İhracatta düşüş bitti ancak riskler de var
Otomotiv ve hazır giyimdeki olumlu performansın sürmesiyle yaklaşık 2 yıldır gerileyen ihracat tekrar yükseliş trendine giriyor. Ancak ihracatçıların başta güvenlik endişeleri olmak üzere aşması gereken bir dizi sıkıntı da bulunuyor
Mehmet FİLOĞLU
Ağustos ayı ihracat rakamları yarın açıklanacak. İhracat tutarı yaklaşık 11 milyar dolar, yıllık artış oranı ise yüzde 6.5 civarında olacak. Darbe girişimi sonrası ilk tam ay verisi olmasıyla önem taşıyan rakamlar, her ne kadar olumlu olsa da artışın önemli bir bölümü emtia fiyatlarındaki baz etkisi ve iş günü fazlasından kaynaklanıyor. Buna rağmen ağustos ihracatta son 2 yıldır süren düşüş trendinin sona erdiği ay olabilir. Gelecek ay bayram tatilinden dolayı muhtemelen düşüş görülecek ancak bu ana eğilimi değiştirmeyecek.
Çelikte baz etkisi tersine döndü
Çelik ihracatı son yıllarda ton başına yatay seyretse de değer bazında büyük düşüşlere sahne oldu. Bu yılın ocak-temmuz döneminde Türkiye’nin miktar bazındaki çelik ihracatı geçen yıla göre yalnızca yüzde 0,2 azalışla 9,4 milyon ton oldu. Aynı dönemde değer bazındaki ihracat yüzde 17,6 düşüşle 5,1 milyar dolara geriledi. Ağustos ayı ortalama çelik fiyatları ise son dönemdeki trendi tersine çevirebilir. Uluslararası piyasalarda çeliğin ton başına fiyatı geçen yıl 150 dolar civarındayken bu yıl son dönemdeki ralli ile birlikte 300 doların üzerine çıktı. Çelik ihracatçıları bu yıl ilk çıkışını haziran ayında yapsa da geçen ay yaşanan sıkıntılar buna ara vermişti. Ağustos ayı çelik ihracatçıları için yeni bir yükseliş trendinin başlangıcı olabilir. Ağustosta ihracat artışı yüzde 4-5 civarı olacak. Mısır’ın ihracattaki artan katkısının da devam etmesi bekleniyor. Bununla birlikte çelik fiyatında son dönemde yaşanan yükselişin geçici olduğu ve yeni dipler görülebileceğine ilişkin açıklanan raporlar sektör açısından belirsizlik yaratıyor.
Petrol kaynaklı düşüş son buldu
Çelikte yaşanan durumun bir benzeri kimya sektöründe yaşanıyor. Sektörün temel girdi maddesi petrolde yaşanan fiyat hareketleri ihracatı net bir biçimde desteklemese de son dönemde olduğu gibi olumsuz katkı da vermeyecek. Brent petrol fiyatı bu yılın ağustos ayına her ne kadar düşük seviyeden başlasa da hızla yükselerek 50 dolar seviyelerine yükseldi ki bu geçen yılki seviyeyle aynı. Bu gelişme ihracat rakamlarına da yansıyor. Ağustosta kimyevi maddeler ihracatı uzun zaman sonra sınırlı da olsa artışa geçecek. İhracatta yüzde 2’ye yakın bir yükseliş görülecek. Önümüzdeki dönemde petrol fiyatındaki gelişmenin sektörün ihracatına olumsuz bir katkı yapması ise beklenmiyor.
Otomotiv ve hazır giyim ihracatı sırtlıyor
2016 yılında ihracatta iki sektör öne çıktı. Hazır giyim ve otomotiv. Bu iki sektördeki ihracat artışı toplam ihracattaki düşüşü sınırladı. İki sektörün başarılı performansı ağustosta da sürdü. Hazır giyim ihracatı ağustosta yüzde 8 civarı artırdı. Otomotiv ise sürpriz yaparak yüzde 20’nin üzerinde ihracat artışı yakaladı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu’ya göre yüksek orandaki artışa bazı modellere Avrupa’dan gelen aşırı talep sebep oldu. Bu yüksek artış, ağustosta geleneksel olarak hazır giyimin gerisinde kalan otomotiv ihracatı nın bu yıl zirvede başa baş bir noktada tamamlayacağını gösteriyor. Orhan Sabuncu, ağustostaki performansın gelecek aylarda da süreceğini belirtti.
Bu yıl 1 gün fazla çalıştık
İhracattaki artışta iş günü fazlası da etkili oldu. 2015’in Ağustos ayında 21 iş günü varken bu yıl 22 gün bulunuyor. Bu da yaklaşık 500 milyon dolarlık, başka bir deyişle yaklaşık yüzde 5’lik bir artışın iş günü artışından kaynaklandığına işaret ediyor. Öte yandan temmuzda ve eylülde uzun bayram tatillerinin olacağı önceden belliydi. Bu sebeple de şirketlerin siparişlerini normalde sakin geçen ağustosa kaydırma eğilimi göstermiş olabileceği belirtiliyor.
Güvenlik sorunu ticareti de etkiliyor
İhracatta teknik sebeplerle yaşanan artışa rağmen riskler de sürüyor. En önemlisi güvenlik riski. Konuyla ilgili en net örneği Spring Near East Manufacturing kurucu ortağı Esra Ercan vermişti. Ercan artan terör saldırıları nedeniyle darbe girişiminden çok önce yabancıların Türkiye’ye gelmeyi bıraktığını belirtti. İki hafta önce İHKİB toplantısında konuşan Ercan, “Alım grupları bir süredir Türkiye’ye gelmiyor. İptal edilen ziyaretler var. Biz de buna karşılık ürünleri bavullara yükleyerek, kendimiz alım gruplarına götürüyoruz. Ancak bunun etkisi sınırlı. Türkiye’ye gelen alım grupları akıllarında olmayan ürünleri de görüp sipariş verebiliyordu. Ancak şimdi alımlar, onların kafalarındaki ürünler ve bizim bavullarla götürdüklerimizle sınırlanıyor” demişti. İşadamları yabancı ortaklarına her ne kadar Türkiye’nin güvenli olduğunu her fırsatta anlatsa da özellikle metropollerde yaşanan saldırıların sürmesi Türkiye’ye gelecek alım gruplarının önünde engel olmayı sürdürecek. Bu konuda ihracatçıların çok fazla bir seçeneği bulunmuyor.
İhracatı artıran ithalatı da artıracak
Petrol fiyatında baz etkisinin ortadan kalkması ithalatta da ihracatta yaptığı etkiyi yapacak. Türkiye’nin dış ticaret açığı son dönemde neredeyse tamamen petrol fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak geriliyordu. Cari açıkta da yapısal hiçbir düzelme gözlenmezken, petrol temelli bir düşüş söz konusuydu. Hizmetler tarafında da turizm kaynaklı gelir kaybı olduğu bu dönemde cari açıktaki iyileşme son buldu. Hatta geriye gidiş başladı. Önümüzdeki dönemde talep tarafında teşviklerin de devreye girmesiyle cari açıkta yukarı yönlü riskler artabilir. Bu ortamda fonlama tarafında sıkıntı yaşanması, hükümeti 2012’de olduğu gibi ekonomiyi soğutacak önlemler almaya zorlayabilir.