacağı geçiş dönemi, 31 Aralık 2012 tarihine çekilmekte. Bu düzenleme özellikle ülkemizin yüksek kayıp ve kaçaklarının daha da artmasına neden olabilir." DSP: Özelleştirme geliri ile yatırım yapılmak isteniyor Hükümetin 6 yıllık uygulamaları, elektrik enerjisi arz açığını ortadan kaldırmaya ve arz güvenliğini sağlamaya yönelik yeterli çaba göstermediğini ortaya koymakta. Tasarının nereden, kaça olursa olsun elektrik enerjisi temin etmeye yönelik yaklaşımı bu tespitimizi doğrulamaktadır. Elektrikte arz açığının ortadan kaldırılması ve arz güvenliğinin sağlanması, öngörülen teşviklerle özel sektörden beklenmekte. Ancak, bu konuda da hükümet piyasa mekanizmasının sıkıntıyı ortadan kaldıracağı ve arz güvenliğini sağlayacağından emin değildir. Bir taraftan elektrik piyasasında faaliyet gösteren kamu kurumları özelleştirilmeye çalışılırken, diğer taraftan özelleştirme gelirleriyle yeni kamu yatırımları yapılabileceği öngörülüyor. Tasarı, bütün teşviklere rağmen arz açığının giderilmesi ve arz güvenliğinin sağlanmasının özel sektör tarafından yerine getirilemeyeceği kuşkusunu taşımaktadır. Tasarıda otoprodüktör ya da otoprodüktör gruplarına kendi ihtiyaçları için ürettikleri elektrik enerjisinin yüzde 20'sini hiçbir izne bağlı kalmaksızın satma imkanı getirilmekte. Ayrıca Kurul (EPDK) arz güvenliği için ihtiyaç duyulduğunda bu oranı sınırsız şekilde artırabilecek. Süresinde bitirilmeyen yatırımın lisansı iptal edilecek . Herhangi bir gerçek kişinin ya da özel sektör tüzel kişisinin kontrol ettiği üretim şirketleri aracılığıyla sahip olacağı toplam elektrik enerjisi kurulu gücü, bir önceki yıla ait yayınlanmış Türkiye toplam elektrik enerjisi kurulu gücünün yüzde 20'sini geçemeyecek. . Bir otoprodüktör ya da otoprodüktör grubu, bir takvim yılı içerisinde lisanslarına kaydedilen yıllık ortalama elektrik enerjisi üretim miktarının yüzde 20'sini piyasada satabilecek. Arz güvenliği açısından ihtiyaç duyulacak hallerde EPDK bu oranı artırabilecek. Bir takvim yılı içinde EPDK'ca belirlenen orandan daha fazla elektrik enerjisinin piyasada satılması halinde, üretim lisansı alınması zorunlu olacak. . EPDK tarafından, haklı görülmeyen gerekçelerden dolayı üretim tesisi yatırımlarını belirlenen süreler içerisinde gerçekleştiremeyen tüzel kişilerin lisansları iptal edilecek. Lisansı iptal edilen tüzel kişi ile tüzel kişilikte yüzde 10'dan fazla pay sahibi olanlanlar 3 yıl süreyle lisans başvurusunda bulunamayacak. . Yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak baraj alanlarında kalan demir yollarının güzergahının değiştirilmesi için enerji yatırımını gerçekleştirecek firmaya, yer değiştirmeye ilişkin yatırım bedelinin yüzde 25'i oranında indirim yapılacak. . Otoprodüktör gruplarına, mevcut lisanslarındaki hakları korunarak 2008 yılı sonuna kadar üretim lisansı verilecek. Bunun için otoprodüktör gruplarınca kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, altı aylık başvuru süresi veriliyor. . TETAŞ mevcut sözleşmeler kapsamında imzalanmış olan enerji alış ve satış anlaşmalarını TEAŞ'tan ve TEDAŞ'tan devralacak. Mevcut imtiyaz ve uygulama sözleşmeleri kapsamında enerji alım ve satış anlaşmaları imzalayabilecek. Şirket, dağıtım şirketlerine karşı üstlendiği enerji alım ve satım taahhütleriyle sınırlı kalmak üzere, bir yılı aşmamak ve EPDK tarafından onaylanmak kaydıyla, enerji alım anlaşmaları ve hükümetler arası anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi ithalat veya ihracat anlaşmaları imzalayabilecek. . Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, kurulu gücü azami 200 kilovatlık üretim tesisiyle mikro kojenerasyon tesisi kuran gerçek ve tüzel kişiler, lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulacak. Bu tüzel kişilerin ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektriğin sisteme verilmesi halinde, uygulanacak teknik ve mali usuller yönetmelikle belirlenecek.