”İhale iptal ettirmeyi meslek edinenler var”

KİK Başkanı Gül, yılın ilk yarısında 60 bin 910 ihale için 2 bin 882 şikayet başvurusu yapıldığını, aynı dönemde 642 ihalenin de iptal edildiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - İhaleler için en fazla şikayet başvurusunun Türkiye'de görüldüğünü belirten Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hasan Gül, yılın ilk yarısında 60 bin 910 ihale için 2 bin 882 şikayet başvurusu yapıldığını söyledi. Şikayet ederek ihale iptal ettirmeyi meslek edinenler olduğuna dikkat çeken Gül, en çok ihale yapan bakanlığın Sağlık Bakanlığı, ilin ise İstanbul olduğunu açıkladı.

KİK Başkanı Gül, Kurumun Konya yolu üzerindeki yeni binasında, Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleri ile bir araya geldi.

Gül, görüşmede yılın ilk yarısına ilişkin kamu alımı istatistiklerini açıkladı, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle yapım işlerine ödenecek ''fiyat farkı kararnamesi'' çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Gül, ihaleye çıkacak kamu kurumlarının KİK'ten ihale kayıt numarası alması gerektiğini, bu nedenle toplam ihale sayısını tespit edebildiklerini belirterek, ihale bilgileri konusunda ise verilerin yalnız Kuruma bilgi gönderen idarelerle sınırlı kaldığını, zorunluluk bulunmadığını kaydetti. Gül, Meclis'teki Kamu ihale Yasası ve Kamu İhale Sözleşmeleri Yasasında değişiklik öngören tasarıda, bu konuda idareleri zorlayıcı koşul öngördüklerini bildirdi.

Gül'ün açıkladığı istatistik sonuçlarına göre, 1 Ocak-30 Haziran 2008 döneminde, kamu kurumları toplam 79 bin 96 ihaleye çıktı, 67 bin 913'ünün ihale süreci tamamlandı. Kuruma, 45 bin 158 adet ihaleye ilişkin bilgi ulaştırıldı.

Geçen yıl ilk 6 ayda kamu, 53 bin 986 ihale gerçekleştirmişti. Buna göre, ihale sayısında yüzde 25,8 artış meydana geldi.

6 ayda 24,2 milyar YTL alım

Kuruma ulaşan ihale bilgileri çerçevesinde kamu, ilk 6 ayda 24,2 milyar YTL alım yaptı.

Kanun kapsamında yapılan 32 bin 170 ihalenin yüzde 53,3'ünü (17 bin 137) mal alımı, yüzde 32,3'ünü (10 bin 401) hizmet alımı, yüzde 14,4'ünü (4 bin 632) yapım işleri oluşturdu. Yasa kapsamı dışında gerçekleştirilen 12 bin 988 kamu ihalesinin de yüzde 82,3'ünü (10 bin 689) mal alımı, yüzde 16,8'ini (2 bin 182) hizmet alımı, yüzde 1'ini (117) yapım işleri meydana getirdi.

Kamu, bu dönemde gerçekleştirdiği ihaleler için toplam 24,2 milyar YTL ''yaklaşık maliyet'' belirledi. Ancak ihale sözleşmeleri toplam 19,7 milyar YTL oldu. Buna göre kamu, 4,5 milyar YTL ''tasarruf'' sağladı.

Kuruma bilgisi gönderilen 45 bin 158 ihale için toplam 21 bin 784 yüklenici ile 59 bin 79 sözleşme imzalandı. Her yüklenici, ortalama 3 ihale sözleşmesine imza attı. Uyruğa göre bakıldığında, ihale sözleşmelerinin yüzde 99,7'sinin yerli, yüzde 0,3'ünün yabancı yüklenicilerle imzalandığı belirlendi. Yabancı yüklenicilerin 114'ünü AB ülkeleri, 31'ini ABD, 23'ünü diğer ülkelerin vatandaşları oluşturdu.

İlk yarı yılda, ihalelerin sayısal olarak yüzde 17'si(5 bin 569 ihale), parasal olarak yüzde 70'i(13,8 milyar YTL) yabancı isteklilere açık gerçekleştirildi. Söz konusu ihalelerin sayısal olarak yüzde 8'inde, parasal olarak yüzde 22'sinde yerli istekli lehine fiyat avantajı uygulandı.

Sağlık Bakanlığı ve İstanbul fark attı

Bu dönemde, en fazla ihaleyi, 7 bin 344 ile yine Sağlık Bakanlığı yaptı. Milli Savunma Bakanlığı 3 bin 667 ihale ile ikinci, Milli Eğitim Bakanlığı 2 bin 581 ihale ile üçüncü sırada yer aldı.

KİT'lere bakıldığındaysa Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 117 ihaleye karşılık 1,5 milyar YTL ile ilk sıraya yerleşti. Devlet Malzeme Ofisi 777 milyon YTL ile ikinci, TEDAŞ 637 YTL ile üçüncü oldu.

Belediyeler de bu dönemde 10 bin 220 ihale gerçekleştirdi. İstanbul İli Belediyeleri ve Belediye Şirketleri 3 bin 206 ihale ile birinci, Ankara İli Belediyeleri ve Belediye Şirketleri 574 ihale ile ikinci, İzmir İli Belediyeleri ve Belediye Şirketleri 558 ihale ile üçüncü sırada yer aldı.

Söz konusu ihalelerin toplam tutarı 8 milyar YTL'yi buldu. Bu açıdan değerlendirildiğinde de İstanbul İli Belediyeleri ve Belediye Şirketleri 4 milyar YTL ile birinci, Ankara İli Belediyeleri ve Belediye Şirketleri 861 milyon YTL ile ikinci oldu. Üçüncü sırayı ise 418 milyon YTL ile Aydın İli Belediyeleri ve Belediye Şirketleri aldı.

Yüksek Öğretim Kurumlarınca yapılan 1866 ihaleden 169'unu İstanbul Üniversitesi, 141'ini Süleyman Demirel Üniversitesi, 89'unu da Hacettepe Üniversitesi gerçekleştirdi.

642 ihale iptal

1 Ocak-30 Haziran döneminde 1976 yasaklama kararı alındı ve kamu ihalelerine girmekten yasaklı listesinde yer alan kişi ve kuruluş sayısı 4 bin 660'ya yükseldi.

Kurul bu dönemde 642 ihaleyi iptal etti. İptal edilmesinin yanı sıra 18 ihale için ''konunun incelenmek ve/veya soruşturulmak üzere'' ilgili kuruma bildirim yapılması, 2 ihale için de Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.

281 ihale için ''idarece düzeltici işlem yapılmasına'' karar verildi. Bu işlemle birlikte ayrıca 3 ihale için ilgili kuruma bildirim, 1 ihale için de Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulması karara bağlandı.

Kurul, geçen sene Ocak-Haziran döneminde 488 ihaleyi iptal etmişti.

İhalelere için Kuruma yapılan şikayet başvuru sayısı da geçen seneye oranla yüzde 22 artarak 2 bin 882'ye yükseldi.

Kurul bu dönemde, 813 ihaleye ilişkin şikayet başvurusunu reddetti. 173 ihale için ise daha önce bu yönde karar alınması ya da idarenin ihaleyi iptal etmesi nedeniyle karara yer olmadığı sonucuna vardı.

Kuruma gelen şikayetlerin toplam ihaleler içindeki oranına bakıldığında,hizmet alımı ihalelerinin yüzde 13'ü, yapım işlerinin yüzde 3'ü, mal alımı ihalelerinin yüzde 2'si şikayete konu oldu. Toplamda, ihalelerin yüzde 5'i şikayet edildi.

Şikayeti meslek edinen kişiler

Gazetecilerin, şikayetlerin artış gerekçesine ilişkin sorularını yanıtlayan KİK Başkanı Gül, bir kişinin 6 aylık dönem içinde 103 ihale için şikayet başvurusunda bulunduğuna dikkati çekti.

Mevcut şikayet mekanizmasının suiistimale açık olduğunu kaydeden Gül, Meclis'teki tasarı ile şikayet başvuru ücretlerini artırmayı ve süre sınırlaması getirmeyi planladıklarını söyledi.

Bir kişinin ortalama 100 YTL doküman ve 301 YTL başvuru ücreti ödeyerek, şikayet hakkı kazandığını belirten Gül, şöyle konuştu:

''Bize gelen bilgilere göre şikayet etme hakkı, bir takım pazarlıklara konu ediliyor. Şikayeti meslek edinen kişiler, ihaleyi kazanan kişilere gidiyor (Bana şu kadar para vermezsen, ihaleyi şikayet edip iptal ettireceğim) diyor. Bu kişiler ihale dokümanını çok iyi inceliyorlar ve prosedür eksikliklerini çok iyi biliyorlar. Bu yüzden şikayet ettiklerinde de çoğu zaman ihale iptal edilebiliyor.''

Gül, şikayet süreci, iptal sonucu doğurmasa bile, alınan milyarlarca liralık işin 3-4 ay gecikmesine yol açabildiğini, bunun da ''pazarlık konusu'' haline getirilebildiği anlattı.

Hasan Gül, tasarı ile öngörülen sistemde, dokümana yönelik şikayetin, en geç ihale tarihinden 3 iş gücü önce yapılabileceğini, ihale gerçekleştirildikten sonra dokümana yönelik herhangi bir şikayetin söz konusu olamayacağını belirtti.

Denetim mekanizmaları

Gül, bir gazetecinin kamuoyunda ''adrese teslim ihale'' olarak bilinen usulsüz ihalelerin dokümandaki düzenlemeyle gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, ''Böyle bir ihale olduğu, ihale yapıldıktan sonra anlaşılsa Kuruma şikayet edilemeyecek mi?'' diye sorması üzerine, öngörülen yapıda bunun mümkün olmadığını kaydetti. Gül, şöyle konuştu:

''Eğer ki belli bir marka modeli tarif edecek şekilde ihale yapıldı. O ihale de şikayet edilmedi, sonuç kesinleşti. Bizim açımızdan süreç tamamlanmıştır ama diğer denetim mekanizmaları açısından sürecin tamamlandığı anlamına da gelmez. Teftiş mekanizması var, vesaire onlar işletilebilir.''

Kamu İhale Kurumunun dosya üzerinden usulsüzlük tespiti yaptığını, bunun yetersiz olduğunu kaydeden Gül, teftiş kurullarının mahalinde inceleme yürüttüğünü, tarafları dinlediğini anlattı ve ''Ancak bu tür bir mekanizmayla siz yolsuzluğu tespit edebilirsiniz'' dedi.

Bir gazetecinin teftiş kurullarının kaldırılmasının da gündemde olduğuna dikkati çekmesi üzerine Gül, ''Teftiş kurullarını dışarda bile bıraksanız, böyle somut bir tespitiniz varsa savcılıklar zaten bu iş için var. Şu anda da savcılarla birlikte çalışan çok sayıda uzmanımız var. Bu tür soruşturmalara başladığı zaman bilirkişi olarak bizden de katkı istiyorlar'' dedi.

Gül, tasarı ile şikayet mekanizmasının zorlaştırılacağını, aynı zamanda kurumun re'sen inceleme yetkisinin de kaldırılacağını belirterek, ''Bu durum, süreçte boşluk yaratır mı?'' diye sorulması üzerine, kurumun kuruluş amacı ve esasına bakmak gerektiğini vurgulayarak, ''Bizim asli görevimiz ihtilafları çözmek. Biz teftiş kurulu değiliz'' dedi.

Hasan Gül, özetle şunları söyledi:

''Avrupa Birliği uygulamalarında da bu tür kurumların kuruluş sebebi hep itilafları çözmektir. Bizim asli görevimiz, üzerinden 6 ay, 1 yıl geçmiş ihaleleri bir teftiş kurulu anlayışıyla incelenmesinden çok, sözleşmesi henüz imzalanmayan, herhangi bir hak kaybı, mağduriyet varsa giderilebilme noktasındaki ihaleleri inceleyip, hak kaybı varsa onu tespit edip, bir an önce çözmek. Onu gözden kaçırmamak gerekiyor.

Gazete haberlerinin incelenmesi falan...Bunlar lüzumsuz şeyler değil elbette ama ben diyorum ki her kurum en faydalı hangi alanda olabiliyorsa orada çalışsın. Biz teftiş kurulu değiliz. Teftiş kurullarının fonksiyonel olacağı alanlarda bizim çalışıyor olmamız, bana göre emek kaybı.''

KİK Başkanı Gül, başka bir soru üzerine, tasarıda, başvuru ücretlerinin ihalenin türü ve büyüklüğüne göre 50 YTL ile 10 bin YTL arasında olmasının öngörüldüğünü söyledi.

En az şikayet İngiltere'de

Hasan Gül, benzer ülke örneklerine yönelik bir soru üzerine, kamu ihaleleri için en fazla şikayet başvurusunun Türkiye'de yapıldığını belirtti. Türkiye'yi binler seviyesinde İtalya'nın izlediğini, Danimarka'da da başvuruların yüksek olduğunu kaydeden Gül, en az şikayetin ise yılda 4-5 başvuru ile İngiltere'de görüldüğünü belirtti. Farkın nedenine ilişkin soruya karşılık da Gül, İngiltere'de şikayet mekanizmasının daha çok yargıya dayandığını kaydetti. Türkiye'deki tablonun, olumlu açıdan bakıldığında KİK'in etkin çalıştığı, insanların şikayet sistemine güvendiği şeklinde de yorumlanabileceğini ifade eden Gül, ''konunun ülkedeki yolsuzluk oranı ve güven sorunuyla ilişkisine'' yönelik soru üzerine ise gülümseyerek, yorum yapmak istemediğini belirtti. KİK Başkanı Gül, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle kamuya iş yapan müteahhitlere ödenmesi planlanan ''fiyat farkı'' konusundaki sorulara karşılık da kararname konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verildiğini anımsatarak, Bakanlar Kuruluna sunulmak üzere çalışma başlattıklarını belirtti. Fiyat farkı kararnamesinin 31 Mayıs 2008'den önce ihalesi gerçekleştirilen işleri kapsayacağını ve 1 Ocak 2008'den sonra yapılan ve yapılacak yapım işlerine ödeneceğini anlatan Gül, yasadaki yöntemle hesaplanan fiyat farkını aşan maliyete yönelik ek fiyat farkı üzerinde çalıştıklarını söyledi. Gül, demir fiyatlarındaki artışın çok belirgin göründüğünü, başka kalemler için yorum yapamayacağını, çalışmaların devam ettiğini kaydetti.