İnşaat demirine tedbir geliyor
Son bir buçuk aydır devam eden ve bazı bölgelerde şantiyelerin durmasına yol açan inşaat demiri sıkıntısı Ekonomi Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Ekonomi Bakanı Zeybekci, bu konu ile ilgili atacakları adımları pazartesi günü duyuracaklarını açıkladı.
HABER MERKEZİ - Referandumdan bu yana devam eden inşaat demiri sıkıntısında Ekonomi Bakanlığı devreye girdi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada konuyla ilgili bakanlıkça atılacak adımları pazartesi günü duyuracaklarını söyledi.
Demir çelik üreticileri ile inşaatçılar arasında bir süredir devam eden tartışmada bazı inşaat ve gayrimenkul şirketleri, “inşaat demiri bulunmuyor, yerli demir çelik üreticiler iç piyasada müteahhitlere demir vermiyor, fiyatları da çok artırdılar” şikayetinde bulunmuş; sorunun aşılması için ithalatın kolaylaştırması talebi gelmişti. Demir çelik üreticileri ise konu ile ilgili açıklamalar yaparak, fiyat artışının global piyasadaki ortalamanın altında olduğunu, sıkıntının da inşaatçıların referandum sonrası birden hızlanmasından kaynaklandığını savunmuştu.
Konu gündeme gelince Ekonomi Bakanlığı’nın bu konudaki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğu öğrenildi. İstanbul’da katıldığı bir toplantı sonrası tedbir alınacağını açıklayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, önümüzdeki pazartesi bu konuda adım atılacağını söyledi. Zeybekci, nasıl bir adım konusunda açıklama yapmadı.
İhracat rekoru kırıldı
Sektör uzmanlarının açıklamalarına göre inşaat demiri sıkıntısı referandum öncesinde faaliyetlerini büyük ölçüde yavaşlatan müteahhitlik firmalarının, 16 Nisan sonrası işleri hızlandırmasıyla başladı. Yapısı gereği stoka üretim yapamayan ya da çarkları durduramayan çelik sektörü, referandum öncesi yurtiçinden fazla talep alamayınca ihracata yöneldi. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre, ocak-nisan döneminde geçen yıl aynı döneme göre miktar bazında %23.9 artışla 6.9 milyon ton ihracat yaptı. Bu rakamla son 11 yılın ton bazında rekorunu kırdı. Söz konusu dönemde ihracat değer bazında da %42.8 artışla 4 milyar dolar oldu. Mayısın ilk 23 gününde ihracatı %42 artarak 724 milyon dolara yükseldi.
Kapasitelerini yurtdışı bağlantılarla dolduran yerli demir üreticileri referandum sonrası canlanan inşaat sektörünün demir ihtiyacını karşılayamadı. Bazı bölgelerde inşaatların demir yokluğundan durduğu haberleri geldi. Sorun İstanbul ve Ege Bölgesi’nde büyük ölçüde giderildiği, diğer bölgelerde hala devam ettiği belirtiliyor.
“Türkiye’de fiyatlar dünya ortalamasının altında”
İnşaat demiri tartışmalarının bir tarafı da fiyatın çok arttığı. TÇÜD’ten bu konuda yapılan açıklama şöyle: “Türkiye iç piyasasında geçerli fiyatlar incelendiğinde, yükseliş trendinin başladığı 3 Ekim 2016 tarihinde 375 dolar/ton seviyesinde bulunan fiyatların, mayıs ayı itibariyle 475 dolar/ton seviyesinde olduğu gözlenmektedir. Söz konusu dönemde dolar bazında fiyatlar yüzde 26 yükselmiş, dünya piyasalarında da benzer oranlarda fiyat artışları yaşanmıştır. Aynı dönemde, Türkiye iç piyasasında inşaat demiri satış fiyatlarındaki artış ise dolar bazında %26 seviyesinde gerçekleşirken, TL bazında %45’e ulaşmıştır. Söz konusu fiyat artışı da ilgili dönemde, TL'nin dolar karşısında %17 oranında değer kaybederek, paritenin 3.05’ten 3.58’e çıkmasından kaynaklanmıştır. Bu yönü ile fiyatlar tamamen uluslararası piyasalara, paralel bir şekilde seyretmekte ve Türkiye piyasasında geçerli fiyatlar dünya ortalamasının altında kalmaktadır.”
Taraflar ne söyledi?
● Biz stoka çalışan bir sektör değiliz
Konuyla ilgili konuşan Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan: “Ekonomi Bakanlığı iddiaları araştırıyor. Üretim kapasitesi inceleniyor. Biz rahatız. Sıkışıklık arızi olarak zaman zaman olabilir. Bazı şirketler bugün talebini iletip, bunu yarın yerine getirilmesini istiyor ki bizim sektörde bu mümkün değil. Biz stoka çalışan bir sektör değiliz. Çelik sektörünü suçlayanlar da söylediklerinin mantıksız olduğunu biliyor. ‘Üreticiler bizim ihtiyacımızı öngörmeliydi’ gibi bir açıklama yapılmış. Proje sahipleri kendi talebini öngöremezken, üreticilerden beklemek adil değil. Büyük müteahhitler durumun farkında. Açıklamaları da mantıklı. Kurumsal olmayanların dahil olduğu bazı yapıların tepelerindeki isimler kendi üyelerine iyi görünmek için kafa karıştırıcı açıklamalar yapıyor. Türkiye’de dünya piyasalarından farklı bir fi yat yok. Hatta çoğu ülkeye göre daha rekabetçi bir fi yat var. İçeride talep varken ihracat yapar mısınız? Ya da içerideki fi yatlar dünyadan yüksekse, çelik üreticileri kafayı mı yemiş? Bazı müteahhitler sorunun çözümü için ithalatı kolaylaştırıcı adımlar talep ediyor. Bugün ithalat yapayım derseniz onun gelmesi 3 ayı bulur. Zaten o zamana kadar sorun çözülür. Ayrıca Ege ve İstanbul bölgesinde sorun çözülmüş durumda. Kaldı ki Türkiye’de inşaatlarda kullanılacak demirin TSE 708 kalite standardına uygun olması lazım. Yoksa o binaya izin verilmez.”
● Demirin maliyeti betonu geçti
Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas: "Demir bulmada bir sıkıntı yaşamadık ancak F22 ve F24 gibi bazı türlerde sıkıntı var. Fiyatlarda çok hızlı bir yükseliş yaşandı. Yılın başında demirin kilosu 1.2 TL iken, şimdi 2 TL’ye geldi. Ayrıca çıkarılan deprem yönetmeliklerinden dolayı demirin inşaat içindeki payı arttı. Eskiden en büyük maliyet kaynağımız beton iken deprem yasalarından dolayı bu demire döndü. Bir binanın maliyetinin yüzde 30’u kaba inşaattan oluşuyor. Bununda yüzde 10’u demir oldu.”
● Sorun kısa sürede çözülür
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün: “İnşaat demiri konusunda sıkıntı devam ediyor. Sorun arz-talep kaynaklı ve ani talep artışı demir üreticilerini zorladı. Sorunun uzun süre devam etmesini beklemiyoruz. Kısa bir süre içinde çözüleceğini düşünüyorum. Hazırlıklar yapılmasıyla işlerin eski hale dönecektir.”
● Demir fiyatı açıklananın üzerinde
İnaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Özen: “Şu an ihracat yapıldığı için iç pazarda çok az demir bulunuyor. Bu nedenle açıklanan rakamların çok üzerinde bir demir fiyatı ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum da inşaat maliyetleri arttığı içinde ancak alım gücü yüksek firmalar yüksek fiyatı daha rahat karşılayabiliyorken orta ölçekli ve küçük firmaları fiyatlar oldukça zorluyor.”