Hayır demek kolay mı?

İş yaşamının çeşitli süreçlerinde, bir şey satın alırken ya da özel yaşamınızda aslında reddetmek istediğiniz bir teklife "Hayır" demekte zorlandığınız oldu mu? Oysa “hayır” demenin yöntemleri var... Siz de bu konuda sıkıntı çekiyorsanız, önerilerimize göz atın...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYŞE NAZMİYE UÇA

İstemediğiniz bir teklife nasıl hayır dersiniz? 

“Hayır” demeyi beceremediğimiz için kendimizi zor duruma düşürdüğümüz birçok olay vardır.

Özellikle yaşamımızın daha tecrübesiz dönemlerinde yakalandığımız durumlar...

Çok konuşan komşu teyzenin susmasını sağlamak için “evet” dediğimiz o anlar...

“Hayır” diyemeyip düştüğünüz durumları bir düşünün...

İlk başta “hayır” demek için neler verirdiniz?

“Evet” demekten pişman olduğunuz durumları bir düşünün, bunların çoğunda sizi zor duruma sokan kişiler bunun için çeşitli yöntemler kullanır. Bu kişiler genellikle size bir şey satmaya çalışan kişilerdir.

- Korku yöntemi

Sizi varlığından mahrum etme tehdidiyle karşınıza çıkar ya da gelecek herhangi bir tehlikeyi öne sürerek size “evet” dedirtme isteği duyar. Bu durumda tehlikenin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamadan “evet” dememeniz gerekir.

- Aciliyet duygusu

Durumun acil olduğunu belirterek söze başlar. Size karar konusunda zaman tanımayan bir kurgu yaratılmış ise, siz bu durumda bir sıkışmışlık duygusu yaşıyorsanız, kesin “hayır” demelisiniz. Özellikle bir fırsatı kaçırma durumundan bahsediliyorsa, “hayır” deme eğiliminizin daha yüksek olması gerekir.

- Sorumluluk duygusu

Bir kişi sizin sorumlu olduğunuz bir alan yaratıp size kendinizi suçlu hissettirerek sorumluluk almaya zorlayabilir. Örneğin siz çok rahat bir ortamda yaşıyorken, sizden daha kötü konumda olan kişi ve durumları öne sürerek sizden bu konuda bir sorumluluk almanızı isteyebilir. Bu durum sanırım “hayır” demesi en zor konulardan biridir, çünkü yaşamımızda her zaman bizden daha zor durumda olan birileri var olacaktır. Yardım etmek güzeldir, ancak bunun kendi seçiminiz olduğundan emin olun.

Sıradan konulara gelince, şirkette sizden rica edilen işler ve “hayır” diyemediğiniz iş arkadaşları her zaman vardır. Bu en çok karşılaşılan durumdur. Bunun için çeşitli yöntemler mevcut olsa da zaman zaman sadece iş arkadaşlarınızın sizden taleplerine “hayır” demek size o kadar çok vakit kaybettirir ki istekleri yapıp kurtulmak yoluna gidersiniz.

Bu tür tekliflere “hayır” demenin yöntemleri de var elbette:

- Geciktirmek: “Tabii ki yaparım ama öncelikle bitirmem gereken şu, şu görevlerim var” diyebilirsiniz.

- Ne yazık ki: “Yapmak isterdim ama kendi işlerim var” diyebilirsiniz.

- Beyaz yalanlar: Herkesin söylediği gibi beyaz yalanların çok zararı yoktur. Sürekli gelen yardım taleplerini bu şekilde geçiştirebilirsiniz.

- Karşılıklılık ilkesi: Sizden yardım talep eden arkadaşınızın sizin benzer istekleriniz karşısında nasıl davrandığı da çok önemlidir. Yardım karşılıklı ise ve sizi zor duruma düşürmüyorsa yapmanız gereklidir.

- Doğrudan hayır demek: Aslında sizi rahat ettirecek olan davranış budur, ancak ilişkilerinizi bozmamak için “hayır” derken aynı anda empati kurmalı, kibar ve anlayışlı bir cevap vermelisiniz.

Peki bu hayır deme yöntemlerinin hiçbiri aklınıza gelmiyor ve gelse de o an için sorunu çözmüyorsa ne yapabilirsiniz? Aslında en basit formül tam bu noktada ortaya çıkıyor. Kendinize üç soru sorun.

- Bu ricayı kaçıncı kez kırmıyorum?
- Rica edilen iş, kendi işimin önüne geçiyor mu?
- Bu kişi patronum mu?

Şaka bir yana, bu kişi patronunuz dahi olsa ana işinizi engellediğini belirtirseniz, “hayır” demenizi anlayışla karşılayacaktır.

Sosyal "hayır"lar...

Yoğun şehir yaşantısı içerisinde kendimize ayırdığımız zaman gittikçe kısalıyorken, “hayır” diyemediğimiz onlarca teklifl e karşılaşıyoruz. Bunlar kuzenimizin düğünü, arkadaşımızın oğlunun sünneti, işyerindeki arkadaşımızın kardeşinin askerlik kutlaması, doğum günleri, işle ilgili çağırıldığınız davetler ve benzeri onlarca talep. Eğer bu tür sosyal aktivitelerde boy göstermek için can atıyor, network yaratmaktan çok hoşlanıyor ve karşılıklı etkileşimle mutlu oluyorsanız, sanırım siz en mutlu şehir insanısınız. Ancak benim gibi, bu tür aktivitelerden neredeyse yılan görmüş gibi kaçıyor ve zaman kaybı olarak görüyorsanız, yapacağınız şey “hayır” demektir. Selçuk Erdem’in dediği gibi bütün gelinlikler beyaz, bütün gelinler aşırı makyajlı. Bütün sosyal aktivitelerse oldukça gürültülü. Ben düğünler konusunda “hayır” demek için şu yöntemi buldum, kendime şu soruyu soruyorum: “Ben bu düğüne gitmezsem bu kişiler evlenemeyecek mi?”

Hayır.

O zaman gitmiyorum.

Sosyal aktivitelere gitme konusunda son derece tepkili olmamın nedeni kendimi geliştirmek ve enerji kazanmak için ayırdığım vakitten hiçbir zaman ödün vermek istemiyor olmam. Tüm bu sosyal aktiviteleri ve –mesi –ması, gidilmesi, yapılması gereken konuları en aza indiriyorum. Öncelik sıramı çok iyi belirleyerek, bu öncelik sırasından hiçbir şekilde ödün vermiyorum. Sosyal aktivitelere “hayır” demenin en güzel yöntemi program yapmaktır. Programınız ve planınız belliyse, sosyal aktivite konusunda size teklif geldiğinde doğrudan “hayır” demek ve programınıza bağlı kalmak çok kolaydır. İstemeden içinde bulunduğumuz sosyal aktiviteler ya da işyerinde ya da özel yaşamımızda gereksiz küçük sohbetlere maruz kalmak ülkemizde çok alışıldık bir durum. Bu sohbetlerden keyif alıyor ve yalnız olmaktan hoşlanmıyorsanız bu ayrı. Ancak maruz kalınan bu sohbetler çoğunlukla grup içindeki bir ya da birkaç kişinin kendini gösterme ve enerjinizi çalmasıyla sonuçlanıyor. En garibi bu sohbetlerden hoşlanmayan en az konuşan kişiler olduğunda durum oldukça can sıkıcı bir hal alıyor. Bazen üç kişinin aynı anda bana bir şey anlattığını gördüğümde kaçış yönetimi olarak hiçbirini dinlemediğimi fark ediyorum.

Ben kendi adıma Friedrich Nietzsche’nin aşağıdaki sözünü acı acı hatırlıyor, en küçük fırsatta bu tür ortam ve kişilerden uzaklaşıyorum:

“Ben, bana gerçekten yoldaşlık etmeksizin yalnızlığımı çalanlardan nefret ederim.”

Bu konularda ilginizi çekebilir